Yemeği Çeviri İngilizce
25,268 parallel translation
- Belediye Konağı'nda öğle yemeği.
- A civic luncheon at City Hall.
Ee akşam yemeği için nereye gidiyoruz?
So where are we going for dinner?
Sophie, İşte teselli gnocchin ( italyan yemeği ), Taşıyıcı olacak kimseyi bulamadığın için.
Sophie, here's your consolation gnocchi, for not finding somebody to get gn-knocked up.
- Yemeği getiren kişi tuhaf geldi.
- Introduction to food is very strange.
Dün gece saatlerce e-postalarla boğuştuğunu duydum. O yüzden sandviçinin içindeki salatalıklar, öğle yemeği sırasında göz kırışıklıklarına iyi gelmesi için de kullanılabilir.
I did hear you banging out e-mails till all hours last night, so the cucumbers in the sandwich can be repurposed as lunchtime crow's-feet refreshers.
Ben de, kaçırdığı üç akşam yemeği için bana aldığı zümrüt kolyeyi alıp kafasına attım.
So I took the emerald pendant that he had bought me for the three past dinners that he had missed and I threw it at his head.
Akşam yemeği için teşekkürler.
- Thank you for dinner.
Öğlen yemeği için sandviçin iyi miydi?
Was your sandwich for lunch okay?
Akşam yemeği hazırlayacağım.
I'll get dinner ready!
Evet ama akşam yemeği turtası.
Yeah, but a dinner pie.
Akşam yemeği ve sinema için teşekkürler.
Well, thank you for treating me to dinner and a movie.
Bu akşam ne yapıyorsunuz? Akşam yemeği?
I would actually love to meet Nina.
Yani yemeği başka bir akşam yapıyoruz.
So we'll just do dinner another night.
Oh, tanrım, evet, akşam yemeği.
Oh, god, yeah, about dinner.
Çin yemeği mi?
Yeah.
Sanırım çin yemeği geldi.
I guess the Chinese food is here.
Umarım çin yemeği seviyorsundur.
Hope you like Chinese food.
Kim çin yemeği sevmez?
Who doesn't like Chinese?
Nitekim daha verimli bir akşam yemeği deneyimi.
Hence, a more efficient dining experience.
Akşam yemeği için Henry'yi çağırayım.
I'll get Henry for dinner.
Akşam yemeği için Philip'le gidersiniz.
You and Philip go there for dinner.
Downing Caddesi'nde akşam yemeği mi?
Dinner? Downing Street?
İstemiyorsun biliyorum, ama yemeği biraz fazla yapmışım, al lütfen.
I know you told me to stop, but I made way too much of this casserole, so please.
Akşam yemeği planlarım boşa çıktı, müsaitim de.
My- - my dinner plans just fell through, so I'm free.
"Beyin yemeği" etiketiyle?
Hashtag "brain food"?
Hayır, ona bir iş yemeği teklif ettim, o da kabul etti.
No, I asked him about a work dinner, and he said yes.
Ve ejderha yemeği yediler.
And they had dragon food.
Hayatınız boyunca bu yemeği hatırlayacaksınız.
You will have the memory of this taste forever.
Yemeği burada mı yiyeceğiz?
Are we dining here?
- Evet. Luke'un takım yemeği için lazanya yapmam lazım.
No, I-I have to make a lasagna for Luke's team dinner,
Gloria'nın, ilk çıkmaya başladığımız zamanlar çok sevdiğim bir Kolombiya yemeği var.
Gloria makes this Colombian dish I loved when we were first dating.
Buranın geleneksel yemeği olarak ne yiyeceğiz?
What delicacy do we eat here?
Akşam yemeği için üstümü değiştirmem lazım.
I need to change for dinner.
Akşam yemeği yemeyi.
Grab dinner.
- Akşam yemeği.
Dinner.
Kutlama yemeği.
To celebrate.
Bu, ayrıca senin için bir veda yemeği mi?
So... is this also a farewell dinner... before you return?
Eğer Kore yemeği sevmiyorsan...
If you don't like Korean food, you know...
- Öğle yemeği geldi!
- Lunch is here!
Kabul edersen 20 dakikalık bir ev arkadaşı yemeği ısmarlayacağım.
If you do it, I will do a 20-minute roommate dinner.
Markete kocam gidiyordu, yemeği o pişiriyordu bana yemek getiriyor, servis yapıyordu.
My husband went grocery shopping, he cooked the food, he would bring and serve me the food.
Birlikte akşam yemeği yemek istedi çünkü konuşmamız gerekiyormuş.
She wants to meet for dinner tonight because we need to talk.
Sonra çıkıp malzemeleri alır ve yemeği yapardık.
And we would go out and get everything and make it.
Öğle yemeği yiyeceğiz ve 2 olmadan onu geri getireceğim.
We'll, uh, just get some lunch and I'll have her back before 2 : 00.
Tayland yemeği getirdim.
I got some Thai food.
Dunning'ten gelen bilgiden fark ettim ki çete üssünde çarşambaları köşedeki striptiz kulübünde verilen bedava öğle yemeği ile aynı zamana rastlayan ciddi bir adam eksikliği var.
I've also noticed from Dunning's Intel, there's a reliable dip in attendance at the gang's headquarters that coincides with the free Wednesday lunch buffet at the strip club around the corner.
Şarap da akşam yemeği partilerine uygun.
Wine is for dinner parties.
Sana yemeği alman için emri o verdiyse...
If he's the one that gave you the order to pick up the dinner...
İşte o zaman Graff, o Tayland lokantasından aynı yemeği almamız için on kişi gönderdi.
Yeah, that's when Graff, you know, he sent 10 of us out to go pick up this same takeout meal at that Thai place.
Daha sonra Cal tek.'e gelip yemeği vereyim dedim ama orada değildin.
I then drove to Cal Tech to drop the food off at the library, and you weren't there.
İş yemeği bu.
[grunts] It's a work dinner.