English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ U ] / Uğruna

Uğruna Çeviri İngilizce

6,512 parallel translation
Ama şirket uğruna, acaba...
But I wonder if, for the sake of the company, you might consider...
Komutan Shao, adamlarını ülkemiz uğruna beraberce ölmeleri için alabilirsin
Commander Shao, you are taking your men to die for our country together
Canımızla, kanımızla uğruna savaşmak zorunda olduğumuz yer.
It is the place that we must fight for with our lives and blood.
Ülken uğruna ölmek için çok heveslisin değil mi, ama sana bir haberim var, sikko.
You are willing to die for your country, but I got news for you, bucko.
Ama umuyorum ki tüm bunları kafanda tartma fırsatı bulunca Bay Singleton'ın cesedinin başında büyük resim uğruna boş bir sayfayla duran aynı kişi olduğunu unutmamandır.
But I'm hoping that once you have a moment to process all of this, you'll remember that you are the same man who when handed a blank page pulled from Mr. Singleton's corpse, stood by the captain for the sake of the bigger picture.
Seni bilmem de pek uğruna ölünecek bir ganimete benzemiyor bu gemi.
Don't know about you, but this doesn't seem like a haul worth dying over to me.
Şu dünyada değer verdiğim tek insanı bu makam uğruna kaybettim.
I may have lost the only person in the world I cared for to gain this captaincy.
Bu kadar anlamsız bir şey uğruna adamlarımı feda etmeyeceğim.
I won't sacrifice my men for something so pointless.
Eğer aya gitmekten pes edersek Gus bir hiç uğruna ölmüş olur.
If we give up on the moon, then Gus will have died for nothing.
Ne uğruna?
And for what?
Uğruna hayatlarımızı tehlikeye attığımız her şey yok olacak.
Everything we've risked our lives for... will be destroyed.
Kendinize saklamayı düşünüyorsunuz da uğruna ölmeye hazır olsanız iyi olur.
And if you're thinking of holding anything back, be certain you're prepared to die for it.
5000 sene boyunca ekilip biçilerek uğruna savaşıldı.
It's been farmed and fought over for 5,000 years.
Birlik'teki göçmenlerden uğruna savaşacak kimse kalmadı.
Of all the settlers in the Union, there ain't nobody left to fight for.
O atomların bizi yaratmak uğruna, beraber olalım ve birbirimizi bütün hâline getirelim diye uzay ve zamanda 14 milyar yıl yolculuk ettiğini düşünmek güzel. "
"I like to think those atoms traveled " 14 billion years through time and space to create us, so that we could be together and make each other whole. "
Ne mutlu doğruluk uğruna... işkence görenlere, çünkü cennetin krallığı onlar içindir.
Blessed are those persecuted... for their righteousness, for theirs is the kingdom of heaven.
Hayırlı bir amaç uğruna.
For a very good cause?
Ne uğruna savaşacaksın?
And what are you fighting for?
Bunca senedir çok önemli bir sebep uğruna çalıştın.
You've been studying all these years for a very important reason.
IIIyrio'nun evinde kalıp içerek kendini öldürebilirsin. Ya da benimle birlikte Meereen'e gelebilir Daenerys Targaryen'la görüşüp dünyanın uğruna savaşacak bir yer olup olmadığına karar verebilirsin.
You can stay here at Illyrio's palace and drink yourself to death, or you can ride with me to Meereen, meet Daenerys Targaryen, and decide if the world is worth fighting for.
O zaman burada uğruna tutuklanacak bir şey yok demektir.
Well, then there's really nothing in here worth getting arrested for.
- Uğruna değecek her şey öyle gelir.
- Anything worthwhile usually is.
Torstein sahip olmayı istemediği bir tepe uğruna öldü.
Torstein has died fighting for a hill he did not want to own.
Onun için hiçbir anlam ifade etmeyen bir şey uğruna.
For something which meant nothing to him.
Bir hiç uğruna öldü.
He has died a pointless death.
Uğruna yaşayacağı çok şeyi var.
She has a lot to live for.
Hepimizin uğruna.
