English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ü ] / Ücretleri

Ücretleri Çeviri İngilizce

311 parallel translation
Madencilerin ücretleri elinde mi?
Got the payroll for the mining company?
Çalışanların ücretleri konusunda titiz davranıyorlar.
They're particular about the fellows they hire.
Toptancılar düşük ücretleri için daha fazlasını istiyorlar.
It takes a lot of fish... for the pittance the wholesalers will give them.
Sinir ve nefret olmadan boğaz keserken ıslık çalan ya da şarkı söyleyen katilin bu neşeli haliyle netice itibariyle ekmeklerini kazanmak zorunda oldukları zor ve oldukça tehlikeli bir işin ücretleri.
Without rage, without hatred, with the placidness of the assassins who whistle or sing while they crack throats,... because they must gain the bread of every day with the pays of difficult and often a dangerous profession.
Size Barnum, Bufflalo Bill ile beraber her yerde en yüksek ücretleri vereceğiz.
I'll get you top fees, with Barnum, Buffalo Bill, everywhere.
Ona doğru ücretleri ödersiniz ve öldürmeyi yapacaktır.
You pay him the right wages and he'll do your killing.
Ayrıca ısıtma ücretleri -
And the rent they charge. You'd think -
Tüm masrafları ve ücretleri ödemem mümkün değil.
I shan't be able to pay all the costs and fees.
Fakir hastanesindeki çalışmalarınızı onların vizite ücretleri destekliyor.
Their fees subsidize your work at the poor hospital.
Tanıtım ve baskı ücretleri.
Advertising and printing bills.
Henry dükkanındaki başka herkes gibi ücretleri ve vergileri ödedi.
Henry paid rates and taxes at his shop the same as everybody else.
Aldığınız ücretleri harcamak için elinizi cebinize atacaksanız... nereye harcayacağınızı biliyorsunuz.
If you have any wages burning a hole in your pocket, you know where to go.
Cenaze ücretleri Ringo'dan.
This here is a present from Ringo.
Geçen yıldan kalan ücretleri şirket halen ödemedi.
The company hasn't paid the balance of last year's advance yet.
Doğru, çünkü geçmişte şartlar ve ücretleri ne olursa olsun Parma konuşanların hepsini öldürdü.
That's right, because in the past, no matter what the circumstances or the charges, Parma has always gotten them off.
Telif ücretleri?
Royalties?
Doğa belgesellerinin yurtdışı satışlarındaki tekrar gösterim ücretleri için yumruk yumruğa girmişler.
They are engaged in a bitter punch-up over repeat fees on the overseas sales of their nature documentaries.
Tekstil fabrikalarının paraları ve çalışanların ücretleri de var.
Textile mills to pay, payroll to meet.
... fazla mesai ücretleri ve ödenekler.
... settlement was reached about allowances and overtime pay.
Yolculuk ücretleri lütfen.
You must have transportation ducats.
Yolculuk ücretleri lütfen. Ben bir yetimim.
- Transportation ducats, please.
Yolculuk ücretleri lütfen.
- Transportation ducats, please.
Bahse girerim sadece dolaşıp ücretleri toplamaktan daha fazla sorumluluğun vardır.
I wager you have more responsibilities than just walking around here picking up these ducats.
Yolculuk ücretleri lütfen.
( Conductor ) You must have transportation ducats. '..
- Yolculuk ücretleri lütfen.
- Transportation ducats, please.
Bahse girerim sadece buralarda dolaşıp ücretleri toplamaktan çok daha fazla sorumluluğun vardır.
I wager you have more responsibilities than just walking around here picking up these ducats.
Kendi ücretleri ve çalışma şartları için... -... mücadele ediyorlardı. - Peki siz ne yapıyordunuz?
They were fighting for their own salaries and own conditions of life.
Ücret baremi : pazar, ağıl ve kesim ücretleri.
market, pen and slaughtering fees.
Çeşitli masraflar, giriş ücretleri, sigorta, sağlık, vesaire, vesaire.
Various expenses... fees, insurance, medical, et cetera, et cetera, et cetera.
Bütün o psikiyatrist ücretleri vergiden düşülebilir, Daine.
Those psychiatrist fees were deductible.
Savaş boyunca tarife ücretleri hep aynı kaldı : On yaşından küçük çocuklara yarım bilet veriliyor ;
And the basic rate was the same throughout the war, with children under 10 going at half fare, children under four going free.
En sonda giderleri görüyorsunuz : Sadece malzeme ve inşaat maliyeti değil ayrıca mimarların ücretleri ve kara hizmeti giderleri.
You'll see the final bottom line requires the factoring in... of not just the material and construction costs... but also the architects'fees and the cost of land servicing.
yemek, oda, giriş ücretleri.
food, room, entry fees.
Posta ücretleri yükseldiğinden balık ve salamı kaybettiğimizi düşünüyorum.
i think we lost fish and ham... when the postage rates went up.
Şimdi, ücretleri kim değiştirdi?
now, who changed the prices?
Test, ameliyat ve doktor ücretleri ayrı ücretlendirilecek.
The tests, operation and doctors fees will be charged on a separate sheet.
Tek başına fazla mesai ücretleri kamu güvenlik bütçesini aştı bile.
The overtime costs alone have used up the public safety budget.
Astronomik vizite ücretleri vardır.
He gets astronomical fees.
- Hayır, ücretleri ödendi.
- No, they're paid for.
Okul ücretleri için teşekkür ederiz ancak oğlumuz okumak istemiyor mu?
"Thank you for the school fees, but my son doesn't want to learn"?
" Aylık ücretleri karşılığında...
" l'll teach them to play arse
Artı, diğer ücretleri unuttuk.
Plus we forget all the other charges.
Diğer yandan, böyle yeni kanat çırpmayı öğrenen bir işletme için nakit harcamaları dışarı yansıtmaman daha iyi olabilir, avukatlar şirket ücretleri ve diğerleri için...
On the other hand, with a fledgling corporation like this, you might wanna consider not putting out the cash outlay for lawyers, incorporation fees and other -
Ama daha az sattığımız için, ücretleri düşürmekten başka çare yok. Sonuçta ceremeyi işçiler çekiyor.
But how to sell less We have no other choice but lowering wages, And of course who leaves to lose are the workers.
Beş kuruş mu? Ama payandalarınızdan şikayetçi olan ben değilim. Montsou'daki gibi yeni ücretleri size zorla kabul da ettirmiyorum.
If I can not complain of your struts, Do not you impose a new duty as the Monts.
Afrika'daki en yüksek ücretleri ödüyorum.
I pay the highest wages in Africa.
Avukatlık ücretleri oldukça ağır, bilirsin?
Counselling costs a great deal, you know?
- Mesai ücretleri nasıl? - Mesai filan olmayacak.
Well, how much do we get for the overtime?
- Yolculuk ücretleri lütfen.
' - Transportation ducats, please.
Belirledikleri ücretleri dayatarak.
[Chuckles]
Önce ücretleri toplayalım.
Collect your wages first.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]