Done Çeviri İspanyolca
496 parallel translation
The rest when you're all done.
El resto cuando todo este hecho.
But ev'ry now and then l feel so insecure l know that l just need you like l've never done before
Pero ahora que me siento tan inseguro. Se que te necesito como nunca antes.
- That's done it, he's gone.
- Hecho, se ha ido.
No wonder l never get anything done.
Así no hay quien haga nada.
It's done my heart a world of good the way you guys have shaped up.
Tengo el corazón contento, por la manera que han realizado esto.
# Tüm yaşananlar
♪ Let it all be said and done ♪
I'm just a young cowboy, and I know I done wrong. "
¶ Soy sólo un joven vaquero, ¶ ¶ y sé que he obrado mal. ¶
All is said and done...
¶ Todo está dicho y hecho ¶
Onu bul ve ondan hazineyi... bağış yapmasını rica et!
Puedes buscarle y pedirle que done el tesoro por caridad.
KIZILHAÇ'A KAN BAĞIŞINDA BULUNUN.
AYÚDENOS DONE SANGRE
"And after he was done He invented this junk"
"Y cuando acabó inventó esta basura"
When the working day is done, Oh, girls - they wanna have fun
Cuando lajornada laboral termina las chicas quieren divertirse.
When the working day is done, Oh, girls - they wanna have fun... unutma kimse bu olmadan giremez.
Cuando lajornada laboral termina las chicas quieren divertirse. Recuerda que nadie entra sin uno de estos. ¿ Entendido?
Nereye gidiyorsun?
¿ Done vas?
? WELL, MAMA SHE DONE TOLD ME?
- Bien, Mamá me dijo que hacer.
? PAPA DONE TOLD ME TOO?
- Y papá lo dijo también
Sanırım iyi niyetimden onu saklayacağım.
Tal vez la done a los pobres,
Done by ( c ) dCd / January 2014
Done by ( c ) dCd / January 2014
Hell, that's what I woulive done.
Diablos, eso es lo que hago.
100 dolar bağış gönderen herkes..
Quien done 100 dólares o más, recibirá...
Sizden gönlünüzden ne koparsa onu vermenizi istiyorum.
Le pido que done ¡ Io que pueda!
"So would I ha'done, by yonder sun an thou hadst not come to my bed"
'" Yhubiéralo hecho si incauta a mi lecho no me hubieras venido a buscar'"
" So would I ha'done, by yonder sun
'" Yhubiéralo hecho si incauta a mi lecho
Elimden gelenin en iyisini yaptım
I've really done my best
Döne döne.
Dando vueltas y vueltas.
Babasının ölümüyle ilgili söylentilere, halk neden bulamayınca, ister istemez, söz kulaktan kulağa döne dolaşa, suç bizim sırtımıza yükleniyor sonunda.
No deja que las habladurías sobre la muerte de su padre le infecten,... pero él mismo no duda en acusar a nuestra persona.
Döne döne, çağırın yana yana
Le llevaron en su ataúd - con la cara desnuda.
Şunu unutmayın ki, yel değirmenleriyle savaşırsanız o dev kollar çarpıp, döne döne sizi çamura düşürebilir.
Recordad que si lucháis contra ellos pueden apresaros en sus enormes brazos y arrojaros contra el fango.
Hemen soyunun.
Necesitamos que nos done sangre.
Şimdiye dek cennete döne döne gidiyordu.
Aun cuando llegue afuera el tendrá el cielo, para hacer remolinos.
Onu paradan daha çok yaralayan, bence... parayı bir örgüte bağışlamış olmamdı ; Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'ne ( ACLU ).
Creo que lo que más le dolió, aparte del dinero, fue el hecho de que lo doné todo a una organización llamada Sindicato Americano para las Libertades Civiles.
Manastıra girerken dünyevi giysilerimiz fakirlere verilir.
Doné mi ropa a los pobres.
İşte gidiyor. Döne döne gider ve her zaman geri gelir.
Da toda la vuelta y regresa.
"... and still I'll try to tell him all the things I've done... "
"... and still I'll try to tell him all the things I've done... "
Döne döne sonuçsuz yıl dönümlerimize yol aldık, şifreyi gir "git,"
Damos vueltas de aniversario en aniversario.
Döne döne, benim gibi, ekmek gibi, durmaksızın, sonsuza dek.
Dando vueltas sin parar, como yo y el pan, hasta la eternidad.
Herhalde kontrolü kaybedip 120-130 kilometre hızla döne döne kamyona doğru sürüklendiğiniz sırada sizi neyin beklediğini bilin istiyorlar.
Está ahí para el caso en que tu coche haya perdido el control a 100 o 120, de frente hacia el camión... ¡ Es para que sepas lo que va a pasar!
Dün yetimlere 2 milyon bağışladım.
Ayer doné dos millones a los huérfanos.
Daha önce kan verdiğim olmuştu. Ve yoksullara da giysi verdim. Dinle Norman.
Yo doné sangre antes y ropa para los pobres.
"Kız döne döne gider. Nerede duracağını kimse bilmez"
Vueltas y vueltas la rueda da, en que enigma se detendrá.
Döne döne gidiyor.
Alrededor y alrededor Y alrededor ella va.
Bunu parçalanmaktan kurtardım. Ve müzeye bağışladım.
La rescaté de su destrucción y la doné al museo.
Bütün parayı yardım kuruluşlarına verdim, unuttun mu?
Lo doné a la beneficencia, ¿ recuerdas?
Harcadım... Bağış yaptım.
Lo gasté... quiero decir lo doné.
Ve o hayır kurumuna verdiğim tüm parayı bana geri ödeyeceksin.
¡ Y me reembolsas todo lo que doné a tu obra de caridad!
Böyle döne döne gider.
Da vueltas y vueltas.
Burada oturup döne döne yıkanmasını seyrediyorum.
Me siento aquí y veo la colada dar vueltas.
- Her şeyi hayır kurumuna bağışladım. Akşam gelecekler... bir şeye ihtiyacın varsa git al.
- Yo doné todo al Ejército de Salvación están viniendo esta tarde así que si quieres algo, ve y llevatelo.
- Kiliseye bağışladım.
- Lo doné para beneficencia.
Dolandırıcı oldukları ortaya çıkan bir yardım derneğine bağışta bulunmuştum.
Doné dinero a una obra benéfica que resultó ser fraudulenta.
Döne döne gider ve siz de onunla birlikte dönersiniz.
Gira y gira y Ud. Termina girando con ella.
döner 18
döneceğim 198
dönecek 30
dönerim 19
dönelim 31
döneceksin 19
döneceğiz 19
dönecektir 16
dönecek misin 17
dönemem 27
döneceğim 198
dönecek 30
dönerim 19
dönelim 31
döneceksin 19
döneceğiz 19
dönecektir 16
dönecek misin 17
dönemem 27