For the sake of all of us.
Çocuğum, bunu Paris uğruna düşünmeyecek misin?
Will you not consider it, my child, for the sake of Paris?
Don Nam uğruna sana yardım ettim. Ama sabrım bile bitti
I helped you out for the sake of Don Nam, but even my patience has an end.
Don Nam'ın mirası uğruna, Lütfen bağışlayın bizi
For the sake of Don Nam's legacy, please forgive us.
Beni endişelendiren, kendi yenilgime yol açan hatalar yapmak. Zayıf görünmemek uğruna.
It certainly worries me to make self-defeating mistakes out of fear of appearing weak.
Ne yaptıysam İngiliz büyüsünün menfaati uğruna ve masum insanların da öleceği savaşa faydası olsun diye yaptım.
What I did, I did to further the cause of English magic and to help win this war in which innocent people must suffer, too.
İşte bu yüzden bunun bir eşşek şakası olabileceğini ya da başkası uğruna yapıldığını düşünüyorlar.
That's why they think it might be a sick prank, or intended for someone else.
Eğer dışarı çıkmazsan... bunların hepsi bir hiç uğruna olmuş olacak.
If you get out... Then all of this wasn't for nothing.
Senin uğruna fedakarlıkta bulunan çocukların için sana dua ediyoruz.
We pray for thy children who have sacrificed so much on our behalf.
Sana ve oyunlarına göz yumdum, ama artık hareketlerin yıllarca uğruna uğraştığımız her şeyi tehdit ediyor.
I've allowed you your games, but now your actions threaten to destroy everything we've worked for.
Hareketlerin uğruna çalıştığımız her şeyi tehdit ediyor.
Your actions threaten to destroy everything we've worked for.
Ve uğruna çalıştığımız her şeyi son 500 yıldır kurduğum her şeyi kaybederiz.
And we will lose everything we've worked for, everything I've built for the past five hundred years.
- Daha büyük bir amaç uğruna sadece.
Only in service of the greater good. Jesus!
Konuşma şekline bakıldığında, kocasının aşkı uğruna ölürdü.
He would die for the love of his wife when you'd hear him over the airwaves.
Uğruna savaştığımız her şey Malcolm'a karşı, itlere karşı benliğimiz.
Everything that we've been fighting for, against Malcolm, against the Mutts, who we are,
Asıl planım bu değildi ama intikam uğruna bu kadarını yapmalıyım.
This wasn't my original plan, but this should do for revenge.
Uğruna yabancı dilde davetiye basılmış hiçbir etkinliğe geç kalmadım.
I have never been late for an event that requires an RSVP.
Aile senin için savaşanlara denir. Uğruna savaştığın şeydir. Eğer bu aile seni ciddi bir hata yapmanı engellemeye çabalıyorsa durumdaki hoşnutsuzluğunu belirtiyorsa bu durumda yapman gereken tek şey aileni terk etmemektir!
They are people who fight for you, who you fight for, and if this family endeavors to stop you from making a tragic error of the heart, then, by all means, express your discontent, but what you do not do
Bana ailenin uğruna savaşılacak ve aynısını senin için yapacak kişiler olduğunu söylemiştin.
You once told me that family are the people who you fight for and those willing to fight for you.
Bana daha önce ne uğruna savaştığımı sormuştun.
You once asked me what I was fighting for.
Aileyi kan belirlemez. Aileyi uğruna savaştığınız ve sizin için savaşacak kişiler belirler.
Family is not determined by blood, but by who you fight for and who will fight for you.
Benden bir şeyleri canları pahasına sakladılar. Saklamak uğruna her şeyi yapacakları bir sırları var.
They went to great lengths to hide something from me, a secret they'd do anything to keep.
Mavi hint kumaşı tek bir amaç uğruna içilen bir bitkidir doğruluk serumu olarak kullanılan eşsiz özelliği sayesinde çoğu kişi bilir.
Blue calamus, a rather specific plant, known by many for its unique properties as a truth serum.
Uğruna yaşayacağım hiçbir şey yok.
I have nothing to live for.
Ne uğruna?
For what?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]