Yaptın mı Çeviri İngilizce
42,059 parallel translation
O kıza bir şey yaptın mı, bebeğim?
Did you touch that little girl, baby?
Bunun için de bir tane yaptın mı?
Did you make one for this?
Kopyasını yaptın mı?
Did you make a copy of it?
- Kasetin kopyasını yaptın mı?
Did you make a copy of the tape? No!
Söylediği şeyi yaptın mı?
Did you do what she said you did?
Hannah'nın Jessica'ya ve ona yaptığını söylediği şeyi cidden yaptın mı?
So, did you do it? What Hannah says you did to her and Jessica.
Peki yaptın mı?
So, did you do it?
Serbest kaldığından beri hiç yeni dövme yaptırmadın mı?
No new inks since your release?
Belgeye göre akşam 6 : 35'te kayıt yaptırmışsın.
Says here you checked in at 6 : 35 p.m.
Ona o mektubu yazdım çünkü yaptıklarımın ilerde onu etkilemesini istemedim.
I wrote him that letter... because I won't let my stink affect him another day.
Ne yaptığımın hiçbir önemi yok!
It doesn't matter what I do!
Ayrıca bu suçu bir çeteye fayda sağlamak için yaptığınızdan dolayı iki ceza peşpeşe işlemek kaydıyla beş yıl daha hapis cezasına mahkum ediyorum.
In addition, having been found guilty of committing this crime in association and for the benefit of a gang, I'm sentencing you to an additional five years to run consecutively.
Çünkü öyle olduğunda, ki olacak olan bu... Ben ve arkadaşlarımın yaptığı teklif ortadan kalkacak.
Cause when it happens, and it will... whatever offer me and my guys are willing to make goes up in smoke.
Kızım Lupe'nun odasında ne yaptığını sanıyorsun?
What do you think you're doing in my girl Lupe's room?
Seni göreceğini söylerdi, fakat umarım ne yaptıklarını biliyor olmalısın.
He said they'd see you, but they hope you know what you're doing.
Başkaları gibi, başkalarının bana yaptırdığı gibi yaptım. Hepimizin sahibi var ve hepimiz başkalarına sahibiz. Bu yüzden sakın orada durup beni yargılama.
I did as others did and as others had me do, and we are all owned, and we have all owned others... so don't you dare stand there and judge me.
Yaptığınız kötülüğü biliyorum çünkü bir zamanlar ben de onun bir parçasıydım.
And I do know the evil that you do because I was once part of it.
Hakkınızda araştırma yaptım New Orleanslı Genevieve Decoux.
I did my research on you. Genevieve Decoux. From New Orleans.
Barut üretiminde ve nakliyesinde size yardım eden kişilerin isimlerini istiyoruz. En acele olanı ise birlikte iş yaptığınız Gizli Muhaberat Derneği'nin tüm üyelerinin adlarının verilmesi.
We need the names of all the people who helped you manufacture the gunpowder... move the gunpowder, but most pressingly of all, we need the names of all the members of the Society of Secret Correspondence that you have dealt with.
Herkesin Yaptığı Gibi, Her Seferinde Bir Adım'ın 74. sayfasında
On page 74 of One Leg at a Time, Just Like Everybody Else,
Daha sonra kontrgerillanın başarısızlığı veya neden savaşa bu kadar meraklı olduğumuz veya Amerika'nın güvenliğini sağlamak adına yaptığımız şeylerin nasıl olup da daha fazla düşman kazandırdığı hakkında bir tartışma başlatsa iyi olurdu.
It would've been nice if the conversation after had been about the failure of counterinsurgency, or why we seem so desperate to be at war all the time, or how maybe what we're doing is just making more enemies all in the name of keeping America safe.
- Az önce ne yaptığımı anladın mı?
See what I did there?
Belki de bir sonraki sefere beynine de bir bakım yaptırmalısın.
Maybe next time, they can makeover your brain.
Baltimore Üniversitesi'nde bir miting düzenledi ve yeni kurduğu örgüt olan Amerikan Ateistler'in tanıtımını yaptı.
She held a rally at the University of Baltimore to promote her new organization, American Atheists.
