Ücretli Çeviri İngilizce
521 parallel translation
Ben ücretli arkadaş olarak bilinenlerdenim.
I'm what is known as a paid companion.
Öte yandan, aklı başındaysa bir kaç yüksek ücretli işi kendim verebilirim ona.
On the other hand, if he's sensible I might throw a few sizable fees in his way myself.
Haliyle, ücretli öğrenci olarak burada kalman mümkün değil.
Naturally, it's impossible for you to stay on here as a paying pupil.
Dietrich mezun olmadan hemen önce Alman elçiligi görevlileri ona Almanya'ya ücretsiz bir gezi ve iyi ücretli bir isş önerdiler.
Just before graduation, Dietrich was approached by German representatives... who offered him a free trip to Germany and a well-paying job on arrival.
Hayır, ben astronomların akıl sağlığından şüphe etmeye başlayan yüksek ücretli bir kuryeyim sadece.
I'm just a high-priced messenger boy who's beginning to doubt the sanity of astronomers.
Satın alamam, ücretli insanlar ev yaptıramaz.
I cannot buy, and working men cannot build a home
Yüksek ücretli mi?
Oh? Are the fees so high?
Yapım ve kurgu ekibine ise on gün ücretli izinli.
Cast and crew get ten days off with pay.
- Dar gelirliler için düşük ücretli mükemmel kreşler var.
- Then who would look after... - There are excellent nurseries, with low fees for low-income workers.
Ama ücretli yola girmeden evvel otostop çekilebilir.
The guy can even get a ride before entering the expressed.
Hayır, almazdım. Ama ücretli yola girmeden evvel otostop çekilebilir.
AND THEN, YOU KNOW, IT'S KIND OF LON ELY COU NTRY AROUND HERE.
Ayrıca ücretli odadakiler ya da koğuştaki ziyaretçiler de aynı muammeleyi görür.
And the visit is the same, whether on the aisle or the pay rooms.
... mesai başlangıcı için beş dakika tolerans, ücretli grev ve kaza sigortası.
paid striking, and accident insurance.
Şu an hâlâ Ronin'iz, onun ücretli adamları değil.
Still we're ronin, not its hirelings
"Şu an hâlâ Ronin'iz, onun ücretli adamları değil."
We're still ronin not Shogunate hirelings yet!
Bir hayli uzun süreli ücretli izin Bay Shannon.
That's quite a sabbatical, Mr Shannon.
Don MigueI, duyduğuma göre ücretli adam çalıştırıyormuşsunuz.
Don Miguel, I hear you're hiring on men.
Kullanılacak kapı kararlaştırılınca, bizi ücretli telefondan arayacaksın.
When we decide which gate and you phone ahead, use a pay phone.
Nöbetçi ücretli telefonu açacak.
The guard will answer on a pay phone.
Ne düşünürsün iyi ücretli bir iş için?
What would you think of a well paid work?
Bir köle mi yoksa ücretli işçi mi?
A slave or a paid worker?
Meksika'yı ücretli tuvalet fikriyle tanıştıracaktı.
He wanted to introduce the idea of pa y toilets to Me xico.
"Köle, serf ya da ücretli çalışan olsun kadınlar her zaman fevkalade birer hizmetli olmuşlardır."
Slave, serf or wage earner, women have always been... vassals par excellence.
- Halk Sağlığı mı yoksa ücretli mi?
- National Health, or paying?
- Sen ücretli misin?
- You're paying?
- Halk Sağlığı mı yoksa ücretli mi?
- National Health or paying?
Ve senden ayda 700 $ ve iki haftalık ücretli tatilden çok daha fazlasını elde etmeğe niyetliyim.
And I intend getting a great deal more from you than $ 700 a month and two weeks'paid vacation.
Başından beri Jason'un ücretli adamıymış.
He's been in Jason's pay since the beginning.
Bu hafta izinlisin. Hem de ücretli.
You just take the rest of the week off.
Yeraltı dünyasının en yüksek ücretli kiralık katilleri
The two highest-paid underworld killers
Hayır, düşük ücretli.
No, I'm underpaid.
Sanırım ücretli telefon petrol istasyonunnun içerisinde idi.
I presume that the paid telephone in the gas station was inside.
İyi ücretli bir ağır iş yapmak istemez misin?
Wouldn't you be more content with a good-paying menial labor job?
Az önce rezil ücretli kölelikten bahsediyor ve hepimizin parya olduğunu söylüyordun. Adım atacak yeri olmayan paryalar.
You were talking just now about damned wage slavery, and saying that we are all outcasts with no room to move.
Geleceğime bir bakıyorum da, tek gördüğüm ücretli geçiş gişeleriyle... dolu, karanlık, çıkışsız bir otoban.
I look into my future and all I see is a long, dark highway... filled with endless toll booths and no exits.
Burası özel ücretli bir yol.
Ain't it, fellas?
"Birleşik Krallık'ta bulunma izni herhangi bir iş veya meslekte ücretli veya ücretsiz meşgul olmamak şartıyla bir aylığına verilir."
"Leave to remain in the United Kingdom on condition that the holder does not engage in employment paid or unpaid, and does not engage in any business or profession is hereby given for one month."
Sana iki hafta yarım ücretli izin öneriyorum.
I'm suspending you at half pay for two weeks.
Laboratuvardaki iyi insanlar bana ücretli maluliyet izni veriyor. Süresi de belirsiz.
Hell, the good folks at the lab are paying me disability leave of indeterminate duration.
Yakınlarda yüksek ücretli bir iş var mı?
Any high-paying jobs in the immediate area?
Ülkede yüksek ücretli bir iş bilmiyorum. Sen biliyor musun?
I don't know of any high-paying jobs in the whole country.
Ve bu kadar akıllı bir adamın da ücretli olarak... evimde çalışmasını isterim.
And such a wise man as this, I would want to work in my house... for wages.
Sen ve karın ücretli muhbirlersiniz.
You and your wife are paid informers.
Artık asgari ücretli bir işim var.
I have a job now that pays minimum wage.
Brezilya'da ücretli izne çıkamıyorum.
I can't take... a years sabbatical in Brazil.
Dakikası 2 dolar olan sabit ücretli aramaları kim yaptı?
Who made these toll calls at two bucks a pop?
İkinci müfreze tarafından korunan ücretli geçiş gişesinin oradan geldi.
That's near the toll booth that's being guarded by the 2nd platoon.
Ve de, asgari ücretli.
And, hey, minimum wage.
Yayıncıların yazarları vardır. Yetenekli. ve ücretli.
Publishers all have writers with talent and no money.
Hem de tam ücretli.
Full wages too.
- Bir günlük ücretli izin veririm. Ýddiaya girdiler.
I'll give you a paid day off.