Birden bire Çeviri İspanyolca
2,009 parallel translation
Hayır bu, senin sevdiğin kişiden birden bire soğuyup onu bir anda satabilmenle alakalı.
No, se trata de ti preocupándote por alguien y luego de repente sin avisar, dejas de preocuparte y te vas.
Birden bire tamamen farklı bir insana dönüşmeyecek.
No va a cambiar de repente.
Birden bire sorumluğu mu alıyorsun, ha?
¿ quién te puso repentinamente a cargo, eh?
Kızlar, aşağılık bi Heathcliff'in birden bire.. ortaya çıkıp onları'Linton'yapmasını isterler.
Ellos quieren que seamos sus idotas Heathcliff y no llegar a ninguna parte y " Linton'ellos.
Tekrar öğle yemeği yiyeceğimize ve soyunmaya başladığında birden bire perdelerini çekmeyeceğine.
Que volveremos a comer juntos y que no empezarás a bajar las persianas para desnudarte.
Birden bire her şey açıklığa kavuştu.
De repente, todo está perfectamente claro.
Ve annem birden bire 3'ün içinde bir sayının fazla olduğuna karar verdi.
Entonces, de repente, mi madre decidió que 3 era demasiado.
"Birden bire gençler şehrin sahibi olurlar."
"De repente, los jóvenes del propio pueblo..."
Söylemiyor... Ama bunun gibi, birden bire üç ay sonra...
Así, de repente.
Birden bire eskiyi yeni yapan gruplar çıkmıştı.
Era lo nuevo.
Birden bire hatırlamaya mı başladın yoksa?
¿ Ahora comienza a recordar?
Arap Emirlikleri'nin isimlerini sayıyordu. Sonra birden bire öpüştük.
Estaba nombrando los Emiratos Árabes y de repente, nos besamos.
Birden bire anlaşılamaz bir şekilde ortadan kayboluyor.
Quien, misteriosamente, de repente desapareció.
Sonra birden bire, Haley gitgide uzaklaşmaya başladı ve en sonunda bana, burada alıntı yapıyorum "Ben, ben tekdüzeliğin ilmiğinde boğuluyorum." dedi.
De repente, Haley empezó a distanciarse cada vez más hasta que me dijo, y la cito : "Estoy ahorcándome con la soga de la rutina".
Birden bire asansör çalışmaya başlar ve onu ikiye böler.
De repente, el ascensor comienza a moverse de nuevo... Y lo corta por la mitad.
Sonra birden bire her şey eskiye döndü.
Y luego, así como así, todo volvía a la normalidad.
Birden bire ortaya çıkınca rahatsız olmuşsun.
Estabas molesto cuando él apareció repentinamente.
Ve birden bire yüce varlığı bu 64 çiftli veya ona benzer bir DNA iplik sayısı ile yeniden inşa etmeye başlıyorlar. Biraz makyaj ile daha karmaşık bir varlık ortaya çıkıyor.
Y de pronto comienzan a reconstruir al Ser Supremo, y son 64 pares, ya sabes, o un número increíble de hilos de ADN que crearon este ser mucho más complejo.
Bunu birden bire Vergis mi başarmış?
De repente, ¿ él la tiene?
Sanki yıldız birden bire ortaya çıkmış gibi.
Es como si esta estrella apareciera de la nada.
Birden bire ortaya çıktılar...
Salieron de la nada...
Beni birden bire tanımak isteyen de kim?
¿ Ahora quién está interesada en conocerme de repente?
Şimdi, bunun bir anlamı olmayabilir ama bu Bayan Wakefield'in her şeyi birden bire netleştirdiği an. Ve Le Cheyne vasıtasıyla bazı okus pokus numaraları için parasını aldığını anlıyor. ve onunla hesaplaşmaya karar veriyor.
Puede que no sea nada, pero puede que nuestra Sra. Wakefield tuviera un momento de lucidez y viera al verdadero Le Cheyne, se percatara de que le sacaba el dinero con sus abracadabras y decidiera desquitarse.
- Birden bire sert adam mı oldun?
- ¿ Ahora te pones en plan duro? , ¿ por qué?
- Birden bire bir şeyi sezmek demek.
¿ Qué fue? Una comprensión repentina e intiutiva.
Birden bire kiliselerde oturacak yer kalmazdı.
De repente las iglesias estarían colmadas.
Birden bire her şey seninle ilgili oluverdi.
Ya lo pillo, ahora todo esto va de ti. - Ja. No te pongas tú ahora...
Bu antika açık artırması birden bire ortaya çıktı.
Esta subasta estatal apareció de la nada.
