Fiel Çeviri İspanyolca
2,831 parallel translation
Ciddileştiğimizde, tamamen sadık kaldım.
Una vez que fuimos exclusivos, fui totalmente fiel.
Sue, Sue'yu kanunlara uygun eşin olarak kabul ediyor musun?
Sue, ¿ tomas a Sue como tu fiel esposa?
Ve sen Sue, Sue'yu kanunlara uygun eşin olarak kabul ediyor musun?
Y Sue, ¿ Tomas a Sue como tu fiel esposa?
Agârbiceanu ekibine saygılıyım
Sigo siendo fiel para el clan Agarbiceanu.
- Evet ona sadığım
- Sí. Yo soy fiel a ella.
Ben de!
Yo soy fiel, también!
Sadakat.
Soy fiel.
Hiç kelime oyunu yapmadan şunu söylememe izin verin eşime her zaman sadık kaldım.
Así que déjenme decir inequívocamente que siempre he sido fiel a mi esposa.
Eski işime sadık bir şekilde geri döndüm.
Ya estoy de vuelta, fiel al puesto.
Fakat işin sana sadık kalamadı.
Pero el puesto no fue fiel a ti.
Contenpla prensesiniz kurban edilecek.
Mirad a tu fiel seguidora traerte el sacrificio.
Ben hep sadıktım.
Yo era fiel.
"Her zaman Chandu'ya sadıktı."
Fue siempre fiel a Chandu.
Ben, Lee Jin-woo seni eşim olarak kabul ediyorum, Yeon bugünden itibaren seni hastalıkta sağlıkta daima koruyup kollayacağım.
Yo, Lee Jin-woo, Mikael... te tomo a ti, Yeon, como mi esposa. Prometo serte fiel en lo próspero y en lo adverso, en la salud y en la enfermedad.
Ölüm bizi ayırana kadar sana sevgi, şefkat ve sadakat göstereceğim.
Para amarte y cuidarte, prometo serte fiel hasta que la muerte nos separe.
Size bu Diz Bağı'nı vererek, buna şahitlik edip, Tanrı'nın bunu size bahşettiğini ve hak ederek elde ettiğinizi, hakkınızla giyip, Tanrı'nın ihtişamı yolunda kullanacağınızı kabul etmişlerdir.
La más amigable Compañía de esta Orden denominada la Liga lo ha admitido a usted como su amigo, su hermano y compañero en fiel testimonio por el cual ellos imparten y le otorgan la Liga, la cual Dios quiere que usted, merecidamente reciba pueda llevar y usar correctamente, para la Gloria de Dios.
Sadık, yalvaran bir eş mi ortalığı karıştıran bir içki karşıtı mı mücadeleci bir kadın hakları savunucusu mu?
¿ La devota y fiel esposa la antorcha de la temperancia la cruzada del sufragio?
Hayatı boyunca, siz Majesteleri'ne bağlı ve sadık olduğunu da bilmenizi istedi.
"Considerando que siempre me he propuesto durante toda mi vida ser fiel y leal a Su Majestad."
Kalbinde Hugues le Tourneur var, ayrıca o vefalı ve sadık biri.
Hugues le Tourneur está en su corazón y ella es constante y fiel.
Ellerinden öpüyorum. Sadık ve nazik arkadaşın Louis de France.
Te beso las manos y sigo siendo tu amigo fiel y atento, Louis de France.
Buradan 30 kilometre uzakta olmasına rağmen bu ikisinin, Bazo'nun marketinden 10.000 sadık müşteri puanı toplaması sence de tuhaf değil mi?
Oye, ¿ crees que es raro que estos dos tengan más de 10,000 puntos de comprador fiel de la tienda de comestibles de Bazo, a pesar de que está, como, a unas 20 millas?
Akıl hocam ve en güvendiğim dostum kod adı :
Mi mentor y más fiel aliado. Nombre clave :
Adam zor günler yaşıyormuş. Sadık karısının bile şüpheleri varmış. Kız kardeşine ağlamış.
