Uyuyamadın mı Çeviri İngilizce
377 parallel translation
Bir tanrıça seninle çıkmak istediği için uyuyamadın mı?
You couldn't sleep because you had butterflies after a goddess asked you out.
Uyuyamadın mı?
Didn't you sleep well?
- Uyuyamadın mı?
- Can't sleep?
Yoksa uyuyamadın mı?
Or couldn't you, either?
Uyuyamadın mı?
Have you had trouble sleeping?
Pek iyi uyuyamadın mı? Domuz gibi horlayıp durdun.
You didn't sleep very well?
Uzun bir aradan sonra döndüğün evde iyi uyuyamadın mı?
You couldn't sleep well at home?
Uyuyamadın mı?
Can not sleep?
Uyuyamadın mı?
You couldn't sleep?
- Uyuyamadın mı?
- You can't sleep?
İyi uyuyamadın mı yoksa?
Slept badly, have you?
İyi uyuyamadın mı?
Didn't you sleep well?
Uyuyamadın mı?
Not sleeping?
Uyuyamadın mı?
You can't sleep?
- Uyuyamadın mı, Baba?
- Can't you sleep, Pa?
Sen uyuyamadın mı?
Didn't you? - Me?
Cabbar! Uyuyamadın mı oğul?
Couldn't you sleep, son?
- İyi uyuyamadın mı?
- Didn't you sleep well?
Uyuyamadın mı?
Couldn't you sleep?
- Uyuyamadın mı?
- Can't you sleep?
- Uyuyamadın mı?
- You didn't?
Uyuyamadın mı?
Weren't you asleep?
Uyuyamadın mı?
Cant you sleep?
Geziniyordum işte uyuyamadın mı?
Just taking a stroll Can't sleep, is it?
- Uyuyamadın mı? - Hayır, uyudum.
- Trouble sleeping?
Seni yaşlı adam, yoksa uyuyamadın mı?
Can't sleep, old man?
Uyuyamadın mı?
Can't sleep?
Yeterince uzun uyuyamadın mı dün gece?
Didn't sleep long enough last night?
- Uyuyamadın mı?
- Not much sleep?
uyuyamadın mı?
Can not sleep?
Uyuyamadın mı?
You haven't been able to sleep?
Dün gece iyi uyuyamadın mı?
Did you sleep well last night?
- İyi uyuyamadın mı? - Evet...
- Didn't you sleep well?
Amerikalıların dediği gibi, içimi boşaltmadan ben de uyuyamadım.
I couldn't go to sleep either without getting something off my chest... as the Americans say.
Işıkları kapattıklarında, uyuyamadığım geceler parmaklıkların ardından onları izliyordum.
Exceptin'after lights out, nights I couldn't sleep... I used to look at'em through the bars.
Dün gece geç saatlerde dışarı çıktın, değil mi? Uyuyamadım.
You were out kind of late last night, weren't you?
- Dün gece hiç uyumamışsın. - Uyuyamadım.
- Oh, you didn't get any sleep last night.
Tek bildiğim, kışları odamın çok soğuk... yazları da çok sıcak olduğu ve bu yüzden uyuyamadığım.
I do know my room was so cold in winter... and so hot in summer I couldn't sleep.
Dün gece hiç uyuyamadım, çünkü sen ve Paco,... yan odada çok gürültü yaptınız.
I couldn't sleep last night because of you and your Paco raising Cain in the next bedroom.
Uyuyamadın mı?
Can't you sleep?
Yüzmek için işini bıraktın. Uyuyamadım.
I couldn't sleep.
Çoğu uyuyamadığım zamanlar, kendime ve Kutsal Ruh'a beni aydınlatsın diye dua ediyorum.
Many times, when I cannot sleep, I question myself and I ask the Holy Spirit to enlighten me.
Niye uyuyamadığımı anladın mı?
Is it any wonder I can't sleep?
Uyuyamadığın zaman, ellerin titremeye başlar, kafan dumanlanmaya başlar, Diyelim ki bu benim avantajım olabilir.
And when you don't sleep, your hands start trembling, your head becomes clouded, let's say it could be to my advantage.
Gürültüden uyuyamadığınız için üzgünüm.
I'm sorry that the noise woke you up.
- Uyuyamadınız mı?
- No?
Ama rüyalarımızın bilinmezliğine duyduğumuz korkudan uyuyamadığımızı bildiğim için ay dedenin bizimle pek alakadar olmadığı gerçeğini saklamayacağım.
But knowing how we've been tossing and turning these past few nights for fear of where our dreams may be taking us, I'm not about to pretend that that man in that moon has our best interests at heart.
Kızımın kaçtığı günden beri, bir an bile uyuyamadım!
I haven't slept a wink I'm missing my daughter.
3 gün önce yatağın altına saklamıştım, ve o günden beri uyuyamadım.
I stuck it under my mattress three days ago, and I haven't been able to sleep since.
Yüzbaşı Hastings, uyuyamadınız mı?
Then, Captain Hastings, does not it manage to sleep?
Sonra da hangi pencerenin onun olduğunu kestirmeye çalıştım. Nasıl bir hayatı olduğunu ve niçin uyuyamadığını düşündüm.
Then I tried to figure out which window was hers, and what her life might be like, and why she couldn't sleep.