English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ç ] / Çıkıyorsun

Çıkıyorsun Çeviri İngilizce

5,136 parallel translation
Sen yukarı çıkıyorsun, biz burada kalıyoruz. Bırakıyorsun işte!
You're going up there and we're staying down here.
Çıkıyorsun.
You're out.
- Tamam, hadi çıkıyorsun.
- Okay, let's get out.
Bir ilişkiden yeni çıkıyorsun...
You're just getting out of a relationship.
Yine çıkıyorsun.
You come back out.
Ne zaman yola çıkıyorsun?
When do you want to leave?
Önce hep sen çıkıyorsun.
You always leave first.
Ee... hala Richie Mctrust * * fonuyla mı çıkıyorsun?
So... you still dating Richie Mctrust fund?
- Şimdi mi çıkıyorsun?
- What? You're going now?
Sabahtan beri tuvalete girip çıkıyorsun?
Since dawn you are in and out of the loo?
- Şimdi mi ortaya çıkıyorsun?
- And now you show yourself?
Uzun bir haftasonu için çıkıyorsun.
I mean, trust me.
- Dışarı çıkıyorsun sanırım.
You have keys in your hand like you're leaving.
Biriyle mi çıkıyorsun?
Are you dating someone?
Nasıl oluyor da mahkemeye boşanmak için gidip evlilik danışmanına gitmek üzere çıkıyorsun?
How exactly do you walk into court for a divorce and walk out in marriage counseling?
Gördün mü, işte bu yüzden bir çocukla çıkıyorsun, çünkü onlar...
See, this is why you have to date children'cause they don't
- Evet, çıkıyorsun..
- Yes, you do.
Montreal'a doğru küçük bir yolculuğa çıkıyorsun sanırım?
Taking a little road trip to Montreal are you?
Mahkemeye boşanmaya gidip nasıl evlilik danışmanına gitme kararı ile çıkıyorsun?
How exactly do you walk into court for a divorce, and walk out in marriage counseling?
Kiminle çıkıyorsun şimdi?
You're dating who now?
Dışarı mı çıkıyorsun?
You're going out?
Bu oğlan için bana karşı mı çıkıyorsun?
You stand against me for him?
Dışarı mı çıkıyorsun?
Are you getting out?
Bu da demek oluyor ki sen çıkıyorsun, Quackenbush.
That means you're out, Quackenbush.
Rachel ile daha bir aydır çıkıyorsun.
Just cut the carrots! You've been dating Rachel for a month.
Giy şu kostümü. 10 dakikaya çıkıyorsun.
You're on in ten.
Küçük tatlı bir kızla karşıma çıkıyorsun sonra kız "Sen babam mısın?" diyor ve tekrar yumuşuyorum.
You, with the cute little girl and she goes "Are you my daddy?" And I get fleeced again?
- Neden bu kadar karşı çıkıyorsun?
- Why are you opposed to this?
Sıkıcı, senin işin yazmak ve yazmıyorsun.
- I know, Bottlecap, that's your whole... job is to write it down, and you didn't write it down.
Bizi bunaltıyorsun, çık dışarı!
You're wearing us out!
Neden yukarı çıkıp, uzanmıyorsun?
Mm. Why don't you go upstairs and lie down?
Kılıcını normalmiş gibi gülümseyerek sallıyorsun, ve sıradan insanları korkutuyorsun!
You swing that sword with a smile, And you scare normal people,
Neden dışarı çıkıp kendin için bir şeyler yapmıyorsun?
- Why don't you go out and do something nice for yourself?
Ben onun hareketlerine karışan sıkıcı bir evkadınıyım. Sen ise sıradışı, başarılı ve asi olan teyzesin. Başkalarının canını yakacağını bildiğin halde istediğini yapıyorsun.
I'm the boring housewife who waits on her hand and foot, and you're the exotic, successful, crazy aunt who does whatever she pleases no matter who she hurts and always gets away with it.
Dandan, neden akademiden çıkıp eve geri taşınmıyorsun?
Dandan. Why not move out of the academy and come back home?
Sen neden yukarı çıkıp çamaşırlarını kaldırmıyorsun?
Why don't you go up and put your laundry away?
Neden çıkıp Phillipe'in parasının bir kısmını harcamıyorsun?
Why don't you go out and spend some of Phillipe's money?
Evet, Sen kıçıncı yüzyılda yaşıyorsun?
Yeah, what century are you from?
Dostum, neden tatlı, sıkıcı, biraz da hoşuna giden bir kız bulup tüm dünyada ki diğer bütün erkekler gibi bağlı kalabileceğin uzun bir ilişki yaşamıyorsun?
Dude, why can't you just find a cute, boring girl that you sort of like and then get strung out into some long-term relationship that you can't stand just like every other dude on the entire planet?
Kıçını yüzüne dayıyorsun!
And you sit on her face.
Burada acayip sıkıcı bir sunum kaçırıyorsun. Biraz hava almam gerek.
I need some air.
Sen neden dışarı çıkıp börtü böcekle filan oynamıyorsun? Olmadı çiçek filan ekersin Randall?
Why don't you go outside and play some fucking dandelions or some sprinklers there, Randall?
O ya da mektupla dlandırıcılık yapıyorsun.
Either that or you're running a mail scam.
Kiminle çıkıyorsun?
With who?
Yaratıcı olduğum için bana kızıyorsun çünkü sen de yaratıcı olabilmek isterdin.
You're furious at me for being creative.
Ateş senden çıkıyormuş, yakıyorsun.
It's your ass that's so hot, it's on fire.
Ama sonra o, eski nişanlımla çıktı. Şimdi de sen, eski kız arkadaşımla takılıyorsun.
But then he was dating my ex-fiancée, and now you're hanging out with my ex-girlfriend.
Dışarı mı çıkıyorsun?
NORMAN :
Crane, bu piramitten bir çıkış olduğuna ne kadar inanıyorsun?
Crane, how positive are you about this pyramid being booby-trapped?
Çıkışta ne yapıyorsun?
What are you doing after work?
Daha iki aydır buradasın ve şimdiden birini mi b-e-c-e-r-i-yorsun?
You've only been here two months and you're already f-u-c-k-i-n-g-ing somebody?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]