Çaldın mı Çeviri İngilizce
3,567 parallel translation
Demoyu çaldın mı?
Did you play my demo?
- Onu çaldın mı?
You stole that?
Onları çaldın mı ha?
Did yöu steal them?
Daha önce bundan çaldın mı Başlangıç için ben yardımcı olurum Hedvig.
Have you played before? I can teach you the basics, Hedvig.
- Çaldın mı onu?
Did you steal that?
Bu teknolojiyi çaldın mı?
Did you steal this technology?
Telefonları çaldın mı?
You stole them from him?
Benim erkeğimi çaldın. Biz ayrılmıştık, ilk defa yaptığımızda.
- We were basically-we were broken up at the time- - the first time.
O çaldığım söylenen milyonların rakamı.
That's the number of millions they said I stole.
Eli'nin arasını çaldım ve bonoları aldım.
I stole Eli's car and planted the bonds in the boot.
Sana o kadar kötü mü davrandım da paramı çaldın?
Am I treating you so badly that you had to steal?
- Şarkımı çaldın!
- You stole my songs?
Şarkılarınızı çaldım ve bayıldı.
I played him your songs, and he loved it.
Şarkını çaldım.
I played your song.
- Elması mı çaldın?
- You stole a diamond?
Parasını mı çaldın?
Stealing his money?
Evet, Gus bir keresinde parasını çaldığımı için beni ısırmıştı.
Yeah, Gus once bit me for stealing his honey.
Tanrılardan bir şeyler çaldığını zanneden adam kendisinin de neticede insan olduğunu öğrensin bakalım.
Let the man who thinks that he has descended from the gods, learn that he is human after all.
Chou'lardan mı çaldın yine?
Did you steal from the Chous again?
Bu sefer bize hangi yiyecekleri çaldın bakalım?
What goodies did you snatch for us this time?
Onlar Inception * yaparken toplarını çaldım!
When they were incepting, I got their balls.
Dur, dur, para kalıplarını Pablo Nunez'den çaldığını mı söylüyorsun?
Wait, wait, you stole the engraving plates from Pablo Nunez?
Cadillac'ı çaldığın ve sınırı illegal olarak geçtiğin için yapılan suçlamaları düşürmek için Santa Barbara'daki yargıçı ikna etmeye çalışacağım. Ama o uçağı ait olduğu yere götürmek zorundasın.
I will try to convince the judge in Santa Barbara to waive the charges for stealing the Cadillac and crossing the border illegally, but you have to take that plane back to where it belongs.
- Birazcık üşüttün mü? - Evet. Lassiter'ın düğününde birisi şalımı çaldı ve o zamandan beri donuyorum.
Someone stole my pashmina from Lassiter's wedding, and I have been freezing ever since.
Shawn, Jenson'ın yemeğini ben çaldım.
Shawn, I stole Jenson's lunch.
Gus'ın adamın elindeki bir şeyi yedi, ben de çoraplarını çaldım.
Gus ate something that was in his hand, and I stole his socks.
Telefonu James'e ulaşabileyim diye çaldım. Böylelikle kafasını dağıtacaktım.
I stole the phone so I could get to James and get him out of his head.
Beni dövdün, utandırdın, eski sevgililerimi becerdin, yatağıma sıçtın eşyalarımı çaldın, yemeğimi yiyip, yıllarca benim paramı aldın!
You've beaten me up, embarrassed me, screwed my ex-girlfriends, crapped in my bed, stolen my shit, eaten my food and taken my money for years!
New York'daki hafta sonumuzdan sonra bir taslakla Atticus'un kapısını çaldım.
After our weekend in New York, I banged out a draft of that thing I'm doing with Atticus.
Benim yazılımımı çaldın ve bunu mahkemede kanıtlayabilirim.
You stole my software, and I can prove it in court.
Bunu o kadından mı çaldın?
You stole this from that woman?
Kapısını çaldım, cevap vermedi.
I knocked on his door. He didn't answer.
- Zili çaldığınızı duymadım.
- hear you ring the bell.
- Siz bir şey çaldınız mı?
Did you steal anything?
İlaçları çaldım mı diye çantamı araştıracak mısınız?
Are you going to search my bag to see if I stole meds?
Mini mini birler, çalışkandır ikiler, mavi gözlü üçler, dayak yiyen dörtler, misafirdir beşler altılar altınımı çaldılar, yediler yemeğimi yediler sekizler semizdirler, dokuzlar doktor oldular, onlar bizi okuttular.
One for sorrow, two for joy, three for girl, four for boy, five for silver, six for gold, seven for a secret never to be... told.
Tarikattan zehirlenenlerin ne şekilde öldürüleceğine dair içinde talimatların olduğu bir kitap çaldım.
I stole a book from the cult where is that they should kill with natural poison.
- Ben, Blainele bu şarkıyı düğününüzde çaldığını hayal ettiğinizi konuştuğunuz zamanı hatırladığını ve bu yüzden ağladığını sanmıştım.
Don't worry. - I would've thought that you were crying because you and Blaine used to talk about how this was your dream to sing this song to each other at your wedding.
- Çaldın mı yoksa?
- You stole them?
Ev arkadaşını çaldım.
I stole your roommate.
Malımı çaldılar lanet olası kumbarasını bile çalmışlar.
They stole my shit they stole - - they even took his piggy bank.
Çocuklarını çaldığımızı ve hayvanlarına tecavüz ettiğimizi mi söylediler?
Do they say we are stealing their children and fornicating with their livestock?
Ben aşağıdayken çocuğun evime girip paralarımı çaldığını da söyledi mi?
Did she say that he was in my house while I was downstairs, and he stole my money? Did she tell you that? - What money?
Donör dosyan, tarihi geçmiş fotoğrafın, klinikten çaldığım kalem.
Your donor file, your completely out-of-date photo, the pen I stole from the clinic...
Hayatımı çaldın.
You stole my life.
Senden sonra kurduğum güzel hayatımı benden çaldın.
You stole my good life that I made after you.
Çiçeklerini mi çaldın? Budadım biraz.
I pruned a bit.
Bunu mutfaktan mı çaldın?
Did you steal this from the kitchen?
Kapının çaldığını sandım.
I thought I heard someone knocking.
Bu ordu ülkeden ne kadar para çaldığını söylemek istemiyor.
I'm fine, thank God.
Gob eşcinsel olmadığını öğrenirse bunu seni mahvetmek için kullanır. Ve ben de seni eşcinsel sihirbaz olarak yeniden pazarlamak için Lucille Austero'dan çaldığım 100 bin doları kaybederim.
If Gob finds out you're straight, he'll use it to ruin you, and I'll lose the hundred grand I stole from Lucille Austero to re-brand you as the gay magician.