Derlerdi Çeviri İspanyolca
933 parallel translation
Tanıdığım gençlerin hepsi, bana taş kalpli derlerdi.
Todos los hombres que conocí decían que estaba hecha de piedra.
Benim zamanımda Büyük Pete'e ne derlerdi bilir misin?
¿ Saben cómo le habrian dicho al Gran Pete entonces?
Şansları olsa benimle birlikte yatağa gelmeye bile evet derlerdi.
Esos hombres se vendrían conmigo hasta la cama si tuviesen ocasión.
Konuşabilseler şöyle derlerdi :
Si pudieran hablarle a usted, dirían :
Ben gençken şöyle derlerdi ; insan yalnızca meyveli ağacı taşlar.
Cuando era joven, se decía que la gente solo tiraba piedras a los árboles que estaban cargados de fruta.
Kïzlar bana "Antiseptik Çocuk" derlerdi.
Las chicas me llamaban "El Yodofórmico".
- Genelde, "Kokusmus" derlerdi.
- Los demás, "Apestoso".
Ona Yıldırım derlerdi ve taktiği şuydu :
Le llamaban el Rayo, y su lema favorito era :
Tramvaydaki insanlar bana "yavru" derlerdi.
En los tranvías me llamaban "cielo".
Mahkûmlar ona Dede derlerdi.
Los convictos lo llamábamos el abuelo.
Göğsüne çöktükten hemen sonra, Hoşgeldin derlerdi yeni konuklarına
Atiborraban a su invitado sin haber su pecho estropeado
Onlara "karım" dediğimde, "Kimsenin böyle karısı yok." derlerdi.
Cuando les decía que era mi mujer, decían :... " Nadie tiene una mujer así.
Bir çiftlik olsaydım, bana "Uçsuz Bucaksız" derlerdi.
Si hubiera sido un rancho, mi llamarían "Tierra de nadie".
Çocukken, Arthur'a Lapa Kafa derlerdi.
Cuando éramos pequeños, a Arthur le llamaban cabeza de patata.
Grant'in emrinde görev yapan bir General vardı. Hristiyan General derlerdi.
Hubo un General a las órdenes de Grant el General Cristiano.
"Ortadan kaybolmak üzereyim" ya da "ortadan kayboldum" derlerdi.
Decían : "voy a irme", "me voy", "me he ido".
Gerçi Milanolu kadınlar da "Sulu Göz" derlerdi.
Las mujeres de Milán, sin embargo, solían llamarme "Ojos de rocío".
Rose Mill derlerdi ona.
Hace tiempo cuando era niño.
Bilirsin bana, Buckman İlçesinin Yıldızı, derlerdi.
Sabe, antes me llamaban el pez gordo del condado de Buckman.
Odanda geceyi geçirdiğimi bilseler ne derlerdi?
¿ Qué dirían si supieran que pasé la noche en su habitación?
Büyükbabası, ruhu yukarıda, ona "Sorrento Boğa" sı derlerdi.
A su abuelo, en paz descanse, le llamaban el toro de Sorrento.
Soldaki çiftçi Lupe derlerdi, Guadalupe.
El campesino de la izquierda se llama Lupe, Guadalupe.
Kendilerini küçük çocuklarına küçülmüş togalar dikmekle meşgul ederler Ve şöyle derlerdi, "Bir gün biz kadınların da hakları olacak"
Muy entretenidas Cosiendo togas pequeñinas para sus críos Diciendo : "Algún día derechos tendremos también"
Hayır, çahut derlerdi.
No, el Chahut.
Oregon'da sana inatçı kız derlerdi.
En mi pueblo en Oregón, diríamos que es usted muy testaruda.
Bizi duysalardı ne derlerdi?
¡ Sí nos oyeran!
"Berbat," derlerdi.
"Horrible", habrían dicho.
Bize röntgenci derlerdi.
Nos dirían "mirones".
Artık benden geçti. Eski günlerde şöyle derlerdi :
sólo soy un vencido, pero como siempre decía...
Çünkü orada, "meseleyi yokuşa sürüyorsun" derlerdi.
Porque allí dirían que se hace usted comprender del modo más difícil.
Bu isim sizi rahatsız ettiyse, eskiden bana "Dude" derlerdi.
Pero si ese nombre le disgusta, también me llamaban "Dude".
Sebastian ile Violet derlerdi.
Decían Sebastian y Violet.
İnsanlar "Günahlarımızın üzerine sonsuz sayıda semavi gözyaşları dökülüyor" derlerdi.
La gente dice que era una bota de piel de cabra llena de lágrimas divinas deramadas sobre nuestros pecados.
Ne derlerdi, biliyor musun?
¿ Sabes lo que decía la gente?
Bana Markie derlerdi. Yıllardır aklımda yoktu.
Eso también es extraño.
Bana öyle derlerdi, değil mi?
Estoy empezando a recordar.
Yetimhanedeki rahibeler derlerdi ki : "Tanrı'nın işine akıl sır ermez."
Las hermanas del orfanato solían decir, "Los caminos del Señor son misteriosos."
Göstereyim. Fransa'ya kilisenin büyük kızı derlerdi, hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuando a Francia la llamaban la hija mayor de la Iglesia?
Tom, eskiden Alcatraz'a ne derlerdi, bilir misin?
Tom, ¿ sabe cómo llamaban a Alcatraz en los viejos tiempos?
Bazıları bana içki bile ısmarlardı. İçki içelim mi Solak derlerdi.
"Penchagauche, mi claque-saint".
Sana neden Solak derlerdi?
¿ "Penchagauche? ¿ Inclinado a la izquierda?"
Vahşi At Homer Bannon derlerdi ona.
Homer Bannon Caballo Salvaje, así lo llamaban.
- "Domuzcuk" derlerdi bana.
- Me llamaban "Cerdito".
Büyükler olsa ne derlerdi bizim için?
¿ Qué dirían los mayores?
Buraya Yeşil Bölge derlerdi.
Lo llamaban El Bosque Oscuro.
Orduda bana "Dayakçı Barrett" derlerdi, efendim.
En el ejército me decían "El destripador".
Köylüler ona, yani sana, kafir Katerina ve hatta cadı Katerina derlerdi!
La llamaban Katerina la hereje, la bruja.
Bir zamanlar buraya Kuzgunlar Adası derlerdi.
Una vez la llamaron la Isla de los Cuervos.
"Zavallı küçük kız!" derlerdi.
"Pobrecita niña", decían.
- OCS'de bana böyle derlerdi. - Nerede?
- Así me llamaban en la O, C, S. - ¿ Dónde?
Buna espri derlerdi.
Lo llamaban "humor".