Elisabeth Çeviri İspanyolca
615 parallel translation
Elisabeth, onca gün dururken neden bugün gidiyor?
¿ Por qué se marcha Elisabeth... precisamente hoy?
Elisabeth neden gitmek zorunda ki?
¿ Por qué tiene que marcharse Elisabeth?
Elisabeth'le ne olduğunu sana anlatacağım.
¡ Te contaré lo que le sucedió a Elisabeth!
Bayan Elizabeth Doolittle, Albay Pickering,
Señorita Elisabeth Doolittle, Coronel Pickering,
Elisabeth.
Elisabeth.
Kapıyı aç!
¡ Elisabeth!
Elisabeth hiç kimseye teşekkür etmezdi.
Elisabeth no daba las gracias.
Huzura ve sessizliğe ihtiyacı var.
Necesita descanso, Elisabeth. Descanso.
Elisabeth cadalozluktan bakıcılığa geçmişti.
Entonces, Elisabeth pasó de ser ama de casa... a nodriza.
Odandan hiç çıkmadın ki.
Elisabeth, nunca ha salido de su cuarto.
Elisabeth, aşağı gelmeni istiyorum.
Elisabeth, quiero que bajes.
İşte Gerard'ın yerde kamp kurduğu oda. Dramın gittikçe geliştiği ama henüz kimsenin fark etmediği Paul'un sütünü içip ilacını aldığı Elisabeth'in dergisini okuduğu hayattan sürülmüş gizli güçlerin hüküm sürdüğü oda. Çünkü hayatın mekanizmasını rahatsız ediyorlar.
Y aquí está este cuarto, en el que Gérard está por el suelo, donde se forja el drama sin darnos cuenta, donde Paul bebe su leche y sus jarabes, donde Elisabeth lee sus revistas, donde viven fuerzas primitivas que la vida expulsa... porque la molestan y perturban sus mecanismos.
Elisabeth ona canım demişti.
Elisabeth le había tuteado.
Bana Elisabeth de.
No me llames señorita, llámame Elisabeth.
Onu çekmeceye geri koy.
Elisabeth, mete la foto en el cajón.
Elisabeth birdenbire Paul'un duvarlara astığı boksörlerin, detektiflerin ve Amerikalı film yıldızlarının Agathe ve Dargelos'a benzediğini fark etmişti.
Bruscamente, Elisabeth se dio cuenta de que los boxeadores, los detectives, las estrellas americanas que Paul tenía en las paredes, se parecían a la huérfana y a Dargelos-Athalie.
Elisabeth senin burada kalmana müsaade etmemeliydi.
Creo que Elisabeth se ha apresurado trayéndote aquí.
- Ya bu durum onun hoşuna giderse?
- ¿ Y si le gustase? - ¡ Elisabeth!
İkisi de azgın birer fahişe, ve suçlanması gereken de sensin!
Elisabeth ha arrastrado a Agathe. Y Gérard es el responsable.
Elizabeth istediği kişiyle evlenebilir.
Elisabeth es libre. Puede casarse con quien quiera.
Yarın düğünümüzden sonra, Elisabeth'den ayrılıyorum.
La noche de bodas, es decir mañana, dejo a Elisabeth.
Mariette ve sürücü hariç tüm hizmetçileri gönderecek.
Elisabeth ha despedido al servicio. Salvo a Mariette y al chófer.
Elisabeth onunla parası zarafeti ya da albenisi için evlenmemişti.
No era ni por su fortuna, ni por su elegancia, por lo que Elisabeth se había casado con él. Ni por su encanto.
Elisabeth, Agathe ve Gérard, önceleri sadece burayı ziyaret edebiliyorlardı ama bu harika mobilya manzarası dışında yaşayamaz duruma geldiklerinden hızlı bir şekilde Paul'un yanına göç etmişlerdi.
Anunciados por algunas visitas, Elisabeth, Agathe y Gérard, incapaces de vivir lejos de ese excitante paisaje de muebles, emigraron tras los pasos de Paul.
Bu karışıklık ona özgün bir şeydi. Asla değişmeyecek birine özgü.
