Utanma Çeviri İngilizce
950 parallel translation
Utanma.
Try some of mine.
# Utanma hayattan tat almaktan
It's no shame to enjoy life
Gel, gel, bizden utanma, lütfen.
Come, come, don't blush, please.
"Utanma sakın. Erkek gözüyle bakmıyorum sana."
" I'm not looking at you... as a man looks.
Sen de sakın yaptıklarımdan utanma.
And don't you go around being ashamed of what I do.
Mahcup durma, utanma
Don't be modest, don't be shy
- Neyse, utanma.
Well, don't be ashamed.
Acele et, utanma.
Hurry up, bashful.
Utanma dostum.
Don't be bashful.
Çok iyi bir insan olsa, kendi karısını utanma pahasına da olsa kabul etmez mi?
Is it a great man who for very shame dare not acknowledge his own wife?
- Hadi, utanma!
- Go on, don't be shy.
Utanma!
Don't be ashamed!
Seninde utanma hassasiyetine sahip olduğunu düşünürdüm.
I should think you'd have the decency to be embarrassed yourself.
Abla ile kardeş arasında hiç utanma yoktu.
Brother and sister felt no embarrassment
Utanma, al haydi!
Don't be shy, take some!
Sevgili Proteus, hiç utanma yok mu sende?
Dear Proteus, aren't you ashamed of yourself?
- Utanma.
- Don't be.
Senin yüzünden utanma duygumu ve itibarımı yitirdim.
You made me lose my sense of shame, my dignity.
Tıpkı dediğin gibi, Laurie. Ön çimlerde, hiç utanma yok!
It's just like you said, Laurie - right on the front lawn.
- Bu kızlarda hiç utanma yok mu?
- Do those girls have no shame?
Onlarda utanma yok.
These men are shameless.
Utanma.
Now, don't be bashful.
Sana iyilik yaptım, Lucy, utanma hiç. olanları hemen unutursun.
I did you a favor, Lucy, and it won't take long to get over your embarrassment.
Utanma.
Don't be shy!
Oh, ondan utanma.
Oh, don't be ashamed of it.
Oh, utanma, Bay Staley.
Oh, don't be embarrassed, Mr. Staley.
Utanma!
Don't be shy!
İnsanda biraz utanma olur.
Now, ain't you ashamed of yourself.
Utanma. Çocuğa galibi göster.
show the kid What Won.
Hiçbir kadının utanma duygusu yok!
That no woman has shame!
Sizde hiç utanma yok mu?
Have you no shame?
Sizde hiç utanma yok mu? İt herifler!
Don't you dogs have any balls?
Utanma sakın.
Don't be shy.
Hadi, hadi, utanma.
Come on, come on, don't be shy.
Utanma, Roy.
Don't blush, Roy.
- Utanma canım.
- No need to be, darling.
Utanma.
Don't be bashful.
Haydi, haydi, utanma.
Come on, come on, don't be ashamed.
Hiç utanma yok mu sende?
You ought to be ashamed of yourself.
Utanma!
Well, don't be shy.
Kardeşinde utanma diye bir şey yok. O arabayı buraya getirdiğine inanamıyorum.
He has no shame, bringing that van here.
İnsanda biraz utanma olur, ödlek herif.
Ought to be ashamed of'imself, unmanly coward.
Utanma.
Don't be ashamed.
Sakın utanma.
Don't be embarrassed.
Ama senin gibi çalıp da hiç utanmayanı ile hiç karşılaşmadım, hala utanma yok baksanıza.
But I've never met a man before who steals, yet has no shame.
Utanma çocuk.
Don't be shy, boy.
Hiç utanma yok bunlarda.
No shame at all.
Utanma.
Oh, don't be embarrassed.
Utanma.
Don't be shy.
- Utanma.
- Don't be embarrassed.
Utanma, Fred.
Stop blushing, Fred.