Geç kalmayın Çeviri İspanyolca
200 parallel translation
- Geç kalmayın.
- ¿ Tan pronto?
Geç kalmayın. Boşuna zaman israf etmeyelim.
No perdamos tiempo.
Benim yüzümden geç kalmayın yoksa kendimi affetmem.
Y no te retrases por mi culpa, no me lo perdonaría. Y no te retrases por mi culpa, no me lo perdonaría.
Geç kalmayın, biz Lyubomirov'un kendisini bekliyoruz.
No llegues tarde, esperamos al mismísimo Liubomírov.
20 dakika sonra ön tarafta buluşacağız, sakın geç kalmayın.
Quedamos en la entrada dentro de 20 minutos, y no os retraséis.
- Lütfen geç kalmayın.
- Y... no llegues tarde.
"... fabrikanın kapısına gelin, ve sakın geç kalmayın! "
"... a las 10 de la mañana, el 1 de octubre, ¡ y no llegues tarde! "
Çok geç kalmayın.
No vuelvan muy tarde.
Geç kalmayın.
No os retraséis.
Molanızda bunu okuyum. Tamam, İşe geç kalmayın dostlar.
No lleguen tarde al trabajo.
Geç kalmayın, yarın okul var.
No vuelvas tarde. Mañana hay que ir a la escuela.
- Akşam yemeğine geç kalmayın.
- No venga tarde a cenar.
Günbatımından bir saat sonra dönmüş olun. Geç kalmayın.
Vuelvan una hora después de anochecer.
Greenville'e çok geç kalmayın.
Traten de no llegar tarde a Greenville.
Lütfen geç kalmayın.
Sé puntual.
- Şimdi gidiyoruz. - Geç kalmayın ama.
Ella va a demandar a la ciudad.
- Biz gidiyoruz. - Sakın geç kalmayın.
¡ Mis queridos ciudadanos!
- Geç kalmayın ama. Mahkeme günü yaklaştıkça, yaklaştı.
De repente el doctor Röder se acercó.
Şimdi gidin. Geç kalmayın!
Vaya. ¡ No se retrase!
İlk gösteri dokuzda, geç kalmayın.
Empiezan a las nueve, no lleguen tarde.
Geç kalmayın yemek neredeyse hazır.
No tarden porque la cena está casi lista.
Tabi, Bayan Lemon. Hiçbir şekilde egzersiz dersinize geç kalmayın siz sakın!
Sí, Srta. Lemon, bajo ninguna circunstancia debe Ud. llegar tarde a su clase de educación física.
Geç kalmayın.
No te retrases.
Çok geç kalmayın tamam mı?
No volváis muy tarde, mañana no es domingo.
Yarın akşam, San Shui Lokantasında, geç kalmayın.
Mañana por la noche, en el restaurante San Shui, y no lleguéis tarde.
Geç kalmayın.
Procure no retrasarse.
Geç kalmayın!
¡ No llegues tarde!
Geç kalmayın.
No tarden.
Sakın geç kalmayın.
No lleguen tarde.
Ama geç kalmayın.
Pasadlo bien pero no lleguéis tarde.
Geç kalmayın.
No lleguéis tarde.
İş kulübüne geç kalmayın!
No lleguéis tarde a la oficina de empleo, chicos.
Siz delikanlılar da çok geç kalmayın, tamam mı?
Ustedes no se queden hasta muy tarde.
Geç kalmayın.
- No se retrasen.
Geç kalmayın.
No se retrasen.
Bir dakika bile geç kalmayın.
Ni un minuto más tarde.
Orada görüşürüz. Geç kalmayın.
Voy a estar allí para encontrarte.
Bir daha, bu kadar geç kalmayın.
La próxima vez, no anden por ahí hasta tan tarde.
Bir daha ki sefer bu kadar geç kalmayın, anlaşıIdı mı? - Evet.
Traten de que no esté tan cerca la próxima vez, ¿ entendido?
Geç kalmayın. Bayrak bile tasarlamış.
Ella diseño la bandera.
- Pazartesi geç kalmayın.
Asegúrate de ser puntual el lunes.
Hatunlar geç kalmayın.
No llegues tarde o te mataré.
Geç kalmayın. Bunun içinde ne var dostum?
¿ Que hay aquí, hombre?
Geç kalmayın.
Mi hija, mi hija.
Sakın geç kalmayın.
No lleguéis muy tarde.
Geç kalmayın.
No lleguen tarde.
Geç kalmayın!
¡ No se retrase!
Televizyondaki dizileri izlemek için, geç saatlere kadar kalmayın.
No se quedarán hasta muy tarde mirando series de TV.
Kalmayı isterim ama grup terapim var. Geçen sefer geç kaldım. Kumar bağımlıları pasif-agresiflerle yemek bağımlılarını ağlatamazsınız diye bahse girmiş.
Sí, y me gustaría quedarme, pero tengo una reunión con mi grupo de terapia, y la última vez que llegué tarde, los jugadores compulsivos estaban apostando con los pasivos-agresivos que ellos no podrían hacer llorar a los obesos.
Her gün yürümeye çalışın, yarım mil, fazlası olmaz.Gece geç saatlere kadar kalmayın.Hepsi bu kadar.
Trate de andar a diario, media milla, no más. Y no esté levantada hasta muy tarde. Eso es todo.
Fazla geç kalmayın. Yarın okul var.
No se acuesten tarde.