Abi Çeviri İspanyolca
5,177 parallel translation
Neler oluyor abi?
¿ Qué es esto, hermano?
Hayır abi hayır.
No, hermano. No.
Abi lütfen beni affet.
Hermano, por favor perdóname.
Aman tanrım! Abi şu yabancı çiftçiye bir bak.
¡ Hermano, hermano, mira ese campesino forastero!
Abi.
Hermano.
Abi!
¡ Hermano!
Abi yangın. Afzal.
- ¡ Afzal!
- Abi yangın!
- ¡ Hermano, fuego!
- Evet abi.
- Sí, hermano.
Abi.
¡ Hermano, hermano, hermano!
Ben de, abi.
¿ Yo también?
Hadisene abi. Ne yapıyorsun içerde, yoksa çavuşu mu tokatlıyorsun?
Apúrate. ¿ Qué haces ahí adentro?
Naber abi
Hey, ¿ qué es el hombre para arriba?
Çocuklar size abla ya da abi olarak saygı duyacaklar.
Los niños te mirarán como un hermano o hermana mayor.
- Haydi abi, gitmemiz gerek.
- Vamos, tenemos que irnos, hermano.
Limonata yapacaksın abi.
Hago lo que puedo con lo que tengo.
- Abi ben teşekkür ederim, çok sağol.
- No, gracias a ti.
- Merhaba Yavuz abi, hoş geldiniz.
- Hola, Yavuz. Bienvenido.
- Yolculuk nasıl geçti abi?
- ¿ Qué tal el viaje? - Bien.
- Abi ne iyi ettiniz de geldiniz.
- Cuànto me alegro de que hayas venido.
- Odalar ayrı abi.
Son dos habitaciones separadas.
- Tabii abi.
- Claro.
Rahmetli Selim abi geldi.
Selim, que en paz descanse, fue a verme.
- Krem süreyim mi abi?
- ¿ Quiere que le eche crema?
- Sağ ol abi.
Gracias.
... kolaysa başına gelsin diyor bir ses ruhani yüzlü, sakallı bir vatandaş şunu bir deneyeyim diyor geliyor abi, şak diye yapıyor usta şüpheleniyor.
"Si hacer una mezquita te parece fácil, hazla tú", responde. Se gira, ve su barbuda y radiante cara, y le dice : "Vamos, inténtalo". Y el hombre le responde que sí.
Bu kız da olmazsa Sabri abi bunalıma girer artık.
A Sabri le da algo si ésta tampoco trabajase.
- Tamam abi.
- De acuerdo.
- Yavuz Abi.
- Hola.
Gazeteye çıkmışsınız abi.
Yavuz, sales en el periódico.
Yavuz abi ; Kamil, arkadaşım.
Yavuz, él es mi amigo Kamil.
- Abi burada mıydın? Çıktın sandım.
- Creía que estabas en el escenario.
Onu bekliyorum. Hasan bu akşam burada programa başlıyor abi.
Hasan actúa aquí esta noche.
Saygılar abi.
Un honor.
- Böyle mi? Tamam abi.
- De acuerdo.
- Otel nasıldı abi? Rahat ettiniz mi?
- ¿ Qué tal es el hotel?
- Bizim bir arkadaşın oteli abi.
Es de un amigo.
- Abi, senin de hakkını nasıl öderiz bilmiyorum.
¿ Cómo podría recompensarte?
- Abi, ya bir şey söyleyeceğim ama yanlış anlamazsın, değil mi?
Mira, no me malinterpretes,
Çay içelim mi abi?
¿ Te apetece un té?
- 106 abi. Sizin süit oda.
- A la 106, la suite en la que están.
Yok abi, yapılmamış yani.
No ha habido pago alguno.
- Yok abi, ilk günden beri hiçbir girdiniz yok.
- No desde el día en que Ilegaron.
- Tamam abi.
- Vale.
- Rica ederim abi, ne demek.
- Tranquilo, no pasa nada.
- Size de abi.
- Igualmente.
- Abi, para verebilecek olsam sorun etmem zaten.
Si yo tuviera dinero para pagarte, no pasaría nada.
- Tamam abi.
De acuerdo.
Abi, sen bunu hiç satmasan ya?
Yavuz, no deberías venderlo.
Abi.
¡ Hermano!
- Tabii abi, pardon. Buyur abi.
Coge los que quieras.