English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bıçak

Bıçak Çeviri İspanyolca

7,973 parallel translation
Bu evde çatal bıçak kullanıyoruz.
En esta casa usamos cubiertos.
- Bıçak kullanmayı biliyor musun?
- ¿ Sabes usar el cuchillo?
Keskin bir bıçak ver Ned.
Un cuchillo afilado, por favor, Ned.
- Birden çok bıçak yarası.
- Múltiples entradas cortantes con fuerza.
Balta, iğne, çubuk, bıçak. "
Hacha, aguja, palo, cuchilla ".
Ah, o bıçak değil.
Oh, no es el cuchillo.
Ve de bıçak yaram ne kadar kan kaybettiğimi gördün.
Y la herida de la puñalada, tú viste cuánta sangre perdí.
- Çünkü bıçak bende.
- Porque soy quien tiene el cuchillo.
Onlar bıçak dolu bir bir çekmecedeki kaşıklardı sadece.
Eran dos cucharas en un cajón lleno de cuchillos.
Hayali bıçak. Teşekkür ederim.
Cuchillo imaginario.
İlk sesli İngiliz filmini çekti. - Bıçak.. Bıçak kullanmamalısın.
Él dirigió algunos de los primeros films ingleses hablados.
Chelsea'de bıçak kullanmamalısın.
—... quiero decir que en Chelsea no puedes usar el ¡ CUCHILLO!
Bıçak. Al!
La daga. ¡ Toma!
Daha sonra bir bıçak alıp aşağı doğru daha yakından kesmiş.
Luego coge un cuchillo y raja de más cerca, hacia abajo.
Tamam, saldırıda birden fazla bıçak türevi aletin kullanıldığı çok belli.
De acuerdo, ya es aparente que se utilizó algo más que una herramienta afilada en el ataque.
Çatal bıçak, kaşık, tatlı kaşığı.
Tenedor. Cuchillo. Cuchara.
Kaşık, bıçak.
Cuchara, cuchillo.
Bıçak sanatı.
El arte de usar el cuchillo.
Bıçak dövüşünde öğrenmeniz gereken çok şey var.
Las peleas de cuchillo son más duras - Para luchar con cuchillos. Un legionario aprende a usar... todo su equipo como una posible arma.
O deli, kindar kadın Paul'üme de bıçak atmıştı.
Le metió un cuchillo a mi Paul, esa loca, vengativa mujer.
Çocuğun ulaşabileceği seviyede pis bir bıçak vardı.
Había un aguja sucia al alcance del niño.
- Bir bıçak kapıp şu kutuyu açın.
Tú, toma un cuchillo, abre esa caja.
Seher Yıldızı! Sırtıma sapladığın son bıçak.
Morningstar la guinda del pastel.
O çatal bıçak takımını çok istiyorum!
Necesito conseguir esa cubertería.
Bir bıçak kap.
Toma un cuchillo.
Çünkü bıçak tutmana asla izin vermem.
Porque ni muerta te dejo manejar un cuchillo.
Bir sigara, bir çakmak ve şekerlemeden yapılmış bir bıçak.
Encontré un porro, un encendedor y una navaja hecha con envolturas de dulces.
Annalise'in yatağının altında kanlı bir bıçak mı?
¿ Un cuchillo ensangrentado que Annalise escondió bajo su colchón?
Yanınızda bıçak taşıyorsunuzdur garanti?
Problablemente tengan un cuchillo, ¿ verdad?
Cımbızı ve kürdanı eksik ama bıçak kısmı yerinde.
Le faltan algunas cosas pero tiene el cuchillo.
Bu bir stiletto bıçak.
Es sólo un estilete.
Silahlı adamın bir ya da iki bıçak yarası var.
Asà ­, el tirador el mundo tiene una herida o dos en à © l del cuchillo de carne.
Evlat, o bıçak onun boynuna biraz daha yaklaşırsa kafanı havaya uçururum.
Si ese cuchillo se acerca más a su cuello... voy a volarte la puta cabeza.
Bıçak!
¡ Cuchillo!
Gri Solucan bize geldiğinde senin için eline bıçak alan ilk bendim.
Cuando Gusano Gris νino, fui el primero en blandir el acero por ti.
- Camlardan da uzak durun! Kılıç, silah, bıçak, kap kacak!
¡ Y alejarse de las ventanas!
Silahsız ben, daha önce eline bıçak almamış acemi askeri yerle bir etmiştim.
Desarmado, me gané por un nuevo recluta aterrorizada que nunca había sostenido un cuchillo real antes.
Bana güvenebileceğiniz ikinci bir bıçak gösteremezseniz suikastçiliğinizin beni alt edecek kadar işe yaramadığını anlamış olacağım.
Si usted no me puede mostrar una segunda cuchilla puede depender, Sabré que ninguno de ustedes son asesinos dignos de llevarme en.
Hem elim kolum bağlı hem de kafama bıçak sokma isteğini zikretmişken bir de?
Estoy atado y ya has expresado tu voluntad de apuñalarme en la cabeza.
Dokuzuncu masaya çatal bıçak lazım.
La mesa nueve necesita cubiertos.
Seni hırsızlık, soygun ve bıçak yüzünden de ağır saldırı.
Te acusan de hurto, robo... y el cuchillo lo vuelve asalto agravado.
Bıçak üzerimdeydi ama kullanmadım.
Yo tenía el cuchillo, pero no lo usé.
Utanıyorum çünkü bıçak girdiğinde ve yere düştüğümde gerçekten korktum.
Yo apenado porque cuando el cuchillo entrar y yo caer al suelo, yo tener miedo.
Bir bıçak, nasılı bu.
Con un cuchillo.
Anladığım kadarıyla kimse bu insanların boynuna bıçak dayayıp yemek paralarını ellerinden zorla almamış.
Por lo que entiendo, nadie ha reclamado que haya un tipo con un cuchillo pidiéndoles que entreguen su dinero del almuerzo.
Mermi ya da bıçak yarası görünmüyor.
No tiene heridas de bala o de arma blanca en el cuerpo.
Bıçak kör.
No está muy afilado.
Fırında bıraktım, sıcak olduğu için buzdolabına koymadım.
Está en el horno, no la metí en la nevera, porque estaba caliente.
Bir asker, bulabildiği her şeyi kullanmayı öğrenmelidir. Bıçak, sopa.
Cuchillo, club -
Fransız Lejyonu'nun kendine özgü bir bıçak kullanma yöntemi vardır.
- La Legión extranjera tiene una forma única -
Bıçak döğüşünde bir harikasınız, efendim.
Usted es razonablemente bueno con un cuchillo de combate, señor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]