English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Y ] / Yatak odası

Yatak odası Çeviri İngilizce

6,161 parallel translation
.. kendi yatak odasındaki ilk performansı.
... first solo performance in her own bedroom.
Yatak odası sıcaklığı konusunda anlaşamadık.
We couldn't agree on bedroom temperature.
Anne de yatak odasında.
The mother, in her bedroom.
Eski yatak odası.
His old bedroom.
Leydi Edith'in yatak odası dışında ciddi başka hasar yok.
No real damage beyond Lady Edith's bedroom.
Üste sadece beş yatak odası var.
Only five bedrooms on the base.
Yatak odası da onun.
And his bedrooms.
İki tane büyük yatak odası var demiştin.
Well, you know, you said this is a massive two-bedroom. 'Cause I thought I said it was a massive two bed... Did I?
Komşusu kurbanı yatak odasında yerde bulmuş.
Neighbor found the victim on the bedroom floor.
Hadi yatak odasına çıkalım.
Let's, um... let's just go up to the bedroom.
Yatak odasına gidelim.
The bedroom.
Sizlere... Bu durumda ikinci yatak odasında... -... yalnızdınız, bu doğru mu?
I am a corporal with... [man] At which point, you were in the second bedroom by yourself, is that correct?
Her neyse... Her şeyin sorumluluğunu aldı ve yeni bir dairesi var ve içinde bana özel bir yatak odası var.
Anyways she, like, took responsibility for all of that, and she got a new apartment, and it has a bedroom in it for me.
Sonrasında hatırladığım tek şey ise seks yapıyorduk. Beni yatak odasına götürdü. - Kimle?
He took me in the bedroom, and the next thing I knew, we were having sex.
Tuhaf, Max'in yatak odasında bulundu.
It's weird. He was found in Max's bedroom.
Bu da ne? 3 numaralı yatak odasından gelen bir pencere ihlal sinyali.
What is that?
- Yatak odasına gidelim.
- Let's go to the bedroom.
- Yatak odasının kapısında asılı.
It's hanging on our bedroom door.
Yatak odasının kapısında asılı.
It's hanging from our bedroom door.
Bir ucube gösterisinde değil- - yatak odasında.
Not in a freak show, in the bedroom.
Bazen yatak odasında Roger'la, kocamla yani, farklı şekillerde sevişmemiz, farklı şeyler doğurur mu?
Well, sometimes, in the bedroom, I mean, with Roger... That's my husband... I wonder if different ways of being intimate would produce...
Kimseye söylemedi, sancıları bir ay erken geldi ve yatak odasında kan kaybından öldü.
She kept it to herself, then she went into labour a month early and bled to death in her bedroom.
Yatak odasında Jane ile hiçbir şey yapamadım.
I just couldn't do anything in the bedroom with Jane.
Daha önce hiç yatak odasında oyun oynamadın mı?
You've never played games in the bedroom before?
Yatak odasında ilaç şişelerini gördüm, ama o kadar.
I saw the pill bottles in the bedroom, but that's it.
Efendim, bunu yatak odasında saklı halde buldum.
Sir, I found this hidden in the bedroom.
Burada kaç yatak odası var?
How many bedrooms is this?
Eşyalarımın çoğu yatak odasında yani yukarı çıkmam için yardım edebilirsin ya da bir şey olursa çığlık atabilirim.
Well, most of my things are in my bedroom. I mean, you could help me up the stairs, or I could just scream if I'm in danger.
Koridorun sonundaki yatak odasına el değmemiş.
Well, the bedroom down the hall is untouched.
Yani şimdi de yatak odasında nasıl olmam gerektiğini söylüyorsun?
So now you're telling me how to be in the bedroom?
En azından yatak odasının hemen yanında.
Well, at least it happens to be right next to the bedroom.
Ön inceleme raporuna göre yatak odasının balkonundan atlayarak intihar etmiş.
Preliminary report indicates she jumped from the balcony of her bedroom to her death.
Yatak odasındaki sorunların işini kaybedene kadar yoktu değil mi?
You didn't start having trouble in the bedroom until you lost your job, right?
Sonunda, ihtiyar Büyükelçi yatak odasında olmadığını hatırladı.
Finally, that old ambassador remembered where the bedroom was.
İki yatak odası, misafir banyosu, ahşap parkeler arka tarafta park alanı, köşenin başında mükemmel bir bar.
2 bedrooms, 1 1 / 2 baths, hardwood floors, parking in back, killer pub on the corner.
Evet, yatak odasının içinde.
Yes, it's in the spare bedroom.
Yatak odasına hiçbir şey yapmadık.
We didn't do anything to the bedroom.
Beni sadece yatak odasına götür.
Just take me in the bedroom.
Castle, kafeteryada yada Madison'un yatak odasında ne olduğunu henüz söyleyemem.
Castle, uh, I can't say what happened in the cafeteria or in Madison's bedroom yet.
Yatak odası dışında aldığın tek zevk korkunç bir kâr elde etmektir.
The only pleasure that you get outside the bedchamber is turning an outrageous profit.
Oturma odası, yemek odası, mutfak, yatak odası, banyo.
Living room, dining room, kitchen, master bed, master bath.
Bin Laden'i bu kuvvetlendirilmiş yatak odasında bulmayı bekliyorlardı.
This is where they expected to find bin Laden in a fortified bedroom, here.
Onu geçtikten sonra, yatak odasına bu kapıdan girdiler.
They stepped past him, and entered into the bedroom through this door here.
Nick, yatak odası fotoğrafı çekeceksen bana danışacaksın.
And, Nick, you know, if you're gonna be taking boudoir shots, please consult me.
Biz de bir yatak odasında duvarları seyrediyoruz.
And we're standing in a bedroom staring at the walls.
Gelin, yatak odası burada.
Come on, the bedroom's in here.
Ben yatak odası çeyreğine bakacağım.
- You take the kitchen quadrant.
.. iki yatak.. odası dedim gibi geliyor.
Room.
İki yatak odası vardı.
There were two bedrooms.
Yatak odası.
I can see into your bedroom.
Yatak odamda, cadıların bir şeyler kurban ettiği bir tür ayin odasına açılan gizli bir geçit buldum.
I found this secret passageway in a closet in my bedroom that leads to some ceremonial room where these witches, they do their sacrifices.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]