Düzeltme Çeviri İspanyolca
876 parallel translation
- Sayın Başkan, bir düzeltme!
- Sr. Presidente, orden.
Benim yapabileceğim şey ise bu hareketin toplumsal tartışmalarına yerleşmiş bir kaç yanılgıyı açıklığa kavuşturup meseleye bakmaları gerektiği kadar derin bakmayan bazıları tarafından bize karşı öne sürülen bir takım yakıştırmaları düzeltme olacaktır.
Lo que yo quizá pueda hacer es aclarar algunos malentendidos sobre este movimiento que han surgido en la opinión pública y revisar algunos de los epítetos con los que nos califican aquellos que no conocen nuestras ideas en profundidad.
Simdi, çabuk bir düzeltme için, o çubugu öne it.
Para recuperar rápidamente, empuje la palanca.
Düzeltme gerekebilir diye Bayan Till'in burada kalmasını istedim.
Le he pedido a la señorita Till que se quede por si fuera necesario algún arreglo.
Büyüklerini düzeltme!
- ¡ No hables así!
- Merdivenin burada işi ne? Telin yalıtımında aşınma olduğunu fark etmiştim, ama düzeltme fırsatı bulamadım.
Vi que parte del aislante se salió del cable de alimentación pero no llegué a arreglarlo.
TVRip ve Elle Düzeltme : Burak ŞAHİN
OBERTURA
Elbette, plan bir hayli eskidiği için önce bir kaç düzeltme yapmalıyım...
Tendría que afinar algunos detalles puesto que hace varios años elaboré el plan.
Yarım saat içinde işim hakkında bir ömür boyu Ellie'ye anlattığımdan daha çok şey anlatmıştım ona. Tüm bunlar bir yana, sigorta, ipotekler, çocukların eğitimi ve Tommy'nin dişlerini düzeltme.
Considere el seguro, las hipotecas, el colegio de los niños, los dientes de Tommy.
Canlı model vesilesiyle birkaç düzeltme daha yapayım bari. İsmimi nerden bildiğinizi bana hâlâ söylemediniz.
Me permitirá que haga unos retoques ahora que veo el modelo vivo.
Bu yanlış anlaşılmayı düzeltme fırsatı bulduğum için mutluyum.
Me alegra que me toque esta difamación en particular.
- Bütün gece düzeltme yapabiliriz.
- Tenemos una noche para arreglarlos.
Düzeltme yapıyorum.
Corrección, por favor.
Biraz düzeltme yapabiliriz ama tam bayanın bedeni.
Puede necesitar un arreglo, pero es de la talla de la señora.
Bayan Rossini'nin elbisesinde birkaç düzeltme yapmak için gelmiştim.
Venía a hacer unos retoques en el vestido de la Srta. Rossini.
Bay Regan'a iş veririm. Kaporta düzeltme, boyama.
Le doy al Señor Regan trabajo, sacudir alfombras, pintura...
Şu ana kadar düzeltme olanağımız olmadı.
¿ Por fin reconoce que puede equivocarse?
Denizaşırı. Düzeltme için çok geç.
Demasiado tarde para cualquier rectificación.
Düzeltme, saçı kestikten sonra 7 tam 1 / 8.
Corrección : Luego del corte de pelo 71 / 8.
Rip ve Elle Düzeltme :
ESPLENDOR EN LA HIERBA
Burada asla düzeltme fırsatı bulamadığımız bazı gülünç şeyleri düşünüyordum.
He estado aqui pensando en tonterias no podriamos enderezarnos.
Aslında kopyalama ve metin düzeltme işinde çalışmıştı.
Su puesto era de mecanógrafa.
Irk, Din ve renk ayrımı gözetmeksizin 14. düzeltme maddesine göre hakkım var.
Tengo el mismo derecho, sin reparar en razas, credos o color según el catorceavo mandamiento.
Ağırlıklarda ve ölçülerde düzeltme yapılmasına izin verilmez.
Ya sé lo suficiente sobre pesos y medidas para saber que no se permiten agujeros. No debe haber correctivos.
Düzeltme!
¡ Corrección!
Beni düzeltme.
No me corrijas.
Düzeltme.
Lo corrijo.
Düzeltme, Bones.
No, Bones.
Hiç düzeltme yapmadan hemen yazdım.
Traté de escribirlos tal cual sin ninguna corrección.
Düzeltme yapılmasını istiyorlar.
Piden correcciones.
Düzeltme ve açıklaman için teşekkür ederim.
Gracias por la información. Gracias por aclararme las cosas.
Bırak yatağını düzeltme
Deja tu cama sin hacer
Bu benim piyango biletim, durumu düzeltme fırsatım.
Lo veo como mi billete de lotería, mi chance de sacar partido.
Tıkanmanın açıklaması. Düzeltme yapmama izin verin.
Una explicación para el bloqueo, así que permitidme corregirlo.
CNBC-E Ripper : Chilekesh Elle Düzeltme : Chilekesh
LOS HECHOS QUE A CONTINUACIÓN SE RELATAN ESTÁN ADAPTADOS A PARTIR DE EXPERIENCIAS REALES DE BERTHA'BOXCAR'THOMPSON, TAL Y COMO SE RELATAN EN EL LIBRO'HERMANA DEL CAMINO'
Meteliksiz olduğun... kahverengi... şu geçen üç huzurlu ayda hiç kendisini düzeltme belirtisi gösterdi mi?
Lo veo difícil. Marrón. ¿ Ha dado muestras de cambiar de hábitos en estos tres meses?
O zaman benim için bir düzeltme daha yapıp yapamayacağınızı merak ediyorum.
Me pregunto si podría explicarme una cosa, señor.
Ancak birkaç saniye sonra yapay varlık sokağın tamamını görür çünkü düzeltme programı olaya el atmıştır.
Tras un par de segundos, la calle, ante los ojos del ser artificial, se completaría, porque el programa de corrección la completaría.
Détournement teorik alana, var olan tüm düzeni bozan ve yerle bir eden ayni türde bir siddetli yikimi dahil ederek teorinin kendi basina bir anlami olmadigini, yalnizca tarihsel eylem ve gerçek anlamda bagli oldugu tarihsel düzeltme vasitasiyla kendini through historical action,
Aquello que en la formulación teórica se presenta abiertamente como desviado, al desmentir toda autonomía durable de la esfera de lo teórico expresado, y haciendo intervenir por esta violencia la acción que trastorna y elimina todo orden existente, recuerda que esta existencia de lo teórico no significa nada en sí misma, y no puede conocerse sino con la acción histórica, y la corrección histórica que es su verdadera fidelidad.
Bir düzeltme yapalım o zaman.
Por qué siempre está en mi contra.
- Düzeltme bir işe yaramadı.
- La corrección no tiene efecto.
- Düzeltme. Hala dostunum.
- No era, soy tu amigo.
- Dahiyane bir fikir. - Evet, efendim. Fakat Washington'daki Savaş Enformasyon büroları işe başlamadan önce yazının üslubuna bir düzeltme yapıp yapamayacağınızı soruyor.
la Oficina de Información de Guerra quiere saber... si aceptaría, una modifiicación al texto.
Evet. - Düzeltme masası.
Corrección de estilo.
Düzeltme.
Corrección.
Düzeltme :
Corrección.
Rip ve Elle Düzeltme : Burak ŞAHİN
El Grande "Batanazulgro"
- Düzeltme.
- Corrección. ¿ Señor Scott?
- Düzeltme.
- Corrección.
Pardon, bir düzeltme yapacağım.
Perdón. Tengo que hacer una corrección.
Düzeltme.
Rectifico. A las 21...