Acemi şansı Çeviri İspanyolca
204 parallel translation
Acemi şansı. Bu daha ikinci atışı.
Esta es suerte de principiante.
Acemi şansı. Tamamen acemi şansı.
Qué mala suerte.
Yine acemi şansı.
Mala suerte otra vez.
Acemi şansınız var, Edith.
- Les traeré una lámpara.
Acemi şansı.
Fue suerte.
Acemi şansı diye bir şey duymuştum ama bu kadar iyi olabileceğini bilmiyordum.
Había oído hablar de la suerte del principiante, pero no que fuera tan buena.
Acemi şansı.
La suerte del principiante.
Acemi şansı.
Suerte de principiante.
Acemi şansı.Kazadan başka birşey değildi.
Fue suerte, un accidente.
Acemi şansı.
Es la suerte del principiante.
# Acemi şansı olmalı
" Será suerte de principiante
Acemi şansı!
¡ Suerte de principiante!
Acemi şansı.
¡ Vaya suerte, el novato!
Acemi şansı, işte.
Tú y tu chiripa de novato.
- Acemi şansı.
- Fue pura suerte.
Buna "acemi şansı" derler, ahbap.
Eso se llama "suerte de principiante", amigo.
Sana bunun acemi şansı olduğunu söylüyorum.
Te lo repito : suerte de principiante.
Acemi şansı.
La suerte del novato.
"Acemi şansı" bu olsa gerek.
Fue pura suerte.
Acemi şansı. Acemi şansı.
¡ Mierda de suerte!
Acemi şansı gibi bir şey.
La suerte de los principiantes.
Bir an için harikaydı, ama sadece acemi şansıydı.
Ha sido increíble, pero fue pura suerte.
Temin ederim acemi şansı.
Suerte de principiante, os lo aseguro.
Acemi şansın var!
¡ Suerte de principiante!
- Acemi şansı.
- Suerte de principiante.
Acemi şansı olmadığını görmek için daha zor bir tane deneyelim.
Intentemos uno fuerte a ver si no fue un golpe de suerte.
Acemi şansı.
Qué chiripa.
- Acemi şansı.
- Fue suerte de novato.
Acemi şansı!
Tiro afortunado.
Acemi şansı.
¡ La suerte del principiante!
Acemi şansı.
Con eso entraremos.
Acemi şansı, öyle mi?
Suerte de principiante, ¿ no?
Acemi şansı.
Suerte de principiantes.
Sanırım Fincan'da acemi şansı çok önemli.
La suerte de principiante vale mucho en Tazas.
Acemi şansı. Hiç şüphe yok ki.
La suerte del principiante, sin duda.
Acemi şansı olduğuna eminim, efendim.
estoy seguro que fue suerte de principiante, Sr.
Acemi şansı, değil mi?
La suerte del principiante, ¿ no?
Acemi şansı işte.
Tienes suerte, hombre.
O zaman acemi şansını iyi kullanın.
Debe usar su suerte de principiante prudentemente.
Sadece acemi şansı.
Apuntó y le dio a la lámpara.
Acemi şansı.
La primera vez es la buena.
- Acemi şansı.
- La suerte del principiante.
Yani, Claire dün çocuklarla gayet iyiydi, ama bu acemi şansıda olabilir.
Claire se manejó bien con los niños ayer pero eso podía ser suerte de principiantes.
Acemi şansı olmalı.
Debe ser suerte de principiante.
- Acemi şansı.
Suerte de principiante.
Çoğunlukla acemi şansıydı.
Aunque hay mucho de suerte.
Polisin acemi çalışma biçimini görmeniz için size bir şans vereceğim.
Podrá comprobar cómo trabajan Ios torpes policías.
Bayağı acemi ama... Bence bir şans verelim.
Pero hay que darle una oportunidad.
Şu işe bak acemi şansı!
¡ Vaya!
Seni felaketten kurtaran acemi şansıydı.
La suerte lo salvó del desastre.
Acemi şansıydı?
Eso fue un tiro afortunado.