Verirdim Çeviri İngilizce
2,423 parallel translation
Verebilsem verirdim.
If I could get it for you, I would, but...
Beni öldürmenin seni rahatlatacağını bilsem mermileri kendim verirdim ama rahatlatmaz.
Look, I'd supply the bullets myself if killing me would make you feel better, but it won't.
Buna 9.8 puan verirdim.
You can score that a 9.8.
Eğer ki birinin para için bana iyi davranmasını isteseydim arka odayı kiraya verirdim.
If I wanted somebody to be nice to me for money, I'd have rented out the back room at the winking oyster.
Ve ben de "Büyük Gülümse" dediğini sandığım için ona büyük bir gülümseme verirdim.
And since I thought he was saying "Big Smile," I'd give him a big smile.
Bunu Wasp'a kendin söylemene izin verirdim ama yere serilmek üzeresin.
I'd let you tell the Wasp yourself, but you're about to get knocked out.
İşte o günlüğü okumak için canımı bile verirdim.
Oh, now that is a diary I would kill to get my hands on.
Ona her zaman hediyeler verirdim.
I always came bearing gifts.
Onun geri dönebilmesi için her şeyimi verirdim.
I'd give anything to get him back.
Ben sana oy verirdim vallahi.
Wow, I would have voted for you.
Bir kutuya koyup komşulara verirdim.
Put'em in a box, give'em to my neighbors.
Bir laksatif verirdim gerçi bunun için fazla beklemezdim.
I'd give laxatives, although I wouldn't wait too long.
Lan şu kızlarla duşa girip sırf fotoğraf çekinmek için 500 dolar verirdim.
Man, I'd pay $ 500 just to get a picture of those girls in the shower.
Onları geri verirdim.
Give'em back.
Ben de geri verirdim.
I'd give'em back.
Boğazıma bıçağını dayayan adam verirdim.
I'd give them to the guy with the knife to my throat.
Yeniden başlamak için her şeyimi verirdim.
I'd give anything to start over.
Düşündüğünüzün aksine, Eduardo'nun annesine çok değer verirdim.
Despite what you're thinking, I cared for Eduardo's mother very much.
Ben her türlü verirdim.
I would pay any amount for these cookies.
Ben de cevap verirdim.
And I would text back.
Size akü kablosu verirdim ama karım arabasında unutmuş.
I'd give you some jumper cables, but the wife forgot them in her car.
O Galaya gidebilmek için sol arka bacağımı bile verirdim.
I'd give my left hind leg to go to that Gala.
Bilesin diye söylüyorum, ona 25,000 verirdim zaten.
Just so you know, I would've paid 25,000 for it.
Daha fazlasını da verirdim.
I would've gone higher.
Bir yandan dövüşür bir yandan da komut verirdim :
I would fight, on the one hand and give commands as well.
Topu göklere kadar uçurur, ödülümü alırken bir yandan da röportaj verirdim.
I'd hit a grand slam and interview as I get my MVP.
Giydiği ceketi, cüzdanı ve saati verirdim. Niye mi?
I'd say give me the bag Song Mo Yang carried, the coat she wore, the watch... why?
Böyle bir vücut için,... herşeyimi verirdim.
I would give anything, all I have, for a body like that.
Tabi ki, yanımda olmaları için herşeyi verirdim.
Of course, I'd give anything to have them by my side.
- görevi zaten sana verirdim.
- you would have the mission.
Bilimden haberin olsa, dediklerine kulak verirdim belki.
If you knew the science, maybe I'd listen to a word you're saying.
Aramızda kalsın, yuh diyeceksin ama o kadar altın için anamı bile verirdim. Ne be?
I traded my own mother for that kind of gold.
- Ben olsam işi verirdim.
I'd give you the job.
Küçük bir çocuğun annesini o şekilde görmesi korkunç bir şey O gece bizi görmemen için her şeyimi verirdim Lawrence.
And it is monstrous, a young boy seeing his mother like that. And I would have given my life, Lawrence, that you hadn't found us that night.
Seninle başka bir hayatta karşılaşmak için her şeyimi verirdim.
I would have given anything I own to have known you in another life.
Bana kalsa ve elimde ıslak havluyla iki dakikam olsa bu aptalı bizzat boğardım. Böylece sizi M1 tüfeğiyle yüz yüze getirir kafanızda bir poşetle veya damarlarınızda felç edici maddeyle bu hikâyeye bir son verirdim.
Now, if it were up to me and they gave me two minutes and a wet towel I would personally asphyxiate this half-wit so we could string you up on a federal M1 and end this story with a bag on your head and a paralyzing agent running through your veins.
Yapmış olsa bir şeyler verirdim.
If he fixed something for me, I'd give him some money.
Benim karımın soy durumu şüpheli olsaydı ve Sihir Yasaları Uygulama dairesi başkanının yapılması gereken bir işi olsaydı herhalde ona öncelik verirdim.
Now, if my wife's blood status were in doubt and the head of the Department of Magical Law Enforcement needed a job doing, I think I might just make that a priority.
Bir günlüğüne memelerinin bende olması için her şeyimi verirdim.
And I would give anything to have your breasts just for, like, one day.
Neler verirdim bilemezsin normal olmak için.
You have no idea what I'd give to feel - normal. - Normal.
Ama Karasakal'la karşılaşmak için sol kolumu verirdim.
But I'd give my left arm for a chance at Blackbeard.
Sürmene izin verirdim ama kullanmasını bilmiyorsun.
I would let you drive but you don't know how.
Böyle bir yeteneğim olması için herşeyimi verirdim
I was really amazed, you've got talent like that.
Böyle bir yeteneğim olması için herşeyimi verirdim
Looks like you're given talent like that.
Bunu ilk defa yaşayacak olabilmek için herşeyimi verirdim.
I'd give anything to have my first time again.
Ona aynı şekilde karşılık verirdim.
I'd give it right back to him.
Ben de hep aynı cevabı verirdim.
I always gave the same answer.
- Onun ölümünü görmek için canımı verirdim.
- I'll give my life to see his demise.
Yüzümün nerede olduğunu bilseydim sana bir yumruk sandviçi verirdim!
I'd give you a knuckle sandwich if I knew where my knuckles were!
Şu durumda, bitmesi için para verirdim.
Right now, I would pay to make it go away.
üzgün olmak gibi bir şansın yok Sam! onun da özür dilemek gibi bir şansı yok Bu çok... bu o adam. lütfen, onu geri getirmek için herşeymi verirdim ama yapamam hayır!
Please, I could give anything to take it back, but I can't.