Incluso con su fiel esposa teniendo dudas y llorándole a su hermana.
Eğer kız değil de erkek olsaydım, bunların hiçbiri olmazdı. Ve İngiltere de, hala inançlı bir ülke olurdu.
Si hubiera sido un niño y no una niña, nada de esto hubiera sucedido e Inglaterra sería todavía fiel.
Ama eğer Kraliçe olursam, size, kutsal kitaplar ve annemin ruhu üzerine yemin ederim ki, İngiltere'yi yine inançlı bir ülke haline getireceğim.
Pero si me convierto en Reina le juro ahora por los Santos Evangelios y por el alma de mi madre que haré a Inglaterra fiel otra vez.
Ben karıma hep sadık kaldım. O benim çocukluk aşkımdır.
Siempre le fui fiel Ella fue mi amor de la niñez.
Bildiğiniz gibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Filistin davasının 3. Dünya ülkelerinin ve tüm devrimlerin sadık bir müttekidir.
Como ustedes saben, la Unión Soviética es un fiel aliado de la causa palestina, del Tercer Mundo y de todos los revolucionarios.
Bill sözünü tutmadan yapamaz.
Bill no es nada si no es fiel a su palabra.
Wolf, karın sana bir spaniel köpeği kadar sadık.
Wolf, es tan fiel como un cocker spaniel, tío.
20 yıldan daha uzun süredir sana her zaman sadık oldum.
Te he sido fiel por mas de 20 años
Daha yeni ve modern bir giysi giyiyorum gerçi ama geçmişe sadık kalmaya çalışıyorum.
Era nuevo, material a la moda, pero intento mantenerme fiel históricamente.
Senin sadık bir kulun olamadım.
No he sido un fiel siervo.
Kalbine karşı dürüst olmalısın.
Tienes que ser fiel a tu corazón.
Kocama sadıktım.
He sido fiel a mi marido.
Silahına sarıldın.
¡ Tú permanece fiel a lo que crees!
Hox 20 yıldır partiye sadıktı.
Hox ha sido un hombre fiel de partido por 20 años.
Kader arkadaşımla sevgimiz daha da tazelenecek burada.
A mi fiel compinche le gustaría refrescarse.
Zhaolara her zaman sadık kaldım.
He sido fiel a los Zhaos.
Ben onun sadık bir öğrencisi Hanuman'ım.
Yo soy su fiel.. discípulo Hanuman.
Tabii ya! İffetli Fantine Kendini temiz ve saf tutan Fantine Bütün bu sorunlar senin başının altından çıkmıştır, orası kesin lşıkta bakire rollerindesin, ama, karanlıkta erkeklerin koynuna girersin!
La muy listilla de Fantine, que finge ser tan pura y fiel daría problemas, ya lo sé.
Halk adamı Onun ölümü beklediğimiz işaret!
EI pueblo fiel, por él... dispuesto va a luchar.
Seni bekleyeceğime yemin ederim!
Y prometo serte fiel.
Şimdi seni terk etmeyeceğim
Jamás te dejaré. Querida amiga fiel.
Her neredeysen
Yo te fui siempre fiel.
Ancak Ahn uzun süredir güvenilir ve sadık bir hizmetkâr olmuştur.
Pero Ahn ha sido un sirviente fiel y servicial durante mucho tiempo.
Ben Old Yeller'in * sonuna, gülmüş bir adamım.
Me reí al final de "Fiel Amigo".
Twilight Sparkle.
Tu fiel estudiante, Twilight Sparkle.
Sadık öğrencim Twilight.
Mi fiel estudiante, Twilight :
benim en sadık öğrencim...
Querida Twilight Sparkle, mi más fiel estudiante.
Merak etme. Onun tek ilgilendiği şey, onun emirlerine sadık olup olmadığım.
Por lo que a ella concierne, Estoy siguiendo la linea... su fiel siervo.
- Sana sadık olacağım.
Prometo serte fiel.