English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gazeteciler

Gazeteciler Çeviri İspanyolca

728 parallel translation
Ya gazeteciler seni görürse?
¿ Qué pasa si algún reportero te ve?
Gazeteciler dışarıda.
Afuera hay reporteros esperando.
Gazeteciler alınmıyor, ancak bir şekilde gir!
Están excluidos los periodistas - ¡ pero entre!
Gazeteciler alınmıyor.
" Los reporteros están excluidos -
Polisler ve gazeteciler beni hemen tanırlar.
Hasta la poli y los repartidores de periódicos me reconocen.
Ve işte gazeteciler.
Ahí viene la prensa.
Nick, gazeteciler geldi.
Nick, periodistas.
Üzügünüm çocuklar ama bu gece gazeteciler için tiyatro yasak.
Lo lamento, pero hoy no pueden entrar los reporteros.
Gazeteciler arayıp Strand'daki olayı haber verdiğinde onları yatıştırmayı başardım.
Cuando la prensa me llamó acerca del lío en Strand pude calmarlos.
Gazeteciler çok heyecanlı.
Los reporteros son astutos.
- Yine gazeteciler. Onlarla konuşmak istemediğimi söyle.
Y él dijo : "No la bebas, báñate en ella y serás un gran éxito".
Lanet olası Zola hala yazıyorken, herkesi kışkırtıyorken tüm dünya da gerçekler için haykırıyorken medya, gazeteciler herkes birbirinin boğazına sarılmış durumda.
Cuando Zola aún escribe, aún causándonos problemas el mundo enteroreclama la verdad duelos, periódicos el mundo está desquiciado.
Gazeteciler bunu öğrenirse neler olur biliyor musunuz?
¿ Sabe qué ocurrirá si esto llega a oídos de la prensa?
O halde beraber gazeteciler masasında oturalım.
Pues, siéntese conmigo en la mesa de la prensa.
Ne şartla olursa olsun gazeteciler buraya girmeyecek, anladın mı?
No deje entrar a nadie más, ¿ entendido?
- Gazeteciler.
- Son periodistas.
Gazeteciler oyaladı beni.
Los periodistas me acaparan.
Gazeteciler gelmeden düşünmeye çalışıyorum.
Que me cojan. Da igual. No les dejaré.
- Onlar gerçek gazeteciler mi?
- ¿ Son periodistas?
Arada sırada onu görürdüm ama onların yanlarında hep gazeteciler olurdu.
En serio, yo los veo por ahí de vez en cuando pero siempre tienen periodistas alrededor.
Etrafta gazeteciler olabilir.
No. Podría haber periodistas.
- Gazeteciler için prova yapıyorum.
- Me entreno para los periodistas.
Gazeteciler olmalı.
Periodistas, supongo.
Otel odam çok sıcaktı ve sonra bütün o insanlar, gazeteciler ve telefonlar vardı.
Hacía mucho calor en el hotel. Además, la gente, los periodistas, el teléfono...
Gazetesi küçüktü ama Avrupa'daki bütün gazeteciler tavize ve Münih ihanetine karşı verdiği mücadeleye hayran olmuştu.
Su diario era chico, pero los reporteros admiraban su lucha... contra la calma por la capitulación.
Gazeteciler de benimle bu konuyu konuşmak istiyordu.
¿ De eso querían hablarte los periodistas?
Henry, gazeteciler buradaydı.
Henry, vinieron los reporteros.
Ukala gazeteciler, kimi kandırdıklarını sanıyor bunlar?
¡ Periodistas estúpidos! ¿ A quién creen que engañarán?
O tarih kayda alınmış, ve kayıtlar gazeteciler tarafından tutulmuş, İşte bu gazeteciler Chicago gazetelerini yüceltmişler.
Esa historia está registrada... y fue registrada por los periodistas... que han hecho grandes los periódicos de Chicago.
- Teğmen, gazeteciler geldi.
Ahí están los periodistas.
Gazeteciler geldiler.
Los periodistas venían a mí.
Sanki bu yetmezmiş gibi bir de dışarıdaki gazeteciler sorularıyla üzerime atladı.
Como si no fuera bastante, cuando salí los reporteros me atacaron con sus preguntas preguntándome de todo.
Siz kadın gazeteciler çok çalışıyorsunuz Bayan Gill.
Ustedes las reporteras trabajan duro, ¿ verdad, Srta. Gill?
Gördükleriniz cinayet masası ekipleri, dedektifler, gazeteciler.
Ésta es la brigada de homicidios, con detectives, periodistas y todo.
Gidişata bakılırsa burnunu sokmak isteyen başka gazeteciler de olacak, hem de bir sürü.
Tal como pinta esto, no va a ver un solo periodista aquí... habrá toda una pila de ellos.
Ne keyfi mahkemeler ne de trajedi sever kancık gazeteciler olacak!
No habrá juicios. Ni hermanas llorando.
Gazeteciler buraya toplanacak.
Tendremos aquí a la prensa.
Tüm gazeteciler meydan dayağından geçirilmeli.
Deberían convertir a todos los periodistas en pasta de papel.
Gazeteciler töreni çevirmişler... ve bir sürü soru soruyorlar.
Los periodistas asistirán al funeral y seguramente harán preguntas.
Gazeteciler.
Los chicos de la prensa.
Gazeteciler geldi bayım. Bazı gerçekleri öğrenmek istiyorlar.
Han venido unos periodistas.
Gazeteciler her yere girer. Bunu bilmiyor muydun?
Los periodistas tenemos que entrar a todas partes. ¿ No lo sabías?
Gazeteciler "Walter, tüm bu haberleri nereden alıyorsun?" diye sorduğunda onlara aynı şeyi söylüyorum :
Cuando los periodistas me preguntan : "¿ De dónde sacas las noticias?" Siempre les digo : "Suelo obtenerla de muchísima gente que prometió a otro guardar el secreto".
Gazeteciler hep öyle olmaz mı?
¿ No lo son todos los periodistas?
Bütün gazeteciler gördü.
Los periodistas los han visto.
Yabancı Gazeteciler Birliği üyeleri... Batı cephesindeki İngiliz Hava Kuvvetleri istihkamını geziyor.
Miembros de la Asociación de Prensa Extranjera visitan las fuerzas aéreas británicas en el Frente Oeste.
Biz çavuşa söylüyordum, Duyduk ki bazı en önemli generaller, ve gazeteciler buraya gelmek üzere yoldalarmış.
Como le decía al sargento, sabemos que varios de sus generales y periodistas vienen hacia aquí.
Ama sırf meraktan gelenler de var. Dünyanın dört bir yanından gazeteciler de var.
Entre estos curiosos están periodistas, fotógrafos..... y corresponsales de agencias y periódicos de todo el mundo.
Gazeteciler - mahremiyet istilacıları.
Reporteros : invasores de la privacidad. ¡ Cómo se atreven!
Siz gazeteciler çok beceriklisiniz.
Veo que son gente lista los periodistas.
- Snell burada. - Gazeteciler de öyle.
Snell está ahí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]