Önden Çeviri İngilizce
4,695 parallel translation
Kocanız, tesisimizin yeni kanadı için bize bir miktar bağışta bulunmayı planlıyordu hatta önden bir miktar da sundu bize.
Now, your husband was planning to endow a new wing for our facility. He actually tendered us a sum in advance.
Tabii lütfen, önden buyur.
- Why stop now? - Please.
Çocuklar ve Grasyson önden!
Children and Grayson first!
Üstelik önden başlamana izin vermiştim.
And I gave you a head start.
Biri önden gitmek zorunda.
Someone's gotta go first.
Sen de en önden izleyeceksin.
And you get a front-row seat.
Önden girmek ister misiniz Amirim?
Wanna take the lead on this, Sarge?
Hayır siz önden gidin beyler.
No, you guys go ahead.
Aşağı, Önden koş, Herkese söyle hazır olsunlar.
Dawn, run ahead, get everybody ready.
Benimle gelmek isteyen varsa lütfen önden buyursun.
Anybody else who wants to come with me, please, feel free.
- Hafif bavullar en önden.
- Lighter luggage up front.
Önden sen buyur.
After you!
Önden gideyim.
Lead on.
Önden git.
You go first.
Bir grup önden gidiyor, diğer grupsa koruma için yandan ilerliyor.
A group enters the front. another side to cover them.
Önden 1500 dolar.
$ 1,500 up front.
- Önden buyur.
- After you.
Hem de önden gdeceksin.
You go to the front.
Tank önden gidiyor.
Tank leads.
Paket, önden git!
Package, you follow!
Ben önden gideceğim, sen de hemen arkamda olacaksın, tamam mı?
I'll go in first, and you stay close behind me, all right?
Önden buyur.
After you.
Ben önden dikkatlerini dağıtırım.
Go around back. I'll distract them out front.
Eğer ihtiyacım olursa parayı en önden çekebileceğim
And I can get to the money if I need to. It's right in the front.
- Önden bayanlar!
- After you, ladies!
Önden buyrun, bayım.
After you, sir.
80 galon trim. Önden kıç tarafa doğru.
Trim 80 gallons aft to forward.
Ben önden giriyorum!
I'm going in the front way!
Bayanlar önden.
Ladies first.
Bayanlar Önden.
Ladies First.
Dondurucunun kapısı açıldığında, ışıklar patlamış olacak, ve sen önden gidip, karanlıkta yolu açacaksın... bununla.
The lights will blow when the freezer door opens and you'll be up front and attack in the dark... with this.
Yok ya sen al. Kadınlar önden.
No no you can buy it. ladies first.
Arkadan tehlike... önden tehlike.
Danger behind... in front, Dangerous.
Roger en az birkaç haftasını terapide geçirmek üzere yola çıktı. Eve döndüğünde yapacağımız ana röportajiçin soruları e-postayla önden göndermemi teklif etti.
With Roger now headed for at least a couple of weeks of rehab, he suggested I email him questions in advance of our major interview when he gets back home.
Önden parasını veriyorlar sonra da medeni bir yere götürüp satıyorlar.
They pay up front for it, take it someplace civilized and sell it.
Önden keşfe çık.
Take point.
Önden git.
Lead the way.
Önden buyur Petey.
After you, Petey.
Önden buyur.
A-After you.
Önden inin.
Get off from the front!
Önden buyur.
You go first.
Kaplumbağa 10 metre önden başlıyor.
The tortoise has a ten-yard head start.
Seninki en önden geliyor.
Yours... is the one riding in front.
Ben genci alıp önden gidiyorum.
I shall go first, and I shall take the boy.
- Önden buyurun.
- After you.
- Önden buyrun.
- After you.
Önden bir saldırı için çok fazlalar.
There's too many of them for a frontal assault.
- Bayanlar önden.
- Ladies first.
Önden buyur.
Go ahead.
Oldugunde kan onden gelir.
When you die, the blow will come from the front.
Önden buyur tatlım.
After you, my dear.