Şeker Çeviri İngilizce
14,742 parallel translation
İki eczacı sana soygundan hemen önce bir şeker makinesi satıcısının uğradığını söylemiş.
Now, two of the pharmacists told you that a candy machine vendor had come by just before the robberies.
Dışı tamamen şeker kreması ama altı sırf karton.
The exterior is all sugar-paste icing, but it's just cardboard underneath.
Lobi de ağlayan şeker bir kız var.
There's a lovely girl in the lobby, crying.
Trende çayın için tuz yerine şeker paketlerini almıştın.
On the train, you grabbed the sugar packets for your tea instead of the salt.
- Artık limonlu şeker yapmıyorlar mı?
- Do they make sherbet lemons any more?
Şeker yok mu?
- Is there more sugar?
Çok fazla şeker ve yağ.
Trying to watch what I eat, All that sugar and carbs.
Şeker paketleriyle dolu bir karınca çiftliği buldum.
I found an ant farm full of candy wrappers.
Şeker hastasıyım.
I'm diabetic.
Biraz şeker ekleyince tadı birden çok güzel oldu.
She dips it in sugar, and all of a sudden, it tastes so sweet.
Sürtük, yerden şeker yiyor.
Hell no! Bitch eats floor candy.
- Çok şeker. - İlaç içmesi gerekiyor ama iyi köpektir.
- He has to take a pill, but he's a good dog.
Şeker şey, burada yaşamayı sevmiyor musun yoksa?
Hey, cutie, do you not like living here?
Köpekler olsun, şeker olsun, eski Blondie albümleri olsun cips, sen, biz, hiçbir şey.
Dogs, candy, old Blondie records, nachos, you, us, nothing.
Bedava şeker!
Free candy!
Çok şeker.
Oh, that's cute.
Şeker alır mısınız?
Sugar?
Süt, şeker?
Milk, sugar?
İki şeker.
Two of each.
"Süt, şeker ister misiniz?" dedim.
"Do you take milk, do you take sugar?"
- Hey, şeker kız, bizimle içmeye ne dersin?
- Hey, kid, come drink with us.
Bamako'nun en şeker adamı nasıl?
How is Bamako's favorite candy man?
Croatoan'la uğraşmanın zor olduğunu düşünüyorsanız çok şeker tüketen bir bebekle uğraşmayı deneyin bir de.
You think Croatoan's tough, try an infant on a sugar high.
Bu çok şeker.
It's so cute.
Sunbaen tek tabancayla savaş meydanında mücadele verirken sen sığınakta oturmuş şeker ve galeta mı yiyorsun?
I'm in a battlefield right now trying to win a war! And you're in a dugout eating cookies!
Burası en sevdiğim restoran ve aynı zamanda şeker dükkanı.
So, this is my favorite restaurant and candy store.
Mağara adamları hiç tahıl veya şeker yemiyorlarmış, ama bizden daha uzun ve sağlıklı yaşamışlar.
Cave men, they didn't eat any processed grains or sugar and they lived much longer, healthier lives than us.
Demir, şeker...
Iron, sugar...
Bakteri ortamdaki şeker bitene kadar çoğalmaya devam etti.
And the bacteria grow and replicate in that fresh medium until they run out of the sugar that they grow on.
Ama Razib için bu bir şeker.
But for Razib, it's candy.
Şeker kullanıp kullanmadığını bilmiyorum.
I don't know if you wanted sugar in there.
Baba, kuru temizlemecide şeker, meyve suyu, ya da şekerli birşey gördünüz mü?
Dad, did you notice any candy wrappers or fruit juice, anything with sugar, at the dry-cleaner's?
Beckett'ın yanındaki gizemli adamın şeker hastalığı var.
I think Beckett's mystery man might have been having a diabetic incident.
Fakat onun vücudu için şeker yeterli değil.
But based on his symptoms, sugar is not enough.
Hepsi çok şeker!
Aw, they're all so cute!
Kanepede şeker buldum.
Found some candy in the couch.
Bu gerçekten yapılmalımıydı? Şeker Prenses Emily, kayınvalidesi Majesteleri Kraliçe Isabel ile anlaşabilecek mi acaba?
Isn't it possible that the goal is really to butter up Princess Emily's mother-in-law,
Eğer şeker olursan, Bende ufak bir karınca olarak doğacağım.
If you become the sweet, I will be born as a small ant
Bakalım şeker mi istiyorlar şaka mı?
Let's see if they want a trick or a treat.
Şeker mi şaka mı kar tanesi?
Trick or treat, snowflake.
Yeni Şeker ve Dondurma Baronu'nu takdim ediyorum çünkü erimiş çikolataya benziyor Kilsurat.
Presenting the new baron of candy and ice cream... mostly because he looks like melted chocolate... Clayface.
Yalan söyleyemem, hizmet etmekten onur... YÜRÜYEN KİL YIĞINI ŞEKER STOKLARINI...
I cannot tell a lie, I am proud to serve...
Bebekten şeker çalmak yerine, ailelerinin kredi kartı bilgilerini çalıyorsun.
Instead of stealing candy from a baby, you're stealing their parents credit-card information.
- Bu Freddie, şeker birisidir.
That's Freddie, he's a sweetie.
Eğer benim de zamanım bitiyor olsaydı ben de şeker içinde bu şeyi boğarak öldürürdüm.
I guess if my clock was running out, I'd be smothering shit in sugar too.
Bu sefer çok fazla şeker koyma olur mu?
Oh, and not so much sugar in it this time, OK?
Biliyor musun? Bence bu çok şeker.
I think it's sweet, actually, you know?
Şeker çıkar.
Take PCH.
Unutma, kurşun geçirmez demek kurşun senden seker demek.
Remember, bulletproof means bullets bounce off of you.
Çok şeker.
Oh, that's sweet.
- Çok şeker biri ama.
- No.