Geçerken uğradım Çeviri İspanyolca
103 parallel translation
Geçerken uğradım.
Estoy de paso.
Senatör, sizinle tanışmak istediğimden geçerken uğradım.
Senador, pasaba por aquí y se me ocurrió que quería conocerlo.
Geçerken uğradım, duydum ki küçük kız fırtınaya yakalanmış...
Me han dicho que la niña se había caído y...
Geçerken uğradım.
Sólo voy a estar aquí un minuto.
Geçerken uğradım.
Pasaba por aquí.
Geçerken uğradım diyebilirim.
Podría decir que pasaba por ahí.
Geçerken uğradım.
Sí, pero sólo de pasada.
Sadece geçerken uğradım.
Solo estoy de paso.
Yalnızca geçerken uğradım o kadar.
Sólo unas horas durante una parada.
Saat geç, ama geçerken uğradım.
Sí. Perdona que venga tan tarde, pero pasaba por aquí.
Uzun zamandır evimde duruyorlar. Başıma bela oldular. Geçerken uğradım.
Tenía esto en un cajón... desde hace tiempo, sin que fueran de utilidad.
- Sadece geçerken uğradım.
Sólo estoy de paso.
Karımı görmek için geçerken uğradım.
Me detuve para ver a mi esposa.
Hayır, kalamam, geçerken uğradım.
Entra. - No, sólo pasaba por aquí.
Ben buraya geçerken uğradım. Hayatım böyle benim. Senin için ise ciddi bir mesele.
Estoy de paso, mi vida no está aquí, pero lo tuyo es serio, es tu vida.
Geçerken uğradım.
Sólo pasaba por aquí. Erno.
Dediğim gibi, geçerken uğradım.
Como te dije, pasaba...
- Hayır, sadece geçerken uğradım.
- No. Estoy de paso.
- Geçerken uğradım.
- Estaba de paso.
Otursana. - Rahatsız etmedim ya? Geçerken uğradım.
- Andaba por el barrio.
Geçerken uğradım.
He venido de visita.
Geçerken uğradım, Byron.
Sólo estoy mirando, Byron.
Aslında geçerken uğradım.
En realidad, estoy de paso.
Kalmayacağız, geçerken uğradım.
Sólo nos podemos quedar un minuto.
Yok ya, ben sadece geçerken uğradım.
¡ No! ... ¡ No es asunto mío, sólo pasaba por aquí!
- Geçerken uğradım.
- Pensé