Elisabeth reconocía su desorden, nunca cambiaría.
Kederli bir şekilde korkudan terleyen o ellerini yıkadı.
Elisabeth bajó los ojos... y lavó sus espantosas manos.
Elisabeth bütün gün yataktan çıkmamıştı.
Elisabeth se había pasado en la cama todo el día.
Elisabeth yalan söylemiş!
Paul, Elisabeth te ha mentido.
Denemek zorundasın.
- Haz un esfuerzo. - ¡ Elisabeth!
Elizabeth Teyze çok fazla içti.
La tía Elisabeth bebió mucho.
Affet beni sevgili Elisabeth.
Perdóname, querida Elisabeth.
Zavallı Elisabeth Teyze!
¡ Pobre tía Elisabeth!
Bayan Elizabeth salonda, efendim.
Encontrará a la señorita Elisabeth en el salón, señor.
O zaman kuzenlerim Helena, Elisabeth ve Mathilda'yı tanıyorsun.
¡ Entonces usted conoce a mis primas las Princesas Helena, Elisabeth, Mathilde...
Bavaria Prensesi Elisabeth.
Su Alteza Real, la Princesa Elisabeth de Baviera.
İzninizle Majesteleri tüm davetli konukların adına en yaşlı konuk olarak, Bavaria Prensesi Elisabeth ile nişanlanmanız konusunda size iyi dileklerimi ve mutluluk temennimi sunuyorum.
- ¿ Me permite Majestad? - Pero... En nombre de los aquí presentes, teniendo el mayor rango y siendo el más viejo de todos los invitados, ofrecerle las más cálidas felicitaciones... por el compromiso de Su Majestad... con Su Alteza Real la Princesa Elizabeth...
Potsdam'da Elisabeth teyzenin yanında kalıyor.
Ella sigue con la tía Elizabeth en Potsdam. Está muy bien.
Bavaria'dan sevgili nişanlım Prenses Elisabeth'e bir kez daha Avusturya topraklarına hoş geldin diyor ve yeni yurdunda onu sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.
Saludamos a nuestra querida novia, Su Alteza Real, Princesa Elisabeth de Baviera, una vez más en suelo austriaco. Y darle la más cálida bienvenida a su nuevo hogar.
Avusturya onun ikinci evi ve yeni yurdu olacak ve sevgili Elisabeth yeni yurdunda birlikte çok mutlu saatler geçireceğiz.
Que Austria sea su nuevo hogar y una segunda patria. Y quieres tú, querida Elizabeth, en tu nuevo hogar pasar siempre sólo horas felices.
Çok yaşa Elisabeth'im, çok yaşa!
¡ Salve, mi Elisabeth, Salve!
Sevgili Elisabeth'im.
- Mi querida Elisabeth.
Sevgili Elisabeth'imiz. Hayır.
- ¡ Nuestra Elisabeth!
Benim... Elisabeth'im.
¡ No, mi Elisabeth!
Çünkü Elisabeth düşmanlarımızı davet etmiş! Özellikle de Kont Andrassy denilen asiyi!
¡ Que Elisabeth haya convidado a nuestro enemigo... ese traidor, Andrassy!
Elisabeth Francisca Stephanie Caroline Maria. "
Amália, Elizabeth, Francisca, Stephanie, Carolina, Maria... "
Elisabeth!
¡ Elisabeth Trouvaille!
Dürüstlüğünden kuşku duyulmayan kişilerden gelen mektuplarda Kont Andrassy'nin Elisabeth'e âşık olduğu bildiriliyor.
Me han escrito que... de parte de personas de confianza... todos los que informan de que el conde Andrassy está enamorado de Isabel. Pero, ¡ mamá!
Aşağı gelmeni istiyorum.
Elisabeth, quiero que bajes.
"Elisabeth" deyip durma!
- Pero, Elisabeth... - Nada de "peros".
Elizabeth hakkındaki hüsranını anlıyorum.
Yo sé que estás decepcionado por Elisabeth.
Elizabeth.
Elisabeth.