English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bağırmayın

Bağırmayın Çeviri İspanyolca

254 parallel translation
"Duyabilir, lütfen çok bağırmayın!"
"Ella puede oir. Por favor, no tan alto."
Lütfen bağırmayın Kaptan. Bütün polisi buraya getireceksiniz.
No es necesario un escándalo.
- Evet, fakat bağırmayın öyle.
- ¡ Sí, pero no hables tan alto!
Hücum diye bağırmayın!
¡ No cargue!
Bağırmayın!
Sin pelearos.
Bağırmayın, hepiniz bineceksiniz.
¿ Puedo subir contigo, abuelo?
- Bağırmayın.
- No grites.
- Sam, Sam. - Bağırmayın bir şey olduğu yok.
- ¿ A qué viene el escándalo?
Tanrım, Bay Bryne! Bana bağırmayın!
- ¡ Cielos, Sr. Byrne!
- Bağırmayın.
- No grite.
Bağırmayın ya da...
No grite...
- Bağırmayın!
¡ No tan rápido!
Lütfen bağırmayın efendim.
- No vociferes, buen hombre.
- Bağırmayın.
- ¿ Regresas? - Tranquilo, no grites.
Bağırmayın.
No grite.
- Bağırmayın, Bayan. Bağırmayın.
No grite, señorita.
Bağırmayın lütfen, bu gizli ve hassas bir mesele!
¡ No grite! ¡ Esto es una cosa delicada, reservada!
- Bağırmayın.
¿ Entonces por qué se va, por el amor de Dios?
- Bağırmayın!
¡ Venga conmigo!
Özellikle çocuklar açısından medeni ve eğitici bir davranış. - Bağırmayın!
¡ Un gesto civil y educativo, sobre todo para los niños...
- Bağırmayın, salaklar!
- ¡ Menos ruido, estúpido!
Yine başlıyor! - Bağırmayın!
¡ Tranquilícese!
Bağırmayın! Lütfen!
No grite, por favor.
- Kibarca, lütfen bağırmayın.
- Por favor, no grite.
- Bağırmayın, Madam.
- No grite, Madame.
Bağırmayın.
¡ No empujen!
Bana bağırmayın, Bay Warrick!
¡ No me grite, Sr. Warrick!
- Bağırmayın böyle!
¡ Vamos! - ¡ Ay, no me grites! ¡ Hola, Rabier!
- Bana bağırmayın bayan.
- No me grite, señora.
Bağırmayın Yojimbo... efendim.
No grites, yojimbo... señor.
Ne olur bana bağırmayın, Tevye Efendi.
Prométame que no me gritará, Reb Tevye.
Lütfen bağırmayın, Tevye Efendi.
Por favor, no me grite Reb Tevye.
Bana bağırmayın.
No me grite.
- Lütfen bağırmayın.
- Por favor, no grite.
- Bana bağırmayın, beyefendi.
- No me grite, señor.
Yangın var. Ama sakın bağırmayın.
Un incendio, pero no gritéis.
- Lütfen bağırmayın, sadece birkaç soru soracağım.
- Serán unas pocas preguntas.
Ve böyle de bağırmayın. Onları nasıl yeneceğimizi biliyoruz.
¡ Pero puede estar usted tranquilo, porque sabremos cómo exterminarlos!
Eğer biri vurulursa, acele etmeyin ve bağırmayın.
Si nos disparan, no griten ni salgan corriendo.
Onlarla aynı anda bağırmayın.
No griteis los dos a la vez.
Öncelikle bana bağırmayın, bu benim hatam değil.
Primero que nada, no me grites. No fue mi culpa.
- Böyle bağırmayın...
- No grites así, por favor.
Ama bağırmayın, sağır değilim.
¡ No soy sordo!
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
Y basta de gritar tan vulgarmente desde las ventanas.
Hadi ama. Beni bağırttırmayın!
¡ Vamos, no me hagáis gritar!
Bağırmayı kes, evdeki herkesi uyandıracaksın.
Deja de gritar. Despertarás a los vecinos.
- Sakın bağırmayı deneme. - Seni duyup gelmesinler.
No pienses en gritar o en dar la alarma.
Bana bağırmayın efendim!
Es inútil gritarme, sir Oliver.
Bağırmayı bırakın ve ateş edin.
Dejen de gritar y empiecen a disparar.
Çok fazla bağırmayın, efendim.
No grite, Señoría.
Lütfen bağırmayın.
No grites.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]