English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Î ] / Însan

Însan Çeviri İngilizce

115,568 parallel translation
Kaç tane insan buna sahiptir ki?
How many people get that?
Yani bu adamlar sağlam pabuç değiller kesinlikle ve muhtemelen Clarke'tan nefret ediyorlar ama yerli binlerce insanı öldürmüş olsalar bile Orta Afrika'nın dışına hiç çıkmamışlardır.
I mean, these guys are bad news, absolutely, and they probably hate the Clarkes, but even though they've killed thousands locally, they've never reached outside central Africa.
Nice'de çok insan tanır mıydı?
Did she know many people in Nice?
Bir insanın bilişsel yükü nedir bilir misiniz?
Do you know what a person's cognitive load is?
Birçok zengin insanı sarhoş edeceğiz.
We're going to get a lot of rich people very drunk.
Harika, başarılı bir hamilenin hayatını nasıl bir insan mahveder?
What kind of person would ruin the life of a gorgeous, successful, pregnant woman?
Blaine insan ben değilim.
Blaine's human, I'm not.
İnsan her şeyi düşünemez ki.
I mean, you can't think of everything.
Bence bir insanın kaderi... önceden belirlenmiştir.
And the way I see it, a person's destiny is, you know... sealed.
Aethelred kadar iyi bir insan.
He's as good a man as Aethelred.
Şüphesiz insanı ürpertiyor.
It put a shiver through your spine, no doubt.
Binlerce insanın sözü!
It is the promise of one thousand men!
Bir insanı, radyasyonun vucüdundaki her hücreye girmesine yetecek kadar maruz bırakacağız.
We would have to expose a human being to enough radiation that would implode every single cell in their body.
Onların 200 insanı güvende.
All 200 of their people are safe.
Eğer fırtınaya girersen iki insan yerine üç insan ölecek.
If you go into that storm, 3 people die instead of two.
Rekabete açılmanın modern insan ilişkileri üzerindeki negatif etkisini keşfediyor.
It explores the negative impact of marketization on contemporary human relationships.
İnsan işinde olmayı hep istemiyordum Sunny.
I didn't always want to be in the people business, sunny.
İnsan ırkının geleceğinden başka hiçbir şeye yatırım yapmıyorum.
I am investing in no less than the future of the human race.
Joe ve ben karaborsada insan eliyle yapılmış eserler müzayedesine gitmiştik.
Joe and I busted into this black market artifact auction a while back.
Kelimeleri okuyabilen her insan kapıyı açar.
Those who can speak the words may open the way.
Beni gerçekten seven diğer insan Sunny, Bajie.
Sunny's the only other person who's cared about me, Bajie.
Yardımı olacaksan senden sonra epey insanı hayal kırıklığına uğrattım nine.
If it helps, I've disappointed a lot of people since you, old lady.
( İNSAN KAYNAKLARI )
( PEOPLE CHATTERING )
İnsanın ailesiyle vakit geçirmek için sebebe ihtiyacı olmaz değil mi?
A man needs no reason to spend time with his family. Hmm? Yeah.
İnsan bir ortağa çok ihtiyaç duyduğumuzu öğrenmekten memnun olacaksınız.
You will be pleased to learn that we have a great need for a helpful human confederate.
İnsan ruhunun gelişmesi için gereken şeyleri anlıyorlar.
They understand what it takes to let the human spirit thrive.
- Ve birden fazla insanı.
And multiple people.
Sadece en iyisini umarak hiçbir şey yapmayan bir sürü insan var.
Too many people sitting back just hoping for the best.
İnsan burada neden sıkılsın ki?
Why would anyone be frustrated?
İnsan sevmeyen biriyim aslında.
Quite the misanthrope, actually.
İnsan sevmiyorsun demek.
Misanthrope?
Üç tur insanın psikolojisini mahvedebilir, ayrıca savaşmak da insanda kalıcı izler bırakır.
Three tours of duty can be hell on the psyche, and being a soldier of war forever changes a man.
Daha fazla masum insan öldüresiniz diye kanımı almanıza izin vermeyeceğim.
I won't allow my blood to kill any more innocent people.
Ona o telefonu açmasını söyleyebilecek sürüyle insan var.
I mean, any number of people could have asked him to make that call.
Başkanım, kariyerim, insanı iyi adamlar olduklarına inandıran suçluların izini sürmekle geçti.
Mr. President, I've spent my entire career tracking down stone-cold criminals who'd make you swear they were as pure as driven snow.
Çocuk asker kullanması, toplu kıyımlar ve insan kaçakçılığıyla tanınıyor.
He's known to utilize child soldiers, mass amputations, and human trafficking as part of his terror campaign.
Senin yüzünden binden fazla insan ve ülkemizin liderleri öldü.
You're responsible for the deaths of over 1,000 people, - the leaders of this country.
İnsan hayatına.
Human lives.
Elbette ki First Lady olarak oldukça meşgulsünüz. Eş, anne, sözcü, örnek insan.
Clearly, you're juggling a lot as First Lady, wife, mother, spokesman, role model.
O akşam 1000'in üzerinde insan öldü, birçoğunu da tanıyordum.
Over a thousand people died that evening, many of whom I knew.
İnsan o masraf hesabına alıştı mı geri dönmesi zor oluyor.
Once you get used to that expense account, it's hard to go back.
Bu yerleri her gün binlerce insan ziyaret ediyor.
Thousands of people visit these places daily.
İnsan bari indirim yapar!
Wh... I should at least get a discount!
Lloyd ve müritleri, Amerika'nın kudretini yitirdiğine inanıyordu. Bir şekilde, artık faşizme karşı koyan, Ay'a insan gönderen, Berlin Duvarı'nı tarihin tozlu sayfalarına gömen nesillerin varisi olmadığımızı düşünüyorlardı.
Lloyd and his followers believed that American greatness was in its decline and that somehow, we were no longer heirs to the generations that pushed back the tide of fascism, put men on the moon, and relegated the Berlin Wall to the pages of history.
Bu bir insan kalbi.
It's a human heart.
Dabbur Zann bu gece binlerce insanı öldürmeyi planlarken burda durup ciddi ciddi oturacak mıyız?
Are we seriously gonna sit on our hands while the Dabbur Zann plans to kill thousands of people tonight?
Her nereye gidiyorsa, bir sürü insanı öldürmek istiyor.
Wherever he's going, he wants to kill a lot of people.
Artık güvenebileceğin insan bulmak oldukça zor.
It's so hard to find people you can trust these days.
Sağlıklı bir insan işteyken bayılmaz.
An okay person doesn't collapse at work.
Gerçek yanıtlar insanın içinden gelir Jane.
True answers come from within, Jane.
Daha iyi bir insan olmak istememi sağladın.
You made me wanna be a better human.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]