Avukatlar Çeviri İspanyolca
4,278 parallel translation
Kasaplar, haberciler, ucuz avukatlar filan.
Carniceros, vendedores de periódicos, abogados suburbanos.
Açık ve net konuşayım, Eğer bugün öğlene kadar evi terketmezseniz, avukatlarımız polise başvuraca...
Simple y claramente, si no está fuera de este apartamento hoy al mediodía, nuestros abogados pedirán a la policía...
Eğer paramızı zamanında ödemezseniz avukatlarımız kontratı geçersiz kılmak için mahkemeye başvurmak zorunda kalacaklar.
Si no recibimos el dinero a su debido tiempo, nuestros abogados solicitarán al juzgado que anule su contrato.
Avukatları yolda.
Sus abogados están en camino.
Acosta'nın avukatlarıyız.
Los abogados de Acosta.
Avukatları beni parçaladı.
Sus abogados me hicieron pedazos.
Akıllı olanları avukatları gelene kadar onu bile söylemedi.
Las más listas ni siquiera admitirán eso hasta tener un abogado.
Avukatlarıma götüreceğim.
Se las llevaré a mis abogados.
sen sen bizim avukatlarımız arasında yoksun. Ve kimin aşağılık, kimin uyuz köpek olduğuna yüce mahkeme karar verecektir.
En la compañía de nuestros abogados la corte decidirá también probará quien es el sinvergüenza y quien es un perro sarnoso
Senin de bildiğin gibi, iyi avukatlar kanunları iyi bilirler. Ve en iyi avukat da yargıcı bilir.
Mira... un buen abogado conoce la ley y el mejor abogado conoce al Juez
Olay tüm ülkenin önüne serilince okul yönetimi hakkınızda ne düşünecek merak ediyorum. Avukatlarımızdan bahsetmiyorum bile.
Me gustaría ver qué hará el comité con usted cuando todo el país se entere, sin hablar de nuestros abogados.
Birkaç ay önce boşanmak için anlaştık. Kâğıtların henüz imzalanmamasının tek sebebi avukatların anlaşmaya varamaması.
Acordamos el divorcio hace meses, y la única razón de que los papeles no estén firmados aún es que los abogados no han llegado a un acuerdo.
Anlaşmayla ilgiliyse her şeyi avukatların görüşmesine karar vermiştik.
Si es por la liquidación, decidimos dejarlo todo en manos de los abogados.
Proctor'ın avukatlarının birkaç silah suçlamasından yırtacağına şüphem yok.
No dudo que los abogados de Proctor comprarán su salida por algunos cargos de armas.
Ertesi sabah yargıç, tüm avukatları odasına çağırdı.
La siguiente mañana el juez llamó a todos los abogados a su despacho.
Sol tarafta, ikisi alternatif olmak üzere 14 jüri vardı. Ortada, avukatların kanıtları sunmaları için geniş bir boşluk bulunuyordu. Ve sonra savcılık, bizim davada iki ya da üç avukatları vardı.
A la izquierda está el jurado, 12 jurados, 2 sustitutos un gran espacio entre el lugar donde los abogados caminan y muestran cosas y después tenemos la parte acusadora la cuál en ocasiones tenía dos o tres abogados.
Aynı masalarda avukatlarımızla oturduk ve Yargıç Battey bizi cezalandırırken ayağa kalktık.
Teníamos que volver a la misma mesa con nuestros abogados sentarnos allí y después pararnos mientras el Juez Battey nos sentenciaba.
"Avukatlarımız, doktorlarımız, fizik tedavi uzmanlarımız, emlakçılarımız var."
Tenemos abogados. Tenemos doctores. Tenemos fisioterapeutas.
Avukatlar kazandı ve bu teknolojiye el koyuldu ama bazı şeyler çoktan hasar görmüştü.
Se hicieron leyes y la tecnología fue confiscada pero ya se había hecho algún daño.
Babanın avukatları ; polisin onun aleyhinde bulduğu delilleri soruşturuyor.
Los abogados de tu padre están intentando verificar qué pruebas tiene la policía contra él.
Avukatları araya sokmam gerekecek. Yine de mahkeme uzun sürecek ve olan da oldu.
Voy a tener que poner a mis abogados a ello, aunque vaya a pasarme la vida en los juzgados y el daño esté hecho.
Bu sabah avukatlarımla görüşeceğim.
Tengo una reunión con mis abogados esta mañana.
Avukatlarımın o pek hatırlanmayan zina öğlenlerinin detayına indiğine emin olacağım.
Me aseguraré de que mis abogados consigan los detalles de cada casi olvidada tarde de adulterio.
Bir madencinin, bir fabrika işçisinin meselesi patronların, bankerlerin, avukatların, sermayedarlarınkiyle aynı mıdır, ve yalanlarıyla kendilerini kiraya veren o.ospu gazetecilerinkilerle?
Los intereses de un minero, o un trabajador fabril, los mismos que el empresario, sus banqueros, sus abogados, sus inversores, y los periodistas prostituidos, contratados para escribir sus mentiras?
Dava avukatları, kısa bir ara vereceğiz.
Vamos a tomarnos un breve descanso.
Avukatları, nafaka belirlemeyi filan ardımızda bırakmıştık.
Dejamos a un lado a los abogados y resolvimos lo de la pensión.
