Franklin Çeviri İspanyolca
3,079 parallel translation
Memur Nail Franklin 33 sene Maryland eyaleti ve Baltimore polis okulunda hizmet verdi.
El oficial Neill Franklin sirvió 33 años en las fuerzas policiales del estado de Maryland y Baltimore.
Ve Neill Franklin, 30 yıl uyuşturucuyla savaştıktan sonra şimdi LEAP'ta icra müdürü. Uyuşturucu savaşını bitirmeyi amaçlayan bir kolluk kuvvetleri organizasyonu.
Y Neill Franklin, luego de 30 años de luchar la guerra contra las drogas, es ahora el director ejecutivo de LEAP, una organización de la policía que demanda el cese de la guerra contra las drogas.
Neill Franklin konuşmayı seçmek için emekli olmayı beklemedi.
No fué hasta despues de su retiro que Neill Franklin eligó hablar.
Adım Franklin.
- Soy Franklin.
Hoş geldin Franklin.
- Bienvenido, Franklin.
Teşekkürler Franklin.
- Gracias, Franklin.
Pekala Jamarcus, Bob, Franklin.
Bien, Jamarcus, Bob, Franklin.
Franklin haklı.
Franklin tiene razón.
Franklin. Sen polislik sınavından kalmıştın. Yasal mı değil mi?
Franklin, tú reprobaste el examen de la policía. ¿ Es legal?
Franklin... Olmadı.
- Franklin... inapropiado.
Franklin, ölüydü.
- Franklin, estaba muerto.
Franklin`i kız gibi giydirelim diyorum. Adı Francesca olsun
Vistamos a Franklin como mujer y llamémoslo Francesca.
Franklin`i giydirip ihtiyarla arkadaşlık etmesini sağlarız.
- Lo disfrazamos para engañar al viejo.
Franklin`i içeri alıyor.
Deja entrar a Franklin a su casa.
Franklin, sen ve Bob arabaya geçin.
Franklin, Bob y tú vayan al auto.
Franklin, ona isabet ettirmelisin.
- Tienes que golpearlo.
Franklin, Jamarcus!
¡ Franklin, Jamarcus!
Tanıştığımıza memnun oldum Bayan Trautwig. Adım Franklin.
Mucho gusto, soy Franklin.
Durun! Franklin.
¡ Franklin!
Franklin, hiçbir yere gitmiyorsun.
Tú no vas a ninguna parte.
Franklin, hadi gidip puding yiyelim.
Franklin, vamos a que comas pudín.
Franklin, o eve girme.
Franklin, no entres a esa casa.
Franklin kendi kararlarını verebilecek biri.
Franklin es independiente. Toma sus propias decisiones.
Franklin evime sok şu lanet olası kıçını
¡ Franklin, entra a la casa!
Franklin`le konuşayım deme!
¡ No hables con Franklin!
Franklin, kal oradan!
¡ Franklin, no vayas!
Franklin, kal orada!
¡ No vayas!
Gel Franklin gel.
¡ Ven, Franklin!
Gel buraya, Franklin.
Ven acá, Franklin.
Gel buraya Franklin.
Ven aquí, Franklin.
Franklin, bana bak.
Franklin, mírame.
Franklin, hadi.
Franklin, ven.
Franklin, buraya size zarar vermek için gelmedim.
No vengo a hacerte daño.
Franklin, ne yapıyorsun?
Franklin, ¿ qué haces?
Uzak dur.
- Franklin... - Lárgate.
- Franklin.
- Franklin.
Franklin!
¡ Franklin!
Franklin, düğmeye bas.
¡ Franklin, el interruptor!
Pekala Frankbeans.
Está bien, Franklin.
Oğlum Franklin Crudstaff.
Mi hijo, Franklin Crudstaff.
Açıkçası Franklin, senden bu kadar yaratıcı bir fikir beklemezdim.
Francamente, Franklin, no pensé que lo tuvieras en ti.
Kes şunu Franklin.
Oye, oye, alto, Franklin.
Franklin?
¿ Franklin?
Zaman artık Franklin'in Hyde Park ziyaretleriyle ölçülüyordu.
El tiempo se medía ahora en función de las visitas de Franklin a Hyde Park.
Franklin bizi uyarmıştı.
Franklin nos había advertido...
Franklin'in karısı, Eleanor.
La esposa de Franklin, Eleanor.
Eleanor Franklin'in "erkek-kız" denilen arkadaşlarından biri.
Una de esas amigas de Eleanor que Franklin llamaba "marimachos".
Ve Franklin onları buraya davet etti.
Así que Franklin los invitó aquí.
- Franklin, söz vermişti.
- Franklin, lo prometiste.
Franklin, sana eve gidebileceğini söylememi istedi.
Franklin me pidió que te dijera que puedes irte a casa.
Sonunda, Franklin gruba çalmayı bırakmalarını söyledi.
Finalmente, Franklin debió ordenarle a la banda que dejara de tocar.
frank 3349
frankie 650
franky 31
frankly 31
frankfurt 50
frankenstein 152
franko 19
frank james 16
frank nerede 16
frankie 650
franky 31
frankly 31
frankfurt 50
frankenstein 152
franko 19
frank james 16
frank nerede 16