Unutuyorum Çeviri İngilizce
1,157 parallel translation
Bazen onun öldüğünü unutuyorum.
SOMETIMES, UH, I FORGET HE'S DEAD.
Sessiz ol. Çalıştıklarımı unutuyorum.
Quiet down. I can't hear myself forget what I'm studying.
Buraya iş için geldiğini unutuyorum.
I forget you're here on business.
Lanet hapları hep unutuyorum.
Damn pills. I'm always forgetting'em.
Bir şey unutuyorum.
Oh, I'm forgetting something.
- Neyi unutuyorum acaba?
Now, uh, what am I forgetting?
Para. Para taşımayı hep unutuyorum.
Money. I keep forgetting to carry money.
Unutuyorum.
I forget.
başka şeyleri unutuyorum.
I don't think about anything else.
Bunun senin için zor olduğunu bazen unutuyorum.
I forget that this must be hard on you. Everything's so different.
Hepsini aynı boya getirmeye çalışıyorum ama söndürmeyi unutuyorum ve baştan başlamak zorunda kalıyorum.
I've been trying to get them all the same length. But I keep forgetting to blow'em out and I have to start all over again.
Sen hergün yeni bir şey öğreniyorsun ben de yeni bir şey unutuyorum.
It's like every day you learn somethin new and I forget something'new.
İş adamı olduğunu hep unutuyorum.
I keep forgetting you're a businessman.
Bazen ne kadar güçlü olduğumu unutuyorum.
Sometimes, I just don't know my own strength.
Her şeyi unutuyorum.
I shall forget my own funeral.
Sürekli unutuyorum.
Ikeep forgetting.
- Anahtarı sürekli unutuyorum.
Always forgetting.
Artık numaraları kolay unutuyorum.
I'm no longer good with numbers.
- İsimlerini unutuyorum.
- I forget their name.
Ondan kurtulmayı hep unutuyorum!
I keep forgetting to get rid of it.
Şey dinle neredeyse unutuyorum.
THERE'S SOMETHING I ALMOST FORGOT.
Sütü her zaman unutuyorum.
I always forget the milk.
Her gün yaptığım işlerin dışında bir şey yapmanın ne kadar önemli olduğunu unutuyorum hep.
I often forget how important it is. To step away from my ever present routine.
Katılmayı sürekli unutuyorum.
I keep forgetting to enter that.
Artık yılı hep unutuyorum.
- I keep forgetting the leap year.
Bu kısmı her zaman unutuyorum.
I always forget that part.
Ama günün sonunda her şeyi unutuyorum.
But at the end of the day, I got over it.
Şu an, diğer liderlerin hakkımda söyledikleri, tüm kötü şeyleri unutuyorum ve onların da haklarında söylediğim kötü şeyleri unutmalarını diliyorum.
I've forgotten every bad thing other leaders said about me and I pray they'll forget the many bad things I said about them.
Bir şeyi unutuyorum sanki.
I just keep thinking there's something I'm forgetting.
Bazen benim geldiğim yerde kötü olan her şeyin... burada iyi olduğunu unutuyorum.
I don't always remember that everything here is good... that was bad where I came from.
Hep unutuyorum.
I keep forgetting.
- Bazen unutuyorum.
- I keep forgetting, you know.
Anlayamadığım bir şeyler var Denesem bile unutuyorum sürekli
Something here I'm not quite getting Though I try, I keep forgetting
Hep unutuyorum.
I always forget about that.
Bazen Gotham'ın ne kadar güzel olabildiğini unutuyorum.
Sometimes I forget how beautiful Gotham can be.
Bunu her zaman unutuyorum.
I always forget that.
Şey, bilirsin, benim için biraz zor, çünkü ikinci bölümü hep unutuyorum.
Oh, well, you know, it's hard,'cause I always forget the second part.
Ha sahi. Bunu sürekli unutuyorum.
Uh, right. I keep forgetting that.
Ne kadar şanslı olduğumu biliyorum... çünkü bazen kızlarımı yanımda götürüyorum ve sonra onları unutuyorum.
I know how lucky I've been,'cause there were times when I drove my little girls around... just ripped out of my mind.
- Sulamayı hep unutuyorum.
- I always forget to water it.
Ne kadar şanslı olduğumu biliyorum... çünkü bazen kızlarımı yanımda götürüyorum ve sonra onları unutuyorum.
I know how lucky I've been... because there were times when I drove my little girls around just ripped out of my mind.
Bazen ona bir şey söylemek için arkamı dönüyorum ama onu göremiyorum. Bir an için neden göremediğimi unutuyorum.
Sometimes I will turn to say something to her, she's not there but just for a second, I don't know why she's not there.
- Repliklerimi unutuyorum Bayan Warren.
- I'm really nervous.
Sadece öğrenmemekle kalmayıp bildiklerimi de unutuyorum.
Not only am I not learnin'... I'm forgettin'stuff I used to know.
Nereye park ettiğimi unutuyorum sürekli.
I always forget where I park.
Bazen kendimi tanıtmayı unutuyorum.
I sometimes forget to introduce myself.
Büyk olmanın ne demek olduğunu unutuyorum.
I'm forgetting what it's like to be a grown up.
Yazma materyalleri taşımayı hep unutuyorum.
I always forget to carry writing materials.
Ve ben unutuyorum.
And I... I forget things.
Hep unutuyorum, makarna, peynir ve sos mu... peynir, makarna... veya makarna, sos, peynir mi... makarna, peynir ve sos.
I always forget if it's pasta, cheese, sauce... cheese, pasta... or pasta, sauce, cheese... pasta, cheese, sauce.
Sürekli unutuyorum.
I keep forgetting.