Simon, avukatlarımı ara.
Simon, ¡ llama a mis abogados!
- Leo, avukatlarımız bir saat içinde seni çıkaracak, tamam mı?
- Leo, nuestros abogados le tendrá fuera en una hora, ¿ de acuerdo?
Sen vergi veren insanların paralarını heba edip zayıf hukuk sistemini kullanıyorsun bir de üstüne ahlaki açıdan iflas etmiş olan savunma avukatları tarafından... delilikle karışık korkakça alınan bir kararla dışarı bırakılıyorsun. Ne için?
Va a desperdiciar el dinero de los contribuyentes inocentes, abusar del sistema legal endeble... y entrar en una declaración cobarde de locura... con un abogado de la defensa en bancarrota moral. ¿ Para qué?
Avukatların sürekli dırdır ettiklerini sanırdım.
Pensaba que los abogados discutían todo el tiempo.
Savunma Avukatları Ofisi güçlüdür.
Bueno, la Oficina de Defensores Públicos es buena.
Avukatlar bayram eder.
Los abogados se tomarán el día libre.
Tamam, avukatlar sakin olmanı söylüyorlar.
No te preocupes. El abogado ha dicho que estés tranquilo.
Eminim anlayabilirsiniz, karalama ve iftira ile ilgili önce avukatları ile...
Seguro que comprenderán que querían consultar con un consejero legal primero
Avukatlarımı bu işe dahil etmekte gözümü bile kırpmayacağım.
No me inmutaré para involucrar a mis abogados.
Yargıç Jessica Mason yarım kalan davayı devraldıktan sonra,... Lucy Marx'ın avukatı Cleaver Greene'i Avukatlar Konseyi Profesyonel Etik Kurulu'na sevk etti.
Después de que la Juez Jessica Mason dictaminó la anulación del juicio, se refirió de Cleaver Greene al Comité de Conducta Profesional del Colegio de Abogados.
Avukatlar müvekkili becerir.
" Barrister folla a cliente.
Kiki Birdsong bana makyaj tavsiyeleri verirken, avukatları gelip onları çıkardı.
Kiki Birdsong tuvo que interrumpirme dándome consejos de maquillaje, y su abogado apareció y la sacó.
Bayer'daki şirket avukatları bu malı reçetesiz bir şekilde 1900'lerin başlarında bağımlılık yapmayan bir morfinle beraber satıyorlarmış..... ve buna neden beyaz zehir dendiğini biliyor musunuz?
Y los jefes de Bayer comercilizaron esta mierda en los mostradores como un sustitutivo no adictivo de la morfina a principios de siglo, ¿ y sabéis por qué lo llamaron heroína?
Ortaklardan biri Avukatlar Barosu'nun disiplin komitesinde çalışıyor. ... ve onlara özgeçmişini yolladığımda bir araştırma yaptılar.
Uno de nuestros socios trabaja en el comité disciplinario de la asociación de abogados y cuando envíe tu currículum, hizo algunas verificaciones.
Suçlumuz bazı pislik avukatlar tutmuş ve...
Nuestro do - er contrató algún abogado porquería, y -
Öğrenciler, gazeteciler, vatandaşlar, avukatlar ; hepsi PACER sistemine erişmek durumundadır, ve sistem her adımda onlarla kavga eder.
Periodistas, estudiantes, ciudadanos y abogados Todos necesitan acceso a PACER, y ésta los combate en cada paso.
İhtiyaçlarından çok daha fazla sayıda avukatları da mevcuttu. Bu durumu anlamak mümkün, zira zaman zaman karşılarına saati 500-700 dolar olan avukatlara sahip şirketler, Rus hackerlar çıkardı.
Entonces, sabes, puedes imaginarte todo tipo de casos que serán realmente difíciles de llevar adelante porque tendrás criminales en Rusia o tendrás gente de una corporación que contarán con abogados de 500 o 700 dólares la hora trabajando contra ti, entonces aparece este caso de un chico
Ama avukatlarım dokunulmazlığı kabul etmeden onlarla görüşmemem konusunda çok katıydılar.
Yo no había hecho nada pero estaban muy inflexibles de que hubo... no querían que me entrevistara el fiscal sin la inmunidad.
Aaron buna çok şaşırmıştı, avukatları çok şaşırmıştı, hepimiz çok şaşırmıştık.
Aaron estaba claramente consternado sobre eso.
Quinn'i avukatlarını değiştirmeye ikna etmeye çalıştık.
Ambos lo estábamos. Los abogados de Aaron estaban consternados por eso. Intentamos contactar a Quinn para cambiar a los abogados.
Aaron'ın avukatlarından biri, savcılara, Aaron'ın duygusal anlamda savunmasız olduğunu, buna göre hareket etmelerini söylemişti. Yani bunu biliyorlardı.
Uno de los abogados de Aaron, aparentemente le dijo a los fiscales que él se encontraba emocionalmente vulnerable y que eso era algo que realmente debían tener en mente, por lo que estaban enterados.
- Avukatlar.
Abogados.
Avukatlarımız işini yaptı.
¡ Es una tapadera!
- Onun avukatlarıyız, unuttun mu?
Cierto.
Hastaydım, avukatlarımın baskısı altındaydım, kafam karışıktı.
Estaba enferma.