Zalimce Çeviri İngilizce
1,005 parallel translation
Durumunu çok zalimce dile getirdin.
You state it very cruelly.
Ve yasakçı zihniyete karşı nefretlerinden dolayı, Kuralları zalimce çiğneyenlere karşı sempati duydular.
Because of their own hatred of prohibition, they felt in sympathy with those who broke a law they felt to be oppressive.
Ve sonra, aslında bunu açıkça söylemezdim, ama ikimiz de suç uzmanı olduğumuza göre zalimce becerileri kendimize göre kullanırız.
And then, I wouldn't confess this openly, but from one criminologist to another... we take credit in being inhumanly skillful.
Daha soğukkanlı ve zalimce.
And it's way more cold-blooded and fiendish.
Zalimce görülebilir ama birini yargılayıp, ceza verip infaz etme işini böyle güruhlara bırakırsak atalarımızın kurmak ve korumak için canlarını verdiği devlete ihanet olur.
This may seem harsh but when a mob takes it upon itself to identify, try, condemn and punish it is a destroyer of a government that patriots died to establish and defend.
- Ne kadar zalimce.
- Oh. How cruel.
Pekâlâ beyefendi, o kediye ne için öyle zalimce davranmayı istedin?
Oh! Now, sir, what you want to treat that cat so cruel for?
Bu duyduğum en zalimce şey.
That's the meanest thing I ever heard.
Biliyorum, birini bu saatte uyandırmak çok zalimce.
I know it's extremely cruel to awaken anyone at such an hour.
Kazanacak! Bu sefilce ve zalimce.
It's vicious, and low and cruel.
Bu çok zalimce.
Why not? It's brutal.
Oysa ki o çok gençti ve çok zalimce öldü.
But she was so young, and she died so cruelly.
Ne kadar cesur ve takdire değer olsa da şu anda ani bir ayrılık çok zalimce olur.
A sudden break now, however brave and admirable, would be too cruel.
Sibyl Vane'e zalimce davranmıştı, ama bunu düzeltebilirdi.
He had been cruel to sibyl vane, but he could make that right.
Yaptığınız zalimce ve aptalca.
What you're doing is cruel and foolish.
Çok zalimce olurdu.
That's far too cruel.
- Bu çok zalimce!
- This is outrageous!
# Onlar, bu cehennemin zebanisi olsalar da... #... zalimce davransalar da...
♪ Though they are the masters in this hell... ♪ ♪ and they act like tyrants... ♪
Bu çok zalimce, Stephen.
That's very cruel, Stephen.
Bu çok zalimce.
It's too cruel.
Yani şimdi sen zalimce...
Are you so heartless as to wish...?
Yaşının çok ötesinde... ifadesinde zalimce ve katı bir şeyler var.
There is something hard and rigid in her expression far beyond her years.
En iyi arkadaşınızı bir hücreye kapatıp zalimce dövseler siz ne yapardınız?
What would you do, if a beloved friend of yours were chained in a cage and brutally beaten with a stick?
Bu yaptığın, zalimce bir şeydi.
That was a cruel thing to do.
Zalimce?
Cruel?
İnsanın kendisi değilken davranışları zalimce olabilir.
A man's acts may be cruel, while he himself is not cruel.
Hakkımda, hiç zalimce dedikodu duymadın mı?
- You haven't heard... any unkind gossip about me?
Bir hayvan gibi tek başıma ölmek çok zalimce.
It's too cruel to die like a beast... alone.
Yüzbaşı Bay Hawks'a çok zalimce davranıyor, değil mi? Yerli dostlarına ateş etmesini sağlıyor.
It's mean what the captain's doing to Mr Hawks, making him shoot at his Indian friends.
Zalimce davranan ve delicesine hükmeden bir adamla yaşamanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışmak çok zor.
To try to talk about what it's like to live with a man... who's physically cruel and insanely possessive.
Zalimce, sadistçe idi.
It was cruel, sadistic.
Sizi bu şekilde zalimce konuşmaktan menederim, Anne.
I bar you from talking so cruelly, Mama.
Daha zalimce ne olabilir?
What could be more cruel?
Gigi'yi zalimce bir kaderden koruduğunu düşünüyorsan sen bilirsin.
If you feel you are protecting Gigi from some cruel fate, that's your affair.
- Sen de çok zalimce bir cümle kurmuşsun.
- What a harsh thing to say.
Bu çok zalimce olur.
How cruel of you.
Zalimce yargılanacak!
He'll be given a savage trial.
İki aydır Viking Ragnar tarafından zalimce öldürülen iyi kral Edwin için yas tutuyoruz ve hala bunun intikamını almadık.
For two months we have mourned the good King Edwin, who by the cruel Viking Ragnar was foully murdered, and still lies unrevenged.
Kendine çekip, sonra da yakınlaşma istediklerinde geri çevirmek zalimce bir şey.
It is very cruel the way you throw women away if they get too close.
Böyle söylerdi ve sesi zalimce gelmezdi.
He would've said that, and it wouldn't have sounded cruel.
Pazar günleri yedi yaşından zalimce ve ani ölümüne değin kiliseyi hiç kaçırmadı.
He never missed a Sunday at church from the age of seven to the time of his cruel and hasty death.
Çok zalimce davranmış olmalısın.
Then you must have been really cruel.
Bu çok zalimce olmaz mı, bayım?
Isn't that too cruel monseigneur
Sevenler için hiç bir şey zalimce değildir.
Nothing is too cruel for those who love.
Zalimce ve sakar ataklardan dolayı tessüf ederim suçluluğun yükünü Kalbi kırık Bay Hubble'ın ölmüş ve masum oğlunun üstüne atıyor
Defense Counsel's cruel and clumsy attempt to shift the burden of guilt to the dead son of this heartbroken man, Mr. Hubble.
Belki sana zalimce davrandım.
WAIT A MINUTE.
Ama bana zalimce davranacaklar, daha önce yaptıkları gibi.
But they'd be mean to me, like they were before.
Kimi yönlerden zalimce aşırı hislerle dolu ve ilkelceydi.
In some way cruelly overwrought with emotion, primitive.
- Hayır, yeğenim, sana zalimce davrandım.
- No, Nephew. I have used you cruelly.
Çok zalimce.
No...
Ne kadar zalimce!
How cruel!