Elması Çeviri İspanyolca
4,244 parallel translation
Ryan elması nereye koyduğunu söyledi mi?
¿ Ryan dijo de dónde sacó este diamante?
Evet, diğer tertemiz, mükemmel 29 elmasım.
Sí, quiero mis otros 29 diamantes perfectos.
Elması eski bir meslektaşı için bu görüntüleri gönderdi.
Diamante envió estas fotos a unos antiguos amigos.
Doğadaki hali olan elmasın modern bir yorumu.
Es la versión moderna del corte vieja mina.
Ella elmasını bitirmiş mi?
¿ Ella se ha acabado la manzana?
- Ella, bu ailemizin elması.
- Ella, es una manzana familiar.
Benim yalancı, ihanetle dolu kocam ise.. .. yine arzı adımlıyor, .. hem de Marie'nin elmasıyla.
Y mi mentiroso, tramposo marido está una vez más fuera, en el mundo, y con el diamante de Marie.
Görünen o ki, düğüne sadece davetle girebiliyorsun. Kesinlikle elması takacak.
Y la boda es solo con invitación, pero va a llevar el diamante.
Umuyorum ki, Richard ve ben oraya girmenin bir yolunu bulacağız. Biz elması aşırıp, gerçeğini sana teslim edeceğiz, Jerry.
Richard y yo habremos entrado por aquí e intentaremos cambiar el diamante y darte el verdadero a ti, Jerry.
Şimdi, elmasın nerede olduğunu söyleyin bana!
Ahora díganme dónde está mi diamante.
- Elması sattım.
Yo vendí el diamante.
- Elması mı çaldın?
¡ Robaste un diamante! Sí.
Elması vererek onları kandırdım!
¡ Engañé sus ojos con el diamante!
Elmas aldığını söyledi. Yatırım amaçlı olduklarını söyledi.
Compró diamantes como una inversión.
Kahve masasındaki o elmas küpeler..
Los pendientes de diamantes sobre esta mesita.
Ben Elmas erkek göremiyorum.
No veo a los hombres de Diamante. Crapule ya salió.
Elmas olmadığından emin misin?
¿ Estás 100 % segura que Diamante no está ahí?
Devam et. - Crapule'ı çaldı. Elmas geldi ve onu sevgilisi ile birlikte uzaklara sürükledi.
Como dije, Crapule llamó después de que Diamante los sorprendió y se fue con el amante.
- Gerçek elmas var burada. - Millet!
Tienen diamantes reales.
Paris'te gerçek elmas varmış!
- Diamantes reales.
Elmas külçem.
Mi pepita de diamante.
Banka soyarız, elmas çalarız.
Y robar un banco, diamantes.
Hissettiğin bu nahoşluğun kaynağı, zarifçe işlenmiş elmas bir iğne. Dulun Gözyaşı.
El motivo de la incomodidad que sientes, es una exquisitamente labrada aguja de diamante, llamada Lágrima de la Viuda.
Ben kulpu çevirdikçe elmas elinin arkasından her seferinde üst derinin bir katmanını deşiyor.
Y a medida que giro la manija, el diamante lentamente hace una incisión de un círculo de piel en el reverso de la mano, una capa de piel a la vez.
Şu elmas olan mı?
¿ El diamante?
Kocayı yenmek ve " ve... Elmas kolye.
La palabra del esposo y... un collar de diamantes.
Sonunda, ciddi tekliften sonra elmas 10.8 milyon dolara bugün Sothbey'de rekor fiyata satıldı.
Después de varios remates, se ha vendido un diamante en Sotheby's por 10,8 millones de dólares, un récord.
Işıkta kendine özgü renkleri aldığından "Gökkuşağının Gözü" olarak bilinen elmas New York'ta açık arttırmayla satıldı.
Conocido como "El ojo del arcoíris" por sus colores bajo la luz, se compró en subasta en Nueva York.
Ne zaman elmas meraklısı oldun sen?
¿ Desde cuando eres tan aficionada a los diamantes?
- Bir elmas mı çalmak istiyorsun?
¿ Quieres robar un diamante?
Elmas çalmak mı?
- ¿ Robar un diamante?
Yani, elmas çalmak, adam kaçırmak falan.
Bueno, robar diamantes y secuestrar.
Elmas.
El diamante.
Gerçek elmas nerede?
¿ Dónde está el diamante?
Peki ya ama elmas ne olacak?
Pero, ¿ y... el diamante?
Her neyse. Elmas nerede?
Bueno, el diamante. ¿ Dónde está?
Nerede bu adam, Elmas Dave?
¿ Y ese tipo? Dave Diamante.
Çaldığımız elmas. Ama önce Teksaslılar'ı kaçırdık, dalış yaparak şatoya gittik ve düğüne sızdık.
Es un diamante, que robamos, pero primero secuestramos a los texanos, hicimos submarinismo hasta el castillo y nos colamos en la boda.
Bu Elmas Dave.
Dave Diamante.
- Kahrolası Elmas Dave'i.
- Al puto Dave Diamante.
Saigon'u, Guam'ı ya da lejyonu. Kahrolası Elmas Dave'i de. Gerçekten bilmiyorum.
No lo sé, Jerry, no sé nada de Saigón, Guam o la Legión, ni del puto Dave Diamante.
Muazzam bir elmas!
¡ Es un diamante enorme!
Şimdi de, sponsorumuz Stark-Himmel Timepieces'dan Bay Sanchez'e özel bir hediye var. Özellikle şampiyon için tasarlanmış, türünün tek örneği elmas çerçeveli sağlam bir altın saat.
Ahora, un regalo especial para el Sr. Sanchez de nuestros patrocinadores, relojes Stark-Himmel... un reloj de oro macizo exclusivo con encastes de diamantes diseñado especialmente para el campeón.
Önünüzde Elmas Ejderha duruyor. Ne yaparsınız?
Ante usted, el Dragón de Diamante, ¿ qué haría?
Ne? Elmas Ejderha'ya karşı mı?
¿ Qué, contra el Dragón de Diamante?
Ama sahte elmas kırılır.
Pero la bisutería, sí.
Film yıldızları ve ünlü insanların her gece benim söylediğim şarkıları dinlemeye geldikleri... ve bana elmas yüzükler ve kürkler felan getirdiklerini düşünüyorlar.
Creen que las estrellas de cine y gente famosa vienen a oírme cantar cada noche. y me regalan anillos de diamantes y abrigos de pieles y mierda como esa.
Bir çift elmas halka küpe görmediğine emin misin?
¿ Estás segura de que no viste un par de pendientes de diamantes?
# Eğer alaycı kuş şarkı söylemezse # # Annen sana bir elmas yüzük alacak #
Si el ruiseñor no canta, mamá te va a comprar un anillo de diamantes.
# Eğer elmas yüzük pirince dönerse # # Annen sana bir ayna alacak #
Si el anillo de diamante se transforma en latón, mamá te va a comprar un espejo.
Kendine elmas kaplama bir tabut alır artık.
Podemos comprarle un ataúd con diamantes