Çağırayım Çeviri İngilizce
2,157 parallel translation
Şimdi gidip onu çağırayım çünkü herhâlde... - Hayır. - Mutfakta kahve yapıyordur.
Now, I can go in there and get him, because he's probably in the kitchen making more coffee, because he's the Coffee King.
Annemi çağırayım mı?
Shall I call Mom?
Onları çağırayım mı?
Shall I get them?
Zooey'i de çağırayım mı?
Can I invite Zooey?
Zooey'i çağırayım.
I'll go get Zooey.
Çağırayım.
I'll call her.
Onu çağırayım mı?
Want me to fetch him?
Çağırayım.
I'll get her.
- Sana bir taksi çağırayım mı?
Can I call you a cab?
Ortağımı çağırayım.
- I will call my partner.
Destek çağırayım.
Invitation confirmations.
Masaj salonunda beklesene ben dizinle ilgilenecek birini çağırayım.
Why don't you wait in the massage area, and I'll call for someone to work on that knee?
Geri çağırayım mı? Hayır, bu olaya dahil olmasın.
No, she can sit this one out.
Ben sünnetçiyi çağırayım.
Uh... I'll buzz the moyel.
Tanrı aşkına, taksi mi çağırayım yani?
Christ, do I have to call a cab?
Çağırayım onu.
Let me grab her.
- Doktor çağırayım.
I'll get the doctor.
Doktor çağırayım mı?
Should I perhaps call a doctor?
- Taksi çağırayım mı?
- Taxi? - Donny.
Sana bir taksi çağırayım mı?
Can I, uh, call you a cab?
Onu çağırayım o zaman.
I'll call him in, then.
Profil için polisi çağırayım mı?
Well, should i assemble the police for a profile?
- Taksi çağırayım.
- I'll call a cab.
Doktoru çağırayım.
I'll get the doctor for you.
Sana bir taksi çağırayım.
I'll-I'll get you a cab.
Senin olmadığına üzgünüm ama bu demek değil ki her çıktığımızda seni de çağırayım.
It's okay, we get it. You have a boyfriend but- - yes, I do, and I'm sorry that you don't, But it doesn't mean
- Hemşireyi çağırayım mı?
- Shall I call the nurse?
- Ambulans çağırayım. - Hayır.
- I'll call an ambulance.
Çağırayım kızımızı.
I'll get her, OK?
En iyisi takviye ekip çağırayım.
I better call for some backup.
Victor'ı çağırayım.
I will call Victor.
- Taksi çağırayım mı?
- Should I take a taxi?
- Gidip yardım çağırayım.
- Let me get you some help.
Gidip yardım çağırayım mı?
Can we get some help?
- Robin ve diğerlerini çağırayım.
- I'll fetch Robin and the others.
Ha dur öyleyse, sana laf anlatacak birisini çağırayım da onunla konuş.
Nay, then, I'll set those to you that can speak.
O zaman Brian'ı bodruma da alarm koyması için çağırayım.
Well, I'll get Brian to wire the cellar doors, too.
Bir taksi çağırayım.
I'm just gonna, I'm gonna call a cab.
Geç şöyle otur, ben de bir veteriner çağırayım.
Sit your stupid ass down, and I'll call a veterinarian.
Git yüzünü yıka, Onu içeri çağırayım.
Go and wash your face so I can bring him in.
- Tabii, çağırayım.
- Sure, I'll get her.
Olay yeri inceleme ekibini yeniden çağırayım.
Well, I guess we'll get the crime scene boys to come back, take another look.
Bunu söylemek için Bridgette ve Marie'yi buraya çağırayım mı?
Well, do you want me to go get Bridgette and Marie so that you can tell them?
Gidip yardım çağırayım.
- Go get some help.
Doktoru çağırayım mı?
Should I get the doctor?
Doktor çağırayım mı?
Shall I call a doctor?
İçkici kızı çağırayım mı?
Should I call the bevy bim?
- Peki, Addison'ı çağırayım.
[GRUNTS] - Okay.
Asansörü çağırayım.
I'll get the elevator.
Boogie'yi çağırayım mı?
Shall I call Boogie?
Seni de çağırayım mı?
Can I call you?