English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gemı

Gemı Çeviri İspanyolca

294 parallel translation
Gemı havaya uçacak!
¡ El barco va a estallar!
Onlar uzaklaştıktan sonra, çekici ışınınızla gemıye killitlene bilirsiniz.
Una vez que estén a salvo, puede fijar... esta nave con un rayo tractor.
Önce bu küçük uyduyu ve onun rüzgarını ve dalgalarını sonra da aklına gem vuran ne varsa onu kırıp gezegenleri ve de sonunda enginliğin içinden yıldızları.
Primero este planeta con sus vientos y olas. Y todas las leyes de la mente y la materia que le dominan. Luego, otros planetas.
Ya Dimitrios ikimizi birden öldürürse? Muhayyilenize gem vurun.
Por favor, no deje volar su imaginación.
Albay, at gözlüğüne rest çekmişim, bir de ağzıma gem vurmaya çalışmayın.
Coronel Plummer, yo no me dejo engañar, con que no intente callarme.
Birincisi, berbat bir aktör, beyitlere gem vurup, trajedilerde inler.
es un actor abominable. que estropea los versos y destroza las tragedias.
Üç ay önce İspanyol vali siyasi emellerime gem vurmam konusunda beni uyarmak için bir diplomat gönderdi.
Hace tres meses el virrey español envío un diplomático que me advirtió que moderase mis ambiciones.
GEM JİLET
CUCHILLAS GEM
Şu ata gem takın.
Pon las bridas a ese alazán.
Tanrı'ya yakın olabilmek için... hatalarınızın kökünü kazımak, tutkularınıza gem vurmak... ve sizi erdem ve rahmet kazanmaya hazırlamak için tasarlanmış... test ve uygulamalara... tabi tutulacaksınız.
Para llegar a una unión cercana con el Señor serán sometidas a ejercicios y pruebas que están diseñadas para arrancar sus faltas frenar sus pasiones y prepararlas para adquirir virtudes y gracia.
Sizi bilmem ama ben ona "Gem" diyeceğim.
No sé ustedes, pero yo voy a llamarla Gem.
- Gem mi, Doktor?
- ¿ Gem, doctor?
Gem, bana yardım ettiği gibi ona da edebilir.
Gem podría curarle de la misma forma que me curó a mí.
Onun ölüme bu kadar yakın olması, Gem'i de öldürebilir mi?
Pero, al estar al borde de la muerte, ¿ podría matarla?
- Hayır. Ama Gem'in gezegenini kurtarabilir.
- No, pero podría salvar el planeta de Gem.
Kurtarılacak olan Gem'in gezegeniyse, onların kurtarılmaya layık olduğundan kesinlikle emin olmalıyız.
Si vamos a salvar el planeta de Gem, debemos estar seguros de que merece sobrevivir.
Onun ölümü buna hizmet edemez. Ama, Gem'in onun için hayatını vermeye gönüllü olması, eder.
Su muerte no, pero su disposición para sacrificar su vida por él, sí.
Bu içgüdünün Gem'e geçip geçmediğini anlamalıyız.
Debemos averiguar si le han transmitido ese instinto a Gem.
Gem'in varlığının özünde yepyeni bir güdü meydana geliyor.
Se está generando un instinto nuevo en la esencia de su ser.
Dr McCoy'un hayatı sadece Gem'e bağlı değil.
La vida del Dr. McCoy no depende únicamente de Gem.
Gem'in içgüdüsü maksimum düzeyde gelişmeli.
Debe desarrollar su instinto.
Tamamlandı.Gem, gezegeninin ayakta kalma hakkını kazandı.
Gem se ha ganado el derecho a la supervivencia.
Buraya Gem'i hissetmesi için getirdiğiniz duyguları siz yaşamıyorsunuz.
No son capaces de sentir las emociones que quieren que Gem experimente.
Gem'i düşünmüyordum.
No pensaba en Gem.
Bu ıssız bucaksız boşlukta, bizi Gem'le biraraya getirmiş olan şansı düşünüyordum.
