English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ U ] / Ucreti

Ucreti Çeviri İngilizce

353 parallel translation
Ücreti çoktan ödenmiş.
It's already paid for.
Ücreti ne kadar?
How much does it cost?
GİRİŞ ÜCRETİ
ADMISSION
Ücreti nedir?
What's the tariff?
- Ücreti ne kadar?
- How much does this cost?
Ücreti ne?
What does it pay?
Ücreti çok düşük.
The pay's too small.
Ücreti ne kadar?
How much?
Ücreti karşılığında, anne ve çocuğun icabına bakılır.
Takes care of both mother and child for a fee.
Ücreti şuraya bırakıver.
Put your fee over there.
Ücreti ne kadar? - Gel hadi!
How much will it cost?
Ücreti yoksa riski göze alabilirim.
If the price is nothing, I take the chance.
Ücreti boşver.
Never mind the fare.
Ücreti ödemeden gittin.
You left without paying the bill.
- Ücreti daha belli olmadı.
- But no estimate yet.
Ücreti onaylıyor musunuz?
Will you accept the charges?
Ücreti çok yüksek değil mi?
Isn't he very expensive?
Ücreti ne?
I'd like to pay.
Ücreti neyse öderim.
I'll take care of everything.
Ücreti ne olur?
At what rate of payment?
- Ücreti alayım.
- You pay now.
"Biz kadınlar aynı iş için erkeklerden daha az ücret almayacağımız ve kocalarımızın sırtından geçinmeyeceğimiz bir gün için mücadele ediyoruz." "Ücreti olmayan ama toplumsal olarak önemli bir iş olan ev işlerini yürütüyoruz."
"We women fight for the time when we no longer will get less pay than a man for the same work... no longer live off our men, do unpaid yet socially essential housework."
- Ücreti kabul ediyor musunuz?
- You accept the charges?
Ücreti de oldukça iyi.
The pay's good.
- Ücreti dolgun mu?
- Does it pay well?
Ücreti dolgun olacak.
It'll be well paid.
Ücreti 60'a 40 bölüşmeyi kabul ettim.
I agreed to split the fees 60 / 40.
Ücreti reddedilemeyecek kadar iyiydi.
The compensation was great.
Ücreti makuldü
Coast is clear
Sizi uyarayım, küçük bir odadır. Ücreti diğer odalarla aynıdır
I warn you, it's a small room same price as the other rooms
- Ücreti paylaşmaktan söz eden kim?
Who said anything about sharing fares?
Ücreti ödemediniz.
Here, pay me.
# - Ücreti biliyor musunuz?
- Did they tell you the price?
Ücreti al. - Sizden hiç ücret alır mıyım Bayan Gomes.
" Get the bill. - never a bill for you, mrs.
Ücreti tam olarak 250 dolardır.
Still, it does cost money. $ 250 to be exact.
Ücreti size ödeyebilirim.
But I can pay the fare to you.
- Ücreti biliyorsunuz.
- You know the price.
Ücreti ödedi.
He paid the fee.
- Ücreti ne?
- What's the rate?
Ücreti ne kadar?
What does that pay?
Ücreti vereyim.
I want fatty pork in mine.
Ücreti haftada 600 Dolar yazan.
Yeah, this one.
- Ücreti ödeyebilirim.
- Maybe I could pay.
Bu arada sen de müzeye göz atabilirsin. Ücreti 30 kopektir.
And for now you can take a look at the museum, 30 kopecks for the ticket.
Ücreti nasıl ödeyeceksiniz?
And how will you be paying for this, sir?
Ücreti bizimkinden daha fazla.
She's getting paid more than we are.
Ücreti ödeyemeyenler oldu
♪ Someone couldn't pay the price
Ücreti konuşmadık.
We haven't discussed the subject of payment.
Ücreti öder misin?
Will you pay the cab fare?
Ücreti 100 dolar.
Oh, well, that'll be $ 100.
Ücreti peşin aldım.
I got paid in advance.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]