English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ş ] / Şüphe

Şüphe Çeviri İngilizce

8,459 parallel translation
Kendimden şüphe ettim. Ama bir daha etmeyeceğim.
I doubted my own convictions, but I will not doubt them again.
Düşünüyordum da dediklerinin yarısı bile doğruysa hiç şüphe yok- -
I am thinking that... if even half of what you're saying is true, then it's no wonder that...
İkimizde şüphe uyandıran şeyler yaptık.
We've both done some questionable things.
Şüphe uyandırıcı bir fazlalık eklemiş olmuyorsun.
You don't add any suspicious extra weight.
Eğer Mary hamile kalırsa, kimin çocuğu olduğu hakkında hiçbir şüphe kalmamalı.
If mary should find herself with child, There must be no talk from anyone About whose child this is.
Benden şüphe duyma Brian.
Don't doubt me, Brian.
Koula, kurabiye alsana. Bize saygı duyulan bir kanaat önderi gerek şüphe barındırmayacak bir doktor karakter.
We need a respected community leader, a physician of unimpeachable character.
Hislerinden şüphe duyma.
Don't doubt your instincts.
Barbara kaybolduğunda Margaret'ın ona bir şey yaptığından şüphe etmiştim...
When Barbara disappeared, I suspected Margaret had something to do with it.
Şüphe duyduğunda yemek ye.
Well, when in doubt... eat.
- Hayır. Aubrey bulmaya çalışıyor. Ama şüphe olmadığı için arama izni alamıyoruz.
No, Aubrey's trying to find out, but we can't get a warrant because we have no cause, and they're just gonna say that we're fishing.
Ülkedeki en leziz geyiklerin Silverhöjd'de olduğu şüphe götürmez.
Silverhöjd has, hands down, the tastiest deer in the country
Virüsten etkilendiğine şüphe yok.
He's infected with the virus.
Kimsenin yeteneklerinden şüphe duyduğu yok.
No one lacks Faith in your abilities.
Ve yine burada bay Hathorne gibi adamlar... hala güçlü kadınların değerinden şüphe duyuyorlar.
And yet over here, men like your Mr. Hathorne still doubt the value of a strong woman.
-... yoksa sadece bir şüphe mi?
- Do you know this - or do you suspect it?
Suyun altında kaldı ve hiç şüphe çekmedi.
He stayed under the water and never aroused suspicion.
Strauss'un en iyisi olduğuna şüphe yok.
No wonder you were Strauss'favorite.
Interpol hala Sima'nin geçmişini araştırıyor ama şundan şüphe yok ki kadın muhtemelen tehlikeli.
Well, Interpol's still doing a background on Sima, but there's no question she's probably dangerous.
Kötü eylemlerde bulunduğundan şüphe ediliyor.
You are suspected of ungodly acts.
Doğruluğundan şüphe edilmemeli ya da Papa'nın desteğini almalı.
They must be unassailable, or who is the Pope supporting?
Arkadaşın çok şüphe uyandırıcı, dayı.
Your friend is suspicious.
Bir zamanlar, bende Benjamin Button'ın hastalığının olduğundan şüphe etmekteydim.
For a while, I thought I had that Benjamin Button's disease.
Elindeki barut iziyle birlikte tetiği çekip çekmediğiyle ilgili hiçbir şüphe olmayacak.
With the gunshot residue on his hands, there won't be any doubt he pulled the trigger.
Ama bunu yaparsan, hüküm giymesine neden olursan ona yaptığın şey ile ilgili hiçbir şüphe olmayacak.
But if you do this, if you condemn his life there will be no doubt what you did to him.
Seni suçladığımı söyleyemem ama bu şüphe artık bitmeli.
And I can't say I blame you, but... this suspicion has to stop.
Kaçak mallarda eksik olmasından kim şüphe duyar ki?
Who's gonna be surprised if there's a little contraband that goes missing?
Ama yine de şüphe etmene sebep olur, değil mi?
But it sure does make you wonder though, doesn't it?
Hiç şüphe yok.
There's just no question.
Hiç şüphe etmemiştim zaten.
Never doubted you.
Ondan şüphe duymuyorum.
Of that, I have no doubt.
Çocuklar, şüphe altında değiliz.
Guys, we're in the clear.
Uzun sürede, bu şüphe doğurabilir. Bunu göze alamayız.
In the long run, that would raise suspicion, and we just couldn't risk it.
İrademden şüphe mi ediyorsun?
You doubting my self control?
Burada olmamaları çok şüphe uyandırıcı.
It is pretty suspicious they're not here.
Aslan şekli görünmeye başlayana kadar ayrıldığım yere gerçekten geri döndüğümden şüphe duydum.
Until the coast with the lion shape came into sight, I doubted that I would truly return to the place of my departure.
Şüphe yok ki onun kadar zeki değiller.
Less so than himself, of course.
Salak olduğuna şüphe yok, özentinin tekisin ama eğer kılını kıpırdatırsan işler biraz çirkinleşecek.
You are clearly a stupid kid, a wannabe, but if you move, it's gonna get ugly.
Ona şüphe yok.
Clearly.
Dâhiler Kralı, emrindekilerden şüphe ediyor.
The Genius King doubts his underlings.
- Senden şüphe ettiğim falan yok Toby. - Tabii.
I'm not doubting you, Toby.
Senin sadakatinden şüphe etmiyorum.
I have never doubted your loyalty.
Bir gün bana bir varis doğurduğunda, doğuracağına adım gibi eminim, çocuğumuzun geleceği hakkında şüphe olmamalı.
When you give us An heir someday, As I have every faith that you will,
Şüphe.
( audience boos ) Doubt.
Bundan şüphe duyduğum için üzgünüm.
_
Tesisin çok sayıda korkunç olaya şahit olduğundan şüphe yok.
No doubt this facility's seen its fair share of horrors.
Gizli aşkıyla evlenmek için bir gece vakti Vegas'taki evlilik şapeline gidiyor ve en şüphe verici olay da bir kitap alması!
She left in the middle of the night for a wedding chapel in Vegas with her secret love, and most suspicious of all, she bought a book! Oh, no.
Hayatımız boyunca bizden şüphe duyacak.
For the rest of our lives, she will distrust us.
Burada yaşadığınız sorunları düşünürsek bundan şüphe duyan çıkabilir.
One might doubt that, considering the troubles you are having here.
- Ben de şüphe ettim.
I was doubtful too.
Ona şüphe yok.
No question.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]