English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Amir

Amir Çeviri İspanyolca

2,057 parallel translation
Kimse yok emir.
No hay nada Amir.
Ahmed, onları evlerine götür.
- Ahmed, asegúrate de que la escolten. - ¡ Sí, Amir!
Emir'i öldürdün!
¡ Mataron a Amir!
Emir'imiz öldü!
¡ Nuestro Amir está muerto!
Prince Auda öldü.
¡ Nuestro Amir está muerto!
.. size hediye olarak, atlar getirdik.
Un presente de los Anizas para Amir.
Anizas burada, Emir.
Los hombres de la tribu de los Anizas están aquí, Amir.
- Bani Sadr, Amir.
- Somos los Bani Sadr, Amir.
Emin misin, Emir?
¿ Estás seguro, Amir?
Çok teskkürler, Amir.
¡ Gracias! ¡ Muchas gracias, Amir!
- Amir ve Yeşiller ne diyorlar?
- ¿ Y qué pasa con Amir y los Verdes? Les preguntaré.
Bir zamanlar Amir değildim.
No era Jefe en aquel entonces.
Amir Harvey ile konuştum.
Acabo de hablar con el Jefe Harvey.
yönetimindeki Türkiyedeki uyuşturucuyu çökerten Amir'in himayesine..
Se oculta bajo el personaje de matón del cartel de drogas turco.
Bazıları başka bir amir aramaya koyuldu.
Otros buscaron un nuevo feudo.
Amir, hücre 850 diyor.
Box 850, dice el alcaide.
Brooklyn Güney'e amir olarak atandığımda patronum beni direkt olarak ofisine çağırdı.
Cuando fui ascendido a sub-jefe de Brooklyn Sur, mi jefe me llamó a su oficina y me dijo directamente que me contrató porque mi padre era el comisionado de policía.
Karısı gözyaşları içinde Amir Stockton'ı aramış.
Ha reservado su pasaje a casa. - Su esposa llamó llorando al jefe.
David, CIA amir yardımcısısın.
David, eres el subdirector de la CIA.
Amir olmak istediğimden değil ama.
- No es que esté buscándolo.
İsmim Heuber Amir Moscati hastalık iznindeyken tüm dedektif masasının yönetimini alıyorum.
Me llamo Heuber. Y estoy asumiendo el comando de todos los escuadrones de la central mientras el comisario Moscati está ausente por enfermedad.
Amir Heuber, çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız.
Comisario Heuber, nos enfrentamos a una situación extremadamente grave.
Amir Heuber, muazzam deneyimi ile- -
Seguramente el comisario Heuber, con su enorme experi- -
Evet, Amir Heuber biraz nahoş görünüyor.
Sí, puedo ver que el comisario Heuber puede parecer algo antipático.
- Buna gerek yok, amir Heuber.
- Eso no será necesario, comisario.
Amir Heuber'in başı.
La cabeza del comisario Heuber.
Elveda, amir Heuber.
Adiós, comisario Heuber.
Amir Zen.
Comisario Zen.
Amir seni görmek istiyor.
El comisario quiere verlo.
Bir tek şu çocuk var, Amir Love.
Hay un tipo, Amir Amor.
Amir Bello, Anderson'la Çin mahallesinde görülmemden sonra beni sorguya çekti.
Bello me entrevistó... cuando me vieron en Chinatown con Anderson.
O gün imza veren amir kim?
¿ Quién fue el supervisor que lo aprobó ese día?
Karar senin.Amir!
Es su decisión, capitán.
Birşeyi unutuyorsun amir.
Olvidas una cosa, Capitán.
- Tamam, sana kim karşı çıktı?
¿ Quién se te opone? Amir.
- Amir. - Yani partinden kim karşı çıktı? - Çoğu benimle hemfikirdiler.
Lo siento, pero la mayoría de la gente estaba de acuerdo conmigo.
- Önce tartışacağız tabii Amir. - Peki biz tartıştık mı Bjorn? Sosyal yardım paketini ucuza mal etmek için vergileri yükseltip eğitim fonunu azaltalım.
Bueno, aumentar los impuestos o recortar en educación... para hacer la partida para Bienestar más barata.
Amir Diwan önderliğindeki Yeşiller Hesselboe'nun çevre konusundaki liberal görüşlerinden çok uzaklar.
Los Verdes, liderados por Amir Diwan... están muy lejos de las ideas de Hesselboe sobre medio ambiente.
Merhaba Amir, anlaşma taslağı eline geçti mi?
Amir, ¿ trabajaste en el proyecto?
Amir, bu anlaşmanın kalıcı olmasını istiyorum.
Quiero que este trato perdure.
Ama bizim politikamız pakette neredeyse hiç geçmiyor. Amir- -
Pero nuestra política casi no existe en el paquete.
Amir sert oynamak istiyor.
Amir está siendo muy duro.
Amir medyanın gözbebeği.
Amir es un favorito de los medios.
Amir sırf sanayicilere biraz iltimas geçtik diye desteklemiyor.
Amir no va a apoyarlo porque es escaso el recorte a la industria.
Tek pürüz çıkaran Amir'se, belki de... biraz itmek gerekiyordur.
Si Amir es el único obstáculo, tal vez necesite ser... empujado un poco.
TV1 bizim Amir'i helal usulle kurban ediyor.
A Amir le están haciendo el halal musulmán en TV1 exterior.
Amir dün Cadillac'ını nadiren kullandığını söyledi.
Ayer, Amir afirmó que nunca sacó su Caddy para dar un paseo.
Amir, hem çevreyi kirletiyorsun, hem de koca bir yalancısın.
Amir, no sólo eres un contaminador, eres un gran embustero.
Amir.
Amir.
Amir, bir tek çözüm görüyorum.
Amir, sólo veo una salida.
Amir, kes şunu.
Amir, detente. Siéntate.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]