Bıçak mı Çeviri İspanyolca
1,209 parallel translation
Bıçak mı?
¿ Tiene una espada?
Üzüntü ve kederi bir yana bırak kızım. Ya da dişlerinin arasına bir bıçak al. Kalbinin ortasına bir delik aç.
Hiérelo con suspiros, mátalo con sollozos... o toma un cuchillo entre los dientes y haz una herida donde palpita para que todas las lágrimas de tus ojos entren en ella y ahoguen el dolor en un mar de llanto.
Bay Rose'la bıçak işine girmek istemiyorsun, adamım.
No te metas a cuchilladas con el señor Rose
- Çatal bıçak ustası sensin. Arada sırada bir de bıçak fırlatamaz mısın?
¿ No podrías lanzar un cuchillo?
Bak, 150 $ param yok, öyle değil mi? Yani olsa, annemin çatal bıçak takımını çalmam gerekmezdi.
Si tuviera $ 150, no le robaría los cubiertos a mi madre.
- Bıçak numarası ayarladık mı?
- T ¬ Contratamos un acto con cuchillos?
Bıçak fırlatırım.
Lanzo cuchillos.
Yeni bir bıçak atıcısı daha değersizdir.
Es m + ás barato un nuevo lanzador de cuchillos.
- Çünkü eğer kalırsam, yukarıdakinin gırtlağına bir bıçak dayayacağım.
Porque si me quedo, le pondré un cuchillo en el cuello.
- Karımın kukusuna bıçak soktum.
- Apuñalé a mi esposa en la concha.
Kafanın bedenden ayrı bir yerde durduğu bir kerhane fantezisi kurarım. Tıpkı bıçak inmeden giyotinde durduğun gibi durursun.
Fantaseo con un burdel,... en el que las cabezas están separadas de los cuerpos,... con una máquina, similar a la guillotina,... en ese momento, antes de que la hoja de metal caiga.
Bazen canım sıcak bir banyo ve temiz bir bornoz istiyor. Bir bardak şarap, rahat bırakılmak.
A veces estoy de humor para un baño caliente, una bata fresca, un vaso de vino, y que me dejen sola.
Dawson bir bıçak al. Bakalım göründükleri kadar lezzetliler mi.
Agarra un cuchillo, ¿ sabrá igual que como se ve?
- Hadi! Belki zorlayabiliriz. Bir bıçak alayım.
Voy a buscar un cuchillo.
Hemen mutfağa koşup, elime bir bıçak aldım.
Subí corriendo a la cocina y cogí un cuchillo.
Ben kafasında bıçak olan elemanım.
- Un tipo con un cuchillo en la cabeza.
Munch, sen de bıçak yaraları konusundaki engin deneyiminle Stabler ve Benson'a yardım et.
Munch, dales a Stabler y Benson el beneficio de tu vasta experiencia.
- Bıçak! - Aman Tanrım!
¡ Cuchillo!
Ama eğer o bıçak değilse, ben olmak zorundayım.
- Ya sé. Pero si no fue el cuchillo, tuve que haber sido yo.
Bak canım. Biz burada büyük bir iş üstündeyiz, Bıçak sırtında dolaşıyoruz.
Mira, querida... estamos en mitad de una estafa, caminando en la cuerda floja.
Olta, misina, beş tane yem... şapka, bıçak ve bir de çakım var.
Tengo caña, hilo, cinco cebos, un sombrero, una navaja y un quita-escamas.
Bir bıçak taşıdığını mı düşündün?
¿ Pensó que llevaba un cuchillo?
Bıçak keskindi ve nereye vuracağımı biliyordum.
El cuchillo era afilado... y yo sabía dónde clavarlo.
Bir adamın karnına bıçak sapladım.
Hundí una lámina en el vientre de un hombre.
- "Şeyini alıp çıkarsana". Ben de keskin bir bıçak alayım "ve onu senin için dilimleyeyim".
- Sáquese la polla encontraré un cuchillo afilado y se la cortaré en trocitos.
