Ukâlâ Çeviri İngilizce
20 parallel translation
Bir bu ukâlâ eksikti, ha?
A wise guy in on this, huh?
- Ukâlâ!
- Smart-ass!
Şimdi de komiklik yapsana, ukâlâ.
Say somethin'funny now, smartass.
Her yıl çocuklar giderek daha çok ukâlâ oluyor.
And each year, these kids get more and more arrogant.
Ukâlâ takılmayı sürdür.
Keep cracking wise.
Ukâlâ eski erkek arkadaş.
Smartass ex-boyfriend.
Kaç para verdiler sana, ukâlâ?
How much did they pay you, smart-ass?
Fakat, tam olarak ukâlâ gibi görünmeden benim yüzümden mi olup olmadığını sormamın bir yolu yok.
Except I can't ask her if it's because of me without sounding totally self-absorbed.
Ukâlâ değilim, değil mi Ryan? - Ben...
And I'm not self-absorbed, right, Ryan?
Espri yapsam, ukâlâ ;
If I make fun, it's because I'm cocky.
Ukâlâ göründüysem özür dilerim ama ben sadece işimi yapmak istiyorum.
I don't want to sound like a wiseguy. I'm sorry, but... I just want to do my job.
Ukâlâ!
- Ass.
Umarım alınmıyorsundur, Russell ama tam bir ukâlâ ibneye benziyorsun.
Hope you don't mind me saying so, Russell, but you are being a rather miserable old cunt.
Umarım söylememe kızmazsın ama ukâlâ yaşlı teyzelere benziyorsun.
I hope you don't mind me saying, but you are being a bit of a right old moody.
Bizim de KGB'de adamımız var ukâlâ.
We've got guys in the KGB too, smarty.
Martin, ukâlâ kişileri kimse sevmez.
Martin, no-one likes a smart arse.
Ukâlâ herif hiç görünmemiş.
Creep was a total no-show.
Ukâlâ halâ hayatta olurdu..
Smart Ass would still live.
Beni dinle, ukâlâ herif. Her şey bitti. - İşin bitti.
Listen, you smarmy piece of crap, it is over, you are done.
Ver bana şu dergiyi, ukâlâ.
Give me that magazine, smart ass.