Birden bire seni okula bırakamayan sarhoş bir baba ve sana yatak bile almayan bir anneyle yaşamayı mı seçiyorsun?
Pero de repente preferiste vivir con un borracho... que no puede llevarte a la escuela a tiempo.. y una madre que ni siquiera puede comprar una cama?
Ve işleri ağırdan alınca da, birden bire her saniyenin değeri artar o anın sonsuza dek sürmesini istersiniz.
Y cuando el tiempo va lento, y de repente cada momento cuenta, quieres que ese momento dure para siempre.
Serena'yı tanıyorsam, olacak şey birden bire çok romantik biri olacak ardından olanlar hakkında bir daha konuşmak istemeyecek.
Conociendo a Serena, lo que probablemente suceda es que se dejará llevar por el romance, y no querrá hablar sobre esas cosas nunca.
Birden bire dank etti. O silahların çalınması olayının Clara'nın ortadan kaybolmasının ve André'nin cinayetinin arkasında yalnızca milisler yoktu.
De un sólo golpe... había descubierto que no era sólo la policía... la que estaba detrás del robo de las armas... del secuestro de Clara, y del asesinato de André.
Sabah kahvemi içerken birden bire kendimi uçakta buldum sırf sen benim kararımı istediğin için.
Me arrojaste del avión en mitad de mi café de por la mañana porque querías mi opinión.
Pekala, Eğer birden bire 5 yıl büyümeyeceksen onları hemen yerine koy.
Deja eso, a no ser que vayas a crecer cinco años en un santiamén.
Karşıma birden bire başıboş bir köpek çıktı.
Un perro callejero se cruzó en el enlace.
Neden birden bire bu özel projeyle ilgilenmeye başladı?
¿ Por qué este repentino interés en este proyecto?
Adam konuşmaya başlar ve her şey birden bire çok güzel olur, değil mi?
El tipo empieza a hablar... ¿ Y de repente, todo está bien?
Sormamda bir kusur yoksa ne oldu da birden bire emekli olmaya karar verdiniz?
Si me permite la pregunta, ¿ por qué presentó su renuncia?
Ve birden bire kafayı mı yedi?
Y luego de repente, se volvió violentamente loco.
Birden bire başım döndü.
Me sentí mareada de repente.
Ama eğer aşkını kaybedersen eğer aşkını kaybettiğini düşünüyorsan birden bire başka her şey anlamsız gelir.
Pero... Si pierdes tu amor... si piensas que estás perdiendo tu amor... entonces, de repente nada importa
Birden bire bilirsin, elinde bilincini yitirmiş bir kız buluveriyor.
Bam, de repente tiene a una chica inconsciente en sus manos.
Takvimimde bir günün daha üzerini çizip, birden bire yeniden okulda yeni ve hiç kimsenin konuşmadığı kız oluvermiştim.
EXÁMENES PARCIALES Sólo marqué una X en mi calendario... SECUNDARIA HARGROVE... y de pronto era de nuevo la nueva en una escuela nueva donde nadie me hablaba.
Birden bire Ryan Ryan'ın devasa egosu ve benim hatlarımız kilitlendi.
¡ Guau! De repente estamos muy apretados en la cabina, Ryan, yo y el gigantesco ego de Ryan.
Onun içki içtiğini bilsem de şimdi birden bire rehabilitasyona girmiş.
Aunque yo sabía que bebía de pronto entra en rehabilitación.
Bu yüzden birden bire benim çok unutkan olduğumu düşünmeye başladı.
Cree que de pronto soy muy olvidadiza.
- Evet, evet, aynen. Birden bire her şey, bilirsin, sınırda yaşamaya soluk bir beniz, sivri dişler ve jöleli saçlara dönüştü.
Sí, sí, sí, de repente, ya sabes, les da por ser delgados, pálidos, con dientes afilados y con pelos largos.
Birden bire kızın ortalığa çıkıyor.
Y tu hija simplemente ha aprecido de la nada.
Sonra birden bire, onun için yalan söyleyen kariyerimi tehlikeye atan evlenmeyi kabul eden yüzük takan bir geline dönüştüm. Orada durduğum an kaşlarım yokken, gelinliği giymişken artık Cristina Yang değildim.
Y repentinamente estaba mintiendo por él, y arriesgando mi carrera y aceptando casarme, llevar anillo y vestirme de novia... hasta que estuve parada allí... en un vestido de novia sin cejas y ya no era Cristina Yang.
Birden bire, böyle kayboldu.
De repente, desapareció.
Birden bire jetle Fransa'ya mı gidiyorsun?
¿ No es algo repentino?