Gelsinler Çeviri İspanyolca
648 parallel translation
Bir zahmet gelsinler ve o attıkları iftiralar için gönülden af dilesinler.
Diles que vengan a inclinar sus cabeza y sus corazones... y limpiar sus pecados por difundir rumores.
- Neden gelsinler ki?
- Sí, mujer, claro.
- Bırak gelsinler, General.
Déjelos entrar, General.
Bay Christian, 5'te tayfalar cezayı görmeye gelsinler.
Junte la tripulación a las cinco campanadas para ver el castigo.
Gelsinler mi?
¿ Puedo llamar los botes devuelta?
Gerçek bir sanatçıyım ve bunu asla, asla söylemeyeceğim. Buyursunlar gelsinler lütfen.
Sólo les interesa que, en dos meses, has usado 4800 litros de leche.
- Çarşamba günü gelsinler.
- Diles que vengan el miércoles.
Gitmelerini söyle Davis, daha sonra gelsinler.
Di que se vayan ahora, Davis, que vuelvan en otro momento.
- Gelsinler!
- ¡ Adelante!
Bırakalım gelsinler de hesaplaşalım.
Que nos alcancen y enfrentémonos con ellos.
Bana gelsinler. Ben veririm.
Veré que se les pague.
Hepsi burada. Hangi sırayla gelsinler?
Están todos. ¿ Quién quiere que pase?
- Birlikte gelsinler.
Que pasen los dos.
Gelsinler.
Que pasen.
- Gelsinler.
- Hágalas pasar.
Bir saat içinde buraya gelsinler.
Diles que vengan dentro de una hora.
İçeri gelsinler.
Hazles pasar.
Onları durdurma. Bırak gelsinler.
Que sigan llegando.
Gelsinler. Sizin için her şey hazır.
Todo está listo y esperándolos.
Söyle, hemen gelsinler.
Diles que vengan de inmediato.
Gelsinler.
Díganles que pasen.
Geronimo ya da yandaşları bir daha bu bölgeye gelirse silahlarıyla gelsinler.
Si Jerónimo o alguno de los suyos vuelve a este territorio que vuelva bien armado.
- Bırak gelsinler. Onları öldüreceğim!
- Que vengan. ¡ Los mataré!
Tanrı aşkına bırakın gelsinler. Beni hazır bulacaklar.
Que vengan, por Júpiter, me encontrarán preparado.
Ben gidince içeri gelsinler.
Déjales entrar cuando yo salga.
Şey- - Gönder gelsinler.
- Acompáñelos arriba.
Buraya neden gelsinler?
¿ Por qué han de venir aquí?
Herkese söyle, yağmura yakalanmadan eve gelsinler.
Di a todos que vayan a casa antes de que les atrape la lluvia.
- Önce onlar gelsinler.
- Que las traigan ahora.
- Bırakın gelsinler.
- Que vengan.
Quatermass ve Briscoe'ye söyle oraya gelsinler.
Llame a Quatermass y a Briscoe.
Rica ediyor, siz Sayın Lord Hazretleri yarın veya öbür gün gelsinler diye.
Suplica a vuestra gracia... que vaya a visitarlo mañana o pasado.
Gelsinler.
Pídales entrar.
Onlara söyle Pueblo salonundaki bara gelsinler.
Diles que lo tengan en la barra del salón de Pueblo.
Gelsinler ve beni haklasınlar.
Que vengan a por mí.
Dedektörleriyle gelsinler.
Diles que traigan sus detectores.
Ama hakkımı da teslim edin, teker teker gelsinler.
Pero, sinceramente, debería ser uno por uno.
Yarın sabah gelsinler.
Dígale que mañana por la mañana.
Çağırın, hemen buraya gelsinler.
Cíteles para que vengan aquí inmediatamente.
O zaman 7 gibi gelsinler.
Mientras salga siete.
Söyle yarın gelsinler.
Diles que vuelvan mañana.
Şimdi Van Cliburn'ler gelsinler.
Ahora quiero ver a los Van Cliburns.
- Ambulans çağırın, acele gelsinler.
- Llamen a una ambulancia. Rápido.
Gelirse gelsinler!
¿ Y a mí qué?
Ah, lütfen gelsinler.
Por favor, déjalos venir.
Eğer savaşmak istiyorlarsa açık alana gelsinler.
Si quieren luchar, que salgan a campo abierto.
İçeri gelsinler.
Que entren.
Birlik komutanları da bir an önce karargaha gelsinler.
Que vayan los jefes al cuartel general.
Bırakın gelsinler.
¡ Que se acerque!
Öğrenmelerinin bir yolu bu. Gelirlerse gelsinler!
Por lo tanto, no va a funcionar.
Majesteleri gelsinler diyor.
Su Majestad va a recibirlo.