English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Esin

Esin Çeviri İspanyolca

2,931 parallel translation
Hepimizin esin kaynağısın.
Es una inspiración para todos nosotros.
Sizi gördüm, esin seni birakiyordu.
Vi a tu esposa despidiéndose.
Ama senin esin doktor.
Tu esposo es médico.
Ayrıca "The Shining" romanını yazmak için Stephen King'e esin kaynağı olan Colorado'da Estes Park'taki Stanley Oteli'nde epeyce vakit geçirmiştim.
También había pasado mucho tiempo en el Hotel Stanley, en el Parque Estes, Colorado, que es donde se inspiró para escribir El resplandor :.
Benim için bir esin kaynağısın Liz Lemon.
Eres una inspiración, Liz Lemon.
Bir esin kaynağıyım.
Soy una inspiración.
Gerçi eşin sayesinde şu an bayağı bir sertleştim.
Bueno, excepto por los que tengo por su mejor mitad.
Esin rüzgarlar, esin! Yanaklarınız çatlayıncaya kadar üfürün!
¡ Soplen, vientos hasta reventar los carillos!
Kudurun! Esin!
¡ Soplen con rabia!
Esin rüzgârlar! Yıldırımlar, saçın ateşinizi! Siz benim kızlarım değilsiniz ki!
¡ Ni la lluvia ni el viento ni el rayo son mis hijos...
Eşin nerede?
¿ Dónde está tu acompañante?
Çünkü sana yaşattığım onca şeyden sonra bu gece senin eşin olma şerefine nail oldum.
Porque después de todo por lo que te hice pasar estoy honrado de ser tu cita esta noche.
Çünkü sana yaşattığım onca şeyden sonra bu gece senin eşin olma şerefine nail oldum.
Porque después de todo lo que te he hecho pasar he sido honrado con ser tu cita esta noche.
Müstakbel eski eşin aradı beni bugün.
He recibido hoy una llamada de tu futuro ex-marido.
Eşin olarak.
Quiero decir, ¿ como tu esposa?
Eşin, benzerin yok, Finn.
Eres único, Finn.
Yakışıklı eşin seni ofisinde ziyarete geliyor ve yanında senin oğlunu getiriyor.
Tú atractiva pareja viene a visitarte a la oficina y trae a tu hijo.
Anladığım kadarıyla eşin bankada rehinelerden biri
Su marido es uno de los rehenes que hay dentro del banco.
- Eşin yok mu?
- ¿ No está su mujer?
Didier Bontinck Elise Vandevelde'yi yasal eşin olarak kabul ediyor musun?
Didier Bontinck ¿ quiere tomar a Elise Vandevelde por legítima esposa amarla fielmente a lo largo de su vida para lo mejor y para lo peor en la riqueza y en la pobreza en la enfer- -
Elise Vandevelde, Didier Bontinck'i yasal eşin olarak... Ediyorum.
Elise Vandevelde ¿ quiere tomar a Didier Bontinck por legítimo esposo amarlo fielmente a lo largo de su vida...
Öldü demiştin ya eşin için.
¿ Creí que había muerto? .
- Onun ruh eşin olduğunu mu düşünüyorsun?
- ¿ Crees que es la indicada?
Sizi gördüm, eşin seni bırakıyordu.
Vi a tu esposa despidiéndose.
Ama senin eşin doktor.
Tu esposo es médico.
Harika bir evin ve sana istediğin her şeyi veren bir eşin var. Sen ona bir aile vermesen bile.
Tienes un hermoso hogar y un marido buen mozo que te da todo aunque no vayas a darle una familia.
Belki de küçük bir program hazırlarsan ben de ne zaman çalıştığımı, ne zaman eşin olduğumu ayırt edebilirim.
Quizás podrías organizar una agenda para así saber cuándo estoy trabajando y cuándo soy tu esposa.
Eşin ne diyor buna?
¿ Qué dice tu esposa?
Peki ya diğer eşin kimdi?
¿ Quién es esa mujer? Tu otra esposa.
Eşin nerede bu arada?
¿ Dónde está su esposa, por cierto?
EŞİN İÇİN ÜZGÜNÜM - - FAKAT SU YA DA YİYECEK YOK MU?
Siento lo de su esposa pero ¿ no viste comida o agua por ahí?
Huimin, eşin mi?
Huimin. ¿ Tu marido?
Eski eşin gayrimenkullerinden feragat belgesi.
Renuncia a la herencia del difunto marido
Sıcak kömürlere eşin için katlanıyorum.
Es tu esposa por la que hago todo esto.
NasıI gidiyor, eşin nasıI?
¿ Qué tal tu esposa?
Eminim her kadın senin eşin olmaktan çok memnun olacaktır.
Estoy segura que muchas mujeres estarían felices de entretenerlo.
Umarım sen ve tüm akrabaların eşin, dostun ve bebekler oğullarını kurtarmaya topluca gelirsiniz de sizi tek seferde öldürmüş oluruz ne güzel.
Espero que tú y toda tu cría y amigos y bebés vengan y traten de rescatarlos así podremos matarlos a todos a la vez así no se alarga innecesariamente.
Eşin seni aradı, ve ne yapacağını söyledi, değil mi?
Su marido llamó y le dijo lo que haría, ¿ no es así?
"Ruh eşin orada bir yerde."
"Tu alma gemela está ahí fuera."
Ruh eşin orada bir yerde. Hayal et...
Tu alma gemela está ahí fuera, soñar...
Şöyle ki eşin olmadan hazırlık yapamıyorsun.
Vale. No puedes practicar sin un compañero.
Ruh eşin şu an önünde duruyor.
Tu alma gemela está justo delante de ti.
O ruh senin son eşin mi oluyor?
¿ Se refiere al espíritu de su difunta esposa?
Tüm kalbimle, ama bir eşin kocasını sevdiği gibi değil.
Con todo mi corazón, pero no... como una esposa debería amar a un esposo.
Sen ve eşin bir şey üzerinde anlaşamıyordunuz.
Y tu marido y tú, no os podíais poner de acuerdo en nada.
-... eşin soyundan geliyorum.
- de esposas y madres.
Eşin kucağına bir bomba attı ve sen hâlâ bekliyorsun.
Su mujer acaba de lanzarle una bomba y usted sigue aquí parado.
Kayıtlara göre 14 yıl önce eşin onu donör olarak kullanmış.
Hemos verificado los registros Arnie. Hace catorce años su mujer usó a Kevin cómo donante.
Oğlun ve eşin video mağazası konusunda seninle aynı fikirde değiller.
Su hijo y su esposa no parecen estar muy de acuerdo con usted sobre el videoclub.
Kadınlara eşin olmalarını teklif etmen gereken yer orası mı?
¿ Es donde tienes que declararte a todas las mujeres?
Senin eşin olurum..
Seré tu cita...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]