English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Ücreti

Ücreti Çeviri İngilizce

2,107 parallel translation
Bir an önce cenazeye devam etmezsek alacağım ücreti artırmak zorunda kalacağım.
If we don't resume this funeral pretty soon, we gonna have to have a little conversation about my compensation.
Ama bizimle anlaşmalı olduğu sürece menajer ücreti alırsın.
But as long as she's signed to us, you get a managerial fee.
İlk telif ücreti burada.
The first royalties are here.
Eğer asgari ücreti kabul edersen hemen başla.
Ifyou can write for me for half the wages, you can start right away.
Buyurun, bugünün ders ücreti.
Here's the money for today's class.
Mesai ücreti veriyorlar mı bari?
Are they paying you overtime at least?
En yüksek ücreti verene giderler.
Their services go to the highest bidder.
Şişe açma ücreti çok pahalı.
The corkage charge is so high.
- Aynı ücreti almalıyım.
- I must have the same price.
Temizlik şirketine yol ücreti 30 avro. Toplam 320 avro.
The cleaning company travel costs 30 euros. 320 euros in total.
Temizlik şirketine yol ücreti 30 avro.
The cleaning company travel costs 30 euros...
Siz servis ücreti olarak bize sadece % 5 veriyorsunuz.
You've given us 5 % service charge..
Belediye mülk sahiplerinden park ücreti alsa, herkes kıyameti koparır.
If the City makes residents pay for parking, they get upset.
Ama sıra onlara geldiğinde bir saat çalışanlarla aynı ücreti aldıklarını fark ediyorlar ve çok sinirleniyorlar.
But When they got paid, they got paid the same amount that the guys Who just Worked one hour got paid, and they Were ticked.
Peki böyle bir cömertliğin ücreti?
And the extra cost for such generosity?
Hayır, Graystone endüstrisi, herhangi bir sanal alan için lisans ücreti almayacak.
No, Graystone Industries will no longer charge For licensing of any legal spaces,
Tedavi ücreti, iyileşme ücretidir.
The cost of treatment is the cost of treatment.
Dafu'nun mesai ücreti olarak kabul et.
Take it as salary for Dafu.
Buna % 8 eyalet vergisi, % 7 şehir vergisi... % 12 havaalanı vergisi, % 32 destek vergisi ve otopark ücreti eklenecek.
Then there's a eight percent state tax, a seven percent city tax... a 12 % airport tax, a 32 % stimulus tax and, of course, the valet fee.
Zararsız bir sansar, ama işin ücreti çok iyi.
He's a harmless weasel, but his gigs pay top dollar.
Bebeğim, ücreti sonra konuşuruz.
Hey baby, we talk price later.
Asıl ben teşekkür ederim, Mathias. Tamir ücreti ve amirin yanında bana destek çıktığın için, teşekkürler.
Thank YOU, Mathias, for defending me in front of the brass.
Park ücreti.
Parking ticket.
Web sitelerinde yazdığına göre bir gecelik oda ücreti 50.000 Yenmiş.
Says on their website they charge 50,000 yen a night.
Bu adama yeterli ücreti ödemene imkan yok.
There's no way that you're paying him enough.
Umarın kendini sorgulatman ve verdiğin onarım ücreti yardımcı olmuştur.
It really helped that you asked for this hearing yourself. And that you made financial restitution out of your own pocket.
Bu resmin ücreti zaten ödenmiş. Hayır.
That painting's already been paid for.
Sadece bunu bana alan kişinin kartına iade yapıp ücreti benim kartımdan çekmenizi istiyorum mümkünse.
Look, I was just... I was hoping that you could just credit the card of the man who bought it for me, and... and use mine instead.
Bulanın ücreti olarak.
As a finder's fee.
Bir ay geciktirdi ama gecikme ücreti alınca ben suçlu oluyorum.
A month overdue. And it's my fault I gotta charge late fees.
Köpeğini almaya gelince ücreti ödememiş.
When he came back to pick up his dog, didn't have the fee.
Bakın ne diyeceğim. Avukatı ben bulurum, ücreti kırışırız.
I'll find the lawyer and we'll split the fee.
Ayrıca bir aracılık ücreti istiyorum.
And we negotiate a finder's fee.
Aynı ücreti ödeyeceksin.
You'll be paid the same.
Bu sebeple, All Saints bugünkü ücreti karşılayacak ve sadece gelecekteki harcamalardan mesul olmanız için sağlam raporu verecek.
To that end, All Saints would like to take care of today... and give him a clean bill of health so that you're only liable for future expenses.
- Özel okulların ücreti neyse onun iki katı.
You know how much private school costs? Double that.
Diğer kalan ücreti biz ödemeliyiz.
The rest we have to pay.
Şebekeler arası mesaj ücreti çok pahalı.
There's a surcharge for inter-network SMS.
Torba ücreti 50 sent.
50 cents for each bag.
Burada bir gece kalmanın ücreti de bu kadar.
It's the same charge as a night here!
Uzun mesafe taksi ücreti için pazarlık yapamam.
Not bargaining for long distance taxi ride
Koruma ücreti, 500.
( Protection fee, 500 )
Kanemi'nin ücreti 280 koku, doğru değil mi?
Kanémi is worth 280-koku, is that correct?
Ek bir uşak gerektiğinde ücreti maaşımdan düşebilir. Kesinlikle olmaz.
That when an extra footman is required, the cost could come out of my wages.
Herkez on rupi versin... giriş ücreti.
Ten rupees everyone... entry fee.
Bu bilet ücreti...
This is the fare...
Senin bayan Chanda'n müşteriden 50 çember ücreti aldı.
Your chanda maam would have charged the client for 50 circles...
Ama bana sadece 1 tane ücreti ödedi.
But I have been paid only for one.
Giriş ücreti.
Entrance fee.
Arama ücreti oldukça pahalı.
Calls cost a fortune.
- Tabii ücreti karşılığında.
For a fee, of course.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]