Makas ya da bir bıçak var mı?
¿ Un cuchillo o una tijera?
Pirinç pişirici ve çatal bıçak takımını aldık ama küçük saksılardan bulamadım.
Compramos esta olla para cocinar el arroz y los cubiertos pero no puedo encontrar el macetero.
Sana vermek için bıçak hazırlamış mıydı?
Ella tenía el cuchillo preparado para tí?
Bıçak bağırsağa saplandığında canım hiç acımadı dedim.
Le he dicho que no duele que te metan un cuchillo en las tripas.
Sana gümüş çatal bıçak takımı vermişiz.
Te di la bolsa de los cubiertos.
Biliyor musun, bir keresinde TV'deki bir adamdan bir bıçak seti satın aldım.
Sabes, una vez compré un juego de cuchillos por la TV
Pekala, çak bakalım. Elimi havada bırakma.
No me la dejes colgando.
Hazır bahsetmişken, gidip kola alacağım. Ya da bir bıçak.
voy a buscar una Coca-Cola... o un cuchillo.
Sana bıçak falan mı çekti?
¿ Malo cómo?
Bıçak olsa bayılırdım!
Un cuchillo habria estado bien.
Hem bıçak hem tabanca taşıyanlar var mı diye bilgisayarı kontrol ettim.
Revisaré en la computadora si hay alguien fichado que actúe de las dos formas.
- Çatal-bıçak takımı.
eehh.. superman
Sadece matara, bıçak.. .. uyku tulumu ve acil yardım kitimi alıyorum.
Lo único que llevo es una cantimplora, navaja, manta y raciones de emergencia.
Ölmesini istiyorsan, git bıçak al, tamam mı?
Si lo quieres muerto, agarra un cuchillo.
Çekmeceyi açtım ve bir bıçak aldım, kana buladım ve cesedin yanına bıraktım.
Abrí un cajón y saqué una cuchilla. La ensucié con la sangre y la arrojé junto al cuerpo.
Bıçak kullanmada uzmanım.
Soy un experto en dagas.
- Bıçak uzmanı mı?
¿ Un experto en dagas?
Sevgili Bıyıklı. Bir erkeğin yüzündeki kıllarla bir sorunu varsa onu bağla, pis sakalını sıcak ağdayla yol. Sonra da haftada iki defa bunu yapmaya değecek bir kadın var mıdır diye sor.
"Ame el labio de pelo, si un hombre con Su pelo de la cara no hace claro-venga, el el del amd, usted rasga abajo del el los rastrojos de Bart con la cera caliente y pregunta el el, si el el esto para una mujer 2 marcas por semana harían."
Adli Tıp uzmanı o dönemde... kurbanların yaralarının cerrahi... bir eğitimi işaret ettiğini rapor etmişti. Kasap ya da rıhtım işçisinin kullandığı bıçak gibi alet kullanımını da.
El informe del forense en aquel entonces explicaba que las heridas de la víctima indicaban un conocimiento sobre cirugía o sobre el uso de herramientas como cuchillos por un carnicero o pescador.
Bir balıkçıydı ve söz konusu bıçak setine sahip... bir rıhtım işçisiydi, cerrah değildi.
Limpiaba pescado, trabajaba en los muelles y era experto en cuchillos no cirujano.
Çatal bıçak aldım.
Consigue algunos cuchillos y tenedores.
Bıçak var mı?
¿ Me pasas el cuchillo?
- Araba hırsızları bıçak kullanmaz. Asla mı?
- No se roban autos con navajas.
- Sanırım yine bıçak altına yatacağım.
Parece que me van a cortar otra vez.
Polis bir tabanca ararken, üzerinde saç olan kanlı bir bıçak bulsa onu çöpe atmazdım.
Si la policía busca un revólver y encuentra un cuchillo no lo voy a descartar.
Tabanca, bıçak ya da silah gibi bir şey var mıydı?
¿ Alguna tenía un arma, un cuchillo, u otro tipo de arma?