Yandım Çeviri İngilizce
1,618 parallel translation
- Yandım!
- It's hot!
Yandım!
It's hot!
Yandım.
Hot!
Hayır, ama güzel yandım.
No, but I'm getting a good tan.
Yandım ben.
I'm doomed.
Yandım!
Ouch...
Yandım, yandım, yandım, yandım.
Oh, hot, hot, hot.
Yandım.
It's hot!
Burada değilse, yandım.
If it's not there, we're out.
yandım!
hot!
Hay anasını * * * * * *, yandım.
That hurt like a * * * * * * *
Ah, kesinlikle kızlar erkeklere karşı, çünkü geçen sene Dan'in zayıf pası yüzünden yandım.
Oh, definitely girls against the boys because last year, i got burned by dan's weak forward pass.
Ben senin için cehennemlerde yandım.
I went to hell for you.
Bütün gün burada, güneşte yandım.
I'm getting sunburned out here all day.
Dünya yandıktan sonra, yeniden o büyük akımı gerçekleştirdiler.
As soon as the Earth burns up, oh, they get all nostalgic. Big revival movement.
Parmağım yandı!
I burned my finger!
Bebeğim, çılgın göz işaretleriyle sana için için yandığımı ima ediyorum.
Baby, I'm giving you sexy smoldering with just a hint of crazy eyes.
Tanıdığım biri var Evi daha yeni yandı.
I know a guy. His house just burned down.
- Yandım.
- I'm burned.
- Vay canına yandığım.
- Yeah. He's a big boy.
ne ne ben yandım ama ama sevgılı ne olacak dıkım daıre ıcındemı kardes bob hazıne benım ron soyle
What? Me? Fired?
Bu yüzden dün tamponu bırakmak zorunda kaldım ; gerçekten çok acıttı. Canım çok yandı.
It's like Luke is driving a car, okay, and I just want to be in the passenger's seat.
Bir ışık yandı mı?
Name ring a bell?
Benim de canım yandı.
Hey, I got hurt too.
Ne zaman birine güvensem, hep canım yandı.
Every time I trusted someone I got burned.
Yandım!
Hot!
Yandı mı?
A burn?
Vurulduğunda canın çok yandı mı?
- So, did it hurt when you got shot?
Deneyeceğim. Dokular yandı.
I'M GOING TO REMOVE THE BURNED TISSUE
- Yandım! Yandım!
Whoa, hot, hot!
Sen yandın mı?
You got burned.
- Yandı mı?
Fire?
- Çok fazla canım yandı. - Gerçekten mi?
I've just been hurt too many times, you know.
Fazla yandığımı farkettim ama çok ta endişelenmemiştim.
Well, I realize I got burnt. I'm not too worried about that.
Evin yandığı. O akşam içeri gizlice girdim ve dolapları karıştırdım. Ve fotoğrafları buldum.
I broke in that night and I rooted around in the closets and I found all the pictures.
Büyükbabam Tito kalp krizinden öldü, Ve anneme aldığım ilk ev yandı.
My, uh, grandpa Tito died of a heart attack, and the first house I bought my mom burnt down.
Canın yandı mı?
that hurt?
Biliyor musun, buraya bakarken, benim yandığımı görseler, hiçbir şey yapamazlar.
Do you know, if they were looking here, they'd see me burning, they couldn't do anything about it.
Doktor Wason senin cehennemde yandığını görene kadar rahat etmeyeceğim!
'Dr. Wason' I'm not going to rest... until I see you burn in hell!
Canın yandı mı?
Did it hurt?
Kahvaltı planlarımız yandı tabii.
Well, kind of blew away the breakfast plans.
Haklıydım, canım yandı.
I was right. That hurt.
Hay canına yandığımın!
Oh, for crying out loud!
Ayaklarım yandı.
My feet got burned.
Demin dedim ya, ayaklarım yandı.
I just told you, my feet got burned.
İyiyim evlât. Sadece elim yandı.
Yeah, I'm all right, buddy, just a little burned.
Ağzım yandı.
You made me burn my mouth.
- Canın yandı mı?
Are you hurt?
Canı yandı mı, bilemiyorum.
I can't tell if he's hurt or not.
- Canım yandı.
- l hurt.
Canım yandı!
Ow! God that hurts!