Anneme çok daha ağırlarını yaptım.
Not like I hurt her.
Dileğini kral olarak yerine getirmek için hata mı yaptın?
Did you choose the wrong way to act as king to make her wish come true?
Gizlice yaptığım kopyaların sende olması gerektiğini düşündüm.
Just figured you should have all the copies I secretly made. So...
Umarım bu yaptığınıza değer.
I hope he's worth it.
Rezervasyon yaptırmak için tanıdıklarını kullanacağım.
I'll use your contacts to get a reservation.
Bazı kötü şeyler yaptım ve şimdi bunun hesabını vermek zorundayım.
I've done some bad things and now I have to answer for them.
Onunla bir anlaşma mı yaptın?
You made a deal with him?
Genç bayan, yaptıklarınıza minnettarım.
Young lady, I'm grateful for what you've done.
Buradaki geleceğimizi ve seni korumanın tek yolu buydu ben de öyle yaptım.
I knew it was the only way to protect our future here, to protect you, so I did it.
Role adapte olabilmek için hepsini yaptım. Uygun görünsün diye kendimi sakatladım çünkü sen ortağın olduğuma inandığın sürece başkasının neye inandığının önemi yoktu.
I did all of it, contorted myself into the role, mutilated myself so that it would fit because I believed as long as you believed I was your partner, it didn't matter what anyone else believed.
Bir yabancıyla üçlü seks yaptınız mı?
Did you two ever do a threesome with a stranger?
Kaza yaptığın için üzgünüm.
Look, I'm sorry you crashed, man.
Şaka yaptığını biliyorum ama ilaç kullanımını suistimal etmediğimi bilmen lazım.
Hey, I know you were joking back there, but I want you to know I don't abuse my medication.
Monterey'e taşındığım günden beri benim için ne kadar çok şey yaptığını düşünüyordum.
I was just sitting here thinking about how much you've done for me since I moved to Monterey.
Bak, onların her yaptığını yapamıyoruz ama elimden geleni yapıyorum ben.
Look, I know we don't have everything they do, but I'm trying.
O yaptığının benim için ne kadar utanç verici olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Do you have any idea how humiliating that was for me?
Şimdi de gidip sanki Godfather'mışsın gibi takım elbise yaptıracaksın.
Okay, now you're just going to go and get a suit made like you're the goddamn Godfather?
Milyonlar üstüne milyonların hatıra takası yaptığına ve festivalinin ritüellerini gözlemlediklerine hiç şüphem yok hepsi de gizli yumurtaları avlamak için ama adına dua eden kimse kaldı mı?
I have no doubt that millions upon millions exchange tokens and observe the rituals of your festival, all down to the hunting of the hidden eggs, but does anybody pray in your name?
Kızın annesine sorarsan, ağza alınmayacak bir sürü şey yaptığımı söyler.
You ask the girl's mother, she'll say I did a series of unspeakable things.
Trinity ile neler yaptınız bakıyım...
What with Trinity, did you...
♪ Ne yaptığımızın önemi yok ♪
♪ Doesn't matter what we do ♪
Bazılarınız, diğerlerinden daha yeni ama yaptığım şeyi gerçekten anlayabilecek seçme bir grup oluşturmak istedim.
Some of you are newer than others, but I wanted to create a select group that could see what it is that I built.
Ben de onlara diyorum ki, "Başka bir şey yapmayacaksın, diğer her iş gibi, biri ne yaptığını öğrenecek."
And I'm like, "Yeah, you're not doing something else." You're gonna have at any other job, someone's gonna know what you've done. "
Kötü bir şey yaptığımdan değil ama hayatımın başka bir evresine geçiyordum.
And not that there's anything bad about what I did, but I was moving on to another phase of my life.
Benim yaptığımı kızımın yapmasını ister miyim?
Do I want my daughter to do what I've done?
Çünkü adımı o listeye ekleyerek beni hedef tahtası yaptın sadece kıçımı değil.
Because when you put my name on that list, you put a target on my... well, it wasn't just my ass.
İkinci sınıfların iki gününü aldı, iki kez baştan yaptırdım.
It took the sophomores, like, two days, and I made them redo it twice.