Pensaba en el azar que nos ha llevado a conocer a Gem en un espacio sin límites.
Bilgisayarınla tartışacak değilim ama, bana anlattığınızdan çıkardığım, Gem'in müthiş pahalı bir inci olduğu.
No es por contradecir a su computador, pero, por lo que me han dicho, diría que era una perla de gran valor.
Muazzam sayıda Norveçli hain Cawdor Beyi'nin desteğiyle müthiş bir saldırıya girişti, ta ki Bellona'nın damadı Macbeth krala kılıç kılıca karşılık verip, onun ruhuna gem vurana kadar.
Las terribles huestes noruegas ayudadas por ese traidor, el Barón de Cawdor empezaron una espantosa lucha, hasta que Macbeth se enfrentó con el rey y doblegó su desenfrenado espíritu.
Gem diye.
Gema, como las joyas.
Gem deriden ve ağızlığı var. - Ne?
La brida es de cuero y tiene un freno. - ¿ Un freno?
Gem, çocuğu rahat bırak.
- ¿ Puedo salir ya?
Gem, ahşap kısımlar... ahşap kısımlar, hamut, dizgin.
El bocado. El tiro. La collera.
İnsanların fikirlerine gem vuramam!
Me importa un bledo lo que piensan.
Benedick'e gidip, duygularına gem vurmasını söylemeyi yeğlerim.
Antes avisaré a Benedicto. Le diré que combata su pasión.
Çektiği ızdıraba gem vurup, son bir kez daha aradı büyük bir bonkörlükle yine görüşme teklif etti.
En agonía, el llamó otra vez, ofreciéndole abundante compensación financiera por sólo una pequeña charla.
Bilahare, makus kaderi ve gem vuramadığı merak arzusu.. ... onu kadının yaşadığı yerin hemen karşısında beklemeye kadar itti. Perişan halde umduğu medet, kadın çamaşırhaneye giderken karşısına dikiliverdi.
Finalmente, en un abatimiento mezclado con mucha ansiedad él montó guardia fuera de su departamento y esperó el momento hasta que la divisó dirigiéndose a la lavandería.
Yerliler mutlak bir özgürlükle doğarlar gem vurulup dizginlenmeleri kolay olmaz.
A los indios, nacidos en libertad, les cuesta acostumbrarse al yugo.
Gemi, bizim gem gemim?
Nuestra nave. Mi nave.
"Umutlarına gem vur. Kalbine sahip çık."
No entregues un corazón... " "
Tamam. Affedersiniz. Arzularıma gem vurur diye düşünmüştüm.
Creí que me ayudaría a frenar el ansia.
Ben Gem, X-5.
Soy Gem, X5.
- Küçük dostum, herşey ters gidiyor, bu tam bir felaket, insanlar çığlık atıyor, ve Gem, bebek fırlamasın diye ayaklarını uzatmak istiyor!
Chiquita, todo salió mal Es un caos total. Gente gritando
- Ne?
Y Gem trata de mantener las piernas cruzadas para que el bebé no salga
- Hı hı. - Bu Gem.
Ella es Gem.
- Hey. Gem nasıl?
¿ Cómo está Gem?
Gidip Gem'le ilgilen.
Ve a ocuparte de Gem
Gem'i taşı.
Vienen. Llevense a Gem Vamos.
- Şişt! Joshua, Gem'i taşı.
Joshua, lleva a Gem
Canını biraz yakmak isteten bir ad.
Sólo por escuchar sus gem ¡ d ¡ tos.
Sırf minik iniltilerini duymak için.
Sólo para escuchar sus gem ¡ d ¡ tos.
Duygularına kendisi gem vuruyor.
Ella puede controlar... sus emociones
İfade özgürlüğüne gem vurma fikrinden nefret ediyorum ama bu bir güvenlik meselesi.
Sería un placer conocerlo, Mitch, si tuviera tiempo, pero no lo tengo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]