English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ö ] / Ölmeyeceksin

Ölmeyeceksin Çeviri İngilizce

855 parallel translation
Ölmeyeceksin.
You won't die.
Tatlım, sen ölmeyeceksin. Sen yaşayacaksın.
Darling, you're not going to die, you're going to live.
Tabi ki ölmeyeceksin. böyle şeyler düşünmemelisin
Of course you are not going to die. You mustn't think about it.
Aciz bir hırsız gibi ölmeyeceksin. Sahip olduğun tüm onurla öleceksin.
You shall not die as a humble thief, but with all the honor to which you are entitled.
Ölmeyeceksin, baba.
You won't die, father.
Hayır, ölmeyeceksin.
No, you're not going to die.
Ölmeyeceksin Joe.
You won't die, Joe.
Demişti ki : Anneciğim, hiç ölmeyeceksin, değil mi, anneciğim? - Ne tatlı.
He said, Mummy, you won't ever die, will you, Mummy?
- Ölmeyeceksin.
- You ain't gonna die.
Sen ölmeyeceksin.
You won't die.
Ölmeyeceksin.
You're not to die.
Ölmeyeceksin.
You will not die.
Ölmeyeceksin, onunla savaşmak zorunda kalmayacaksın.
You'll not die, you'll not have to fight him.
Ölmeyeceksin yaşlı timsah.
You won't die, old crocodile.
Ölmeyeceksin.
You won't.
Merak etme, ölmeyeceksin.
Don't worry... you won't die
Ölmeyeceksin.
You're not gonna die.
ama ölmeyeceksin!
But you're not gonna die!
Yaran ağır değil Bahar. Ölmeyeceksin...
You won't die.
Eğer bir açıklama yazarsan..... Shimazo Ölmeyecek... .. tabiiki sen de ölmeyeceksin.
If you write a statement... then Shimazo won't have to die... and neither will you.
Ölmeyeceksin, Pilar, söz veriyorum.
You're not going to die, Pilar, I promise.
Sen henüz, ölmeyeceksin.
You don't die yet.
Tek başına ölmeyeceksin.
You will not die alone.
Hayır ölmeyeceksin, beni erkek yapacaksın.
No you won't, you'll make a man of me.
- Ölmeyeceksin.
- You won't get killed.
Pekâlâ, hiç değilse bugün ölmeyeceksin.
Well, at least you won't die today.
Sen ölmeyeceksin.
You aren't going to die.
- Akıllı ölmeyeceksin ama.
- But you won't die reasonable.
Onun gibi ölmeyeceksin.
You won't die like him.
Hayır, ölmeyeceksin.
No, you won't die.
Sen sıcak yatağında ölmeyeceksin.
You're not going to die in your bed.
- Hayır, ölmeyeceksin.
- No, you're not.
Sen ölmeyeceksin.
You don't die.
Sadece sen ölmeyeceksin, ayrıca Kuzey Sulhu'de ölecek.
Not only will you die, but the north magistrate must also die.
Ölmeyeceksin değil mi?
You're not gonna die, are you?
Hem benim de ihtiyacım var, Roberto dönmeden ölmeyeceksin.
I need your help too, you won't die without Roberto!
Hayır yavrum, ölmeyeceksin.
No, my darling, you're not going to die.
Tabii ki yavrum... ama ölmeyeceksin.
Of course you will, my darling but you're not going to die.
Sanırım ölmeyeceksin.
I think you're gonna live.
Kalp krizinden ölmeyeceksin, ama bırakacak bir mirasın da yok.
You won't die of a heart attack, but you won't leave an inheritance either.
Ama ölmeyeceksin kızım, buna söz veriyorum.
But you won't perish, girl, I promise you that.
Tam olarak ölmeyeceksin nasıIsa.
You're not going to die, exactly.
Ölmeyeceksin.
You ain't gonna die.
Pekala, ölmeyeceksin.
All right, you won't die.
Sen ölmeyeceksin.Olmaz
You're not going to die. You can't.
- Sen ölmeyeceksin, dostum.
You're not going to die, Rafer.
Asla ölmeyeceksin.
You never die.
- Sen ölmeyeceksin değil mi baba?
- You won't die, will you, Daddy?
Sen öyle sıkıcı bir şekilde ölmeyeceksin.
You, you won't have a boring death.
- Hayır, ölmeyeceksin.
I'll die
Ölmeyeceksin.
You're not going to die.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]