Yalnız değilim Çeviri İngilizce
913 parallel translation
Yalnız değilim. Patlama dalgaları tespit edildi!
Burst flows generated!
Artık yalnız değilim.
I'm not alone anymore.
Bu gece olmaz. Yalnız değilim.
Not tonight I'm not alone
Yalnız değilim burada. Hastanedeki herkes çok iyi davranıyor.
I'm not lonesome, and everybody at the hospital has been very kind. "
- Yalnız değilim.
- I'm not alone.
Yalnız değilim.
I'm not alone.
Kendisi hakkındaki düşüncelerimde yalnız değilim.
I am not alone in these opinions of him.
Pekâlâ, aynasız. Ben yalnız değilim ama sen tek başınasın.
All right, copper, I'm not in this alone, but you are.
- Ben yalnız değilim.
- I'm not alone.
Aslında ben yalnız değilim.
Actually, I'm not alone.
Sevgili Theo, Gauguin'in burada olması güzel, yalnız değilim artık.
Dear Theo, I'm so happy to have Gauguin here... not to be alone anymore.
Hayır, yalnız değilim.
No, I'm not alone.
Ben kocamla o köyde yaşardım, sonra kocam öldü... kızım ve oğlumla şehre taşındık, bu yüzden yalnız değilim.
I used to live in the village with my husband, after my husband died... my daughter and son-in-law had me move to the city, so I'm not all alone.
Neyse, yalnız değilim.
Anyway, I am not alone.
- Birçok destekçim var. Yalnız değilim.
- I have many supporters.
Ben burayı terk edemem, Yalnız değilim, anlıyor musun?
I can't leave here, Not alone, do you understand?
Yalnız değilim.
I am not lonely :
Ama, yalnız değilim. Baylar, sizi, Profesör Antenor Zalamea ile tanıştırayım.
Let me introduce you, gentlemen, to Professor Antenor Zalamea.
Bu işte yalnız değilim.
I'm not in this alone.
Hep düşündüğüm kadar yalnız değilim.
I am not as alone as I often think.
Buraya gidersek yalnız değilim.
I don't alone if we get out here.
Hayır, yalnız değilim.
No, I'm alone.
Yalnız değilim.
I am not alone.
Korkacak hiçbir şey yok, yaşlı adam. Sana söylemiştim... ben yalnız değilim.
There is nothing to be afraid of, old man. I told you... I am not alone.
- Biliyorsun yalnız değilim.
You know I'm not free.
O kadar uzun zamandır yalnız değilim dostum.
I ain't been alone that long, buddy.
Hayır. Yalnız değilim. Artık değilim.
No not alone not anymore.
Tek başımayım, ama yalnız değilim.
But one thing still stays with me.
- Ben hiç yalnız değilim.
- I'm not lonely at all.
Ben de yalnız değilim.
I don't live alone either.
- Pavel, artık yalnız değilim.
- Pavel, I'm not alone any longer.
Değilim ama yalnız kalmak istiyorum.
No, but I asked you to leave me alone.
Armin'e anlatıp ona bunu söyleyebilirsin- - Ben yalnız hiçbir dayak yemem için aimin değilim.
You can tell Armin and tell him this - I ain't aiming'to go to no gallows alone.
Hayır, yalnız başıma değilim.
No, I am not alone.
Gülünç olan yalnız ben değilim!
I'm not the only one!
Yalnız ben değilim.
I'm not the only one.
Onun duymasından memnun değilim fakat onu şüphelendirmeden seninle yalnız konuşamadım.
I didn't like telling him, but I couldn't speak to you alone without making him suspicious.
Hayatını yalnız yaşayacak tiplerden değilim,.. ... ama kimse özgürlüğümü ya da huzurumu elimden alamaz.
I'm not the type to spend my life alone, but no one's going to take away my freedom or peace of mind.
Yalnız kalmaya alışık değilim.
I'm not used to being alone.
Beni yalnız bırakmanı istemek zorunda değilim, ama yapacağım.
I don't have to ask you to leave me alone, but do it.
Galiba sandığım yalnız kurt değilim Francie.
I guess I'm not the lone wolf I thought I was, Francie.
Güzel ya da çok akıllı değilim, lütfen beni yalnız bırakma.
I'm not pretty and not very smart, so please don't leave me alone any more.
Yalnız yada değilim umurumda değil.
I don't care whether I'm alone or not.
Bu kasabaya gelip istediklerini alan o adamlardan farklı değilim. Yalnız onlar olduğundan farklı görünmeye çalışmıyorlar.
I'm not any different from the men who rode in and took over this town, only they don't pretend to be anything but what they are.
Artık yalnız değilim.
EACH DAY CAN NOW BE LIVED WITH, AND I LOVE ALICIA.
Ve bunda yalnız da değilim.
And I'm not alone in that.
Yani başkalarıyla değilim, yalnız sizinleyim.
I mean, I'm not with a lot of people, just you.
Sadece dinleyecek değilim, Yalnız Baba duymasın. Ama herkes duysun.
Speak so not only I hear, not only Father hear, but everyone hear.
Ben çekiyorum ve yalnız da değilim.
I suffer and I'm not alone.
Yalnız da değilim.
And I am not alone.
Yalnız olduğunu sanmıştım Jake. Hayır, değilim.
I thought you were alone, Jake.
değilim 815
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42