Yandık Çeviri İngilizce
723 parallel translation
Yavruların yanına o kutuya girmek isterse yandık.
Gonna have trouble keepin him from gettin right in that box with those pups. What do we do?
Eğer bu sefer de onu yakalayamazsam, yandık.
If I don't get the jump on him this time, we're cooked.
Ölçülü biçili konuşmamız gerekiyor, iki anlam kaydı mı yandık.
We must speak by the card, or equivocation will undo us.
Yandık!
We are doomed!
- Yandık. - Ay, kim sinirlendirdi bunu böyle?
Earth, air, water, and fire.
- Şimdi yandık işte.
- Now we see fur fly.
İşte şimdi yandık.
There he is.
Yandık!
We're sunk!
Telefonla konuşmadan önce Pinkerton içeri girerse yandık demektir..
If Pinkerton goes in before you phone, we're sunk.
Şimdi yandık işte!
What spanking bad luck!
Tamamdır! Yandık.
Now we're done for!
Kamyoneti park yerinde bıraktım, muhasebeci görürse yandık.
I leaved the van in the parking lot, if the book-keeper sees it I will be in trouble.
Eğer biz Osman'ın merhametine kalırsak yandık gitti.
We can't depend on Osman's pity.
Eğer ağzını açarsa yandık.
If she opens her mouth, we've had it.
Annem uyumadıysa yandık demektir.
If Mother is not asleep, whay a scene there will be :
Peşimizdeyse yandık.
If he's after us, we're sunk.
- Eğer Lucienne'e anlatmadıysa, yandık.
- If she hasn't told Lucienne, we're sunk.
Mac Farrell yakında gelecek. Kızı bulamazsa yandık.
MacFarrell's coming here to see his daughter.
Kırmızı Lotus Tapınağı yandıktan sonra kayınbabam dövüş dünyasından yoruldu tüm aile inzivada yaşıyordu.
After the Red Lotus Temple got burnt down, my father-in-law got tired of the martial arts world, the whole family has been living in seclusion.
Leszik birdenbire "Yandık!" dedi.
And then suddenly Leszik said : - Everything is over!
- Yandık.
We'll be fired.
Biz geçmeden önce şu köprüye bir polis arabası gelirse, yandık.
If the police can get a car onto that bridge before we've got across it, we're done for.
Biliyorsun, pasaportlarımızı görmek isterlerse yandık.
You know if they want to see our passports we're sunk.
Herkes ev yandığında kızımın da mahvolduğunu düşünüyor.
It's the common belief that she perished when my house was burned down.
Eğer bu doğruysa, yandık.
Well if that's true then we're done for.
ÖIürse, yandık.
If he dies, we're sunk.
Sizi göl kıyısından gelirken gördüm. Sonra bu ışık yandı.
I saw you come up from the lakeshore, and then this light go on.
Babanın ölümünde suçum olmadığını, bu ölüme benim ne yürekten yandığımı, apaçık göreceksin gün ışığını görür gibi.
That I am guiltless of your father's death, and am most sensibly in grief for it, it shall appear as clearly to your judgement as day doth to your eyes.
On yıl önce bir kundaklama oldu ve odaların bir kısmı yandı.
There was an arson ten years ago and the rooms caught fire.
Rüyamda evimizin cayır cayır yandığını gördüm. Ve avazım çıktığı kadar çığlık atarak uyandım.
You can't expect to go upstairs and ask the Kellersons if they have killed somebody, can you?
Marta ve küçük kız feci şekilde yandılar.
Marta and the little girl were badly burned.
Vermont odunlarının çıtır çıtır yandığı güzel açık bir şömine var burada.
Nice open-hearth job here with some Vermont logs burning briskly.
Villası yandı, artık değersiz?
His villa burned, worthless?
Dedim ki, " Vickie, canım kızım, yandın sen.
I said, " Vickie, my girl, you've had it.
Şu kırmızı ışık yandığında, yayındasın demektir.
Now, when that red light is on, that camera is on you.
Dosyalama sistemi, her şey yandı itfaiyeci mankafalar su sıkıp hepsini mahvetti.
The filing system, everything that wasn't burned those blackheads in the Fire Department ruined with water.
Kamuflajımız yandığı için indirmek zorunda kaldık.
Or camouflage caught fire, we cut it down.
Génessier'nin kızı neden,.. ... yüzü yandı diye bunalıma girip,.. ... suya atlamadan önce,..
Why should Génessier's daughter, distraught at her disfigurement, feel the need to strip naked in mid-winter before drowning herself?
Sindirella efsanesi kadınların kalplerine sadece hayal kırıklığı getirdi ve kocaları da bundan yandı.
Oh, the Cinderella legend has brought nothing but dissatisfaction to the hearts of women, and their husbands have taken the brunt of it.
Işık yandığında kabul etmedin.
When the light shone, you wouldn't accept it.
Bize kıyak geçmediler, bu yüzden makineleri yandı.
They didn't scratch our backs, so their machinery caught fire.
Işıklarınızın yandığını gördüm, balık ister misiniz diye sorayım dedim.
I saw your lights on, and thought I'd see if you want some fish.
Görmüyor musun kırmızı ışığın yandığını! ?
The red light's on.
Sinemaya bilet almıştım, artık yandılar.
I bought movie tickets. They went to waste.
Her ışık yandığında yerimden sıçrasam, kendi kendimle konuşmaya başlardım.
If I jumped every time a light came on around here, I'd end up talking to myself.
Pekâlâ, küçük kızımızın canı yandı mı?
So, did our little girl hurt herself?
Kırmızı ışık yandığında, lütfen sırayla cevaplayın :
When you see the red light go on, please state in the following order :
- Ne kırmızısı Yeşil yandı! - Aaa...
It's not red, it's green!
Sabah bir ışık girdi. Tüm negatifler yandı.
One light goes on too early and everything is ruined.
Kumarhane yıkılsa bile tekrar inşa ederiz ama sana birşey olursa yandığımızın resmi demektir.
If the casino falls it could be re-opened But if anything happens to you... we're all finished!
İnsanlar bir maymun savaşı yüzünden dünyalarının bir yumurta gibi kırılıp kül oluncaya kadar yandığını bilmemeliler.
Our human captors will not be edified to learn that their world will crack like an egg and burn to a cinder because of an ape war of aggression.