Gazeteler Çeviri İspanyolca
1,166 parallel translation
Gazeteler senin hakkında saçma öyküler yazıyor.
En los periódicos cuentan fábulas de ti.
- Gazeteler ve anahtarlar.
- Aquí tienes los papeles y la llave.
- Gazeteler ile, öyle mi?
- Los periódicos, ¿ eh?
Gazeteler yüzünden mi?
¿ Por lo que dicen los diarios?
İğrenç gazeteler için.
Para los malditos periódicos.
Hayır, hayır, eleştirileri okumadım. Gazeteler. Kimin umurunda?
Alexandra Del Lago es la sex symbol de América.
- Chance. - Ya da gazeteler ve köşe yazarları?
He dedicado mi vida a Dios, a la familia y a la patria.
Ama gazeteler ortaya çıktıktan sonra tanıklardan birisi direksiyon başında bir kadın gördüğünü söylemiş.
Después de salir los periódicos, uno dijo que vio a una mujer.
Problem de burada başlıyor zaten. Gazeteler tanıkları etkiliyor.
Ya se sabe, los testigos se dejan influenciar por los periódicos.
Evet, gazeteler de bu konunun üzerinde duruyor.
La prensa se ha apoderado de la noticia.
ULUSLARARASI GAZETELER
Llorando por la cultura De buena mesa.
Muhtemelen gazeteler baş sayfada verecek.
Saldrá en los periódicos.
Ve ben onu tanıyamadım Gazeteler onca zaman Paolo Maltese'den bahsederken bile
No lo reconocí cuando nuestros periódicos siempre hablan de Paolo Maltese.
Televizyon, gazeteler...
La televisión, los periódicos...
Biliyorsunuz bu davetiyeler ve gazeteler aracılığıyla... dünyadaki uçan herkese ulaşmamız gerekiyor.
Entre estas invitaciones y los periódicos... deberíamos llegar a todos los pilotos del mundo.
Tüm gazeteler, komünist basın dahil onun bastırılmasını istedi.
Todos los periódicos, incluso los de izquierda, querían aplastarla.
Hayır, bu sabahki gazeteler yazıyor.
No, lo he leído esta mañana en el periódico.
Gazeteler hikayeyi öğrendi.
Verás, se ha enterado la prensa.
Verelim de, tüm dünyadaki gazeteler bunu cinayet vakası diye manşet mi yapsın? Sonra da polisi yanlış yönlendirdiğimiz mi ortaya çıksın?
¿ Y que aparezca un caso de asesinato en las primeras páginas de todo el mundo... para que al final resulte que confundimos a la policía?
Hayır, yine gazeteler sütun sütun yazı yazacak.
Pero mucho se escribirá.
Tabii bu konuda gazeteler yarın yazacak.
Mañana saldrá en la prensa.
Gazeteler her şeyi yazmazlar ama.
Pasan tantas cosas. No lo pueden publicar todo.
Gazeteler!
¡ Periódicos!
Nasıl oluyor da gazeteler bana hep...
¿ Por qué siempre se refieren a mí como...
Gazeteler ona "Kansas'ın en iyi çocuğu" diyor.
Los periódicos lo llaman "El muchacho más simpático de Kansas".
Gazeteler daha çok sattı.
Los periódicos vendieron más ejemplares.
Gazeteler çok hızlı, bilim çok yavaş çalışıyor.
Los diarios trabajan demasiado rápido y no puedes confiar en lo que escriben. Los científicos trabajan muy lento y no consiguen resultados.
- Arşivlerden eski gazeteler.
- De artículos de prensa.
Gazeteler mi?
¿ Los periódicos?
- Bütün gazeteler bunu yazdı.
- Estaba en todos los periódicos.
Gazeteler- -
Los periódicos...
- Gazeteler bununla dolu.
- Sale en los periódicos.
Gazeteler ne diyor?
¿ Qué dicen los periódicos?
Gazeteler! İçlerini okunmayan bilgilerle doldurabilirsiniz.
Pudiera llenar volúmenes con lo que no aparece en periódicos.
Teknolojinin gelişimi telegraf, ucuz gazeteler, tren yolları, taşımacılık.. ... hayal gücünün başarısızlığıyla karşılanır, Denson. Bu kaldıraçların, kabloların ve tren raylarının anlamını ve sonuçlarını kavrayabilmekte ölümcül bir yetersizlik.
el telégrafo, periódicos baratos, ferrocarriles, transportes, es paralelo a una falta de imaginación, Denson... una incapacidad fatal para comprender el significado y las consecuencias... de los cables telegráficos y los ferrocarriles.
Gazeteler, yakalandığınızı yazdılar.
El periódico dijo que los habían agarrado.
O halde herhalde eski iplikler ve gazeteler toplardım.
Probablemente coleccionaría hilos viejos, periódicos.
- Gazeteler senin hakkında yazıyor.
Sabes, hablan de ti en el periódico.
Başlangıçta, bulduğum tüm fotoğrafları biriktiriyordum gerek kendi çektiklerim gerekse gazeteler, dergiler ve eski albümlerden aldıklarım olsun.
Al principio yo coleccionaba todo tipo de fotos, las que tomaba yo y las de los periódicos, revistas y álbumes viejos.
Dahası, gazeteler ülkenin dört yanında tenis kortlarında çalışan pelte haberleriyle dolu.
Lo que es más, los periódicos están llenos de noticias... sobre flanes que aparecen en las pistas de tenis de todo el país... entrenando.
Gazeteler beni endişelendirecek şeyler yazmaya başlıyor.
Los periódicos están publicando cosas que me ponen nervioso.
Şu diğer şey gazeteler gibi değil...
No como algunos -
Gazeteler duydu mu?
¡ Qué historia! ¿ Lo sabe ya la prensa?
Gazeteler bir kantinde olduğunu öğrenirse..!
Si la prensa supiera que está en la cantina...
Gazeteler!
Los periódicos.
Başkentten saat 10 : 00'da gelen gazeteler.
Bueno, Ios periódicos que llegan a las 10.
Bu kadına kötü davranırsanız bütün gazeteler buraya gelir.
Llame al gobernador.
Dinle : öncü gazeteler...
- ¿ Lo oyes?
Gazeteler böyle hikâyelerle dolu.
En los periódicos salen miles de historias así.
Gazeteler duydu mu?
- ¿ Ha salido en la prensa?
Lanet olası gazeteler, çok kötü oldum.
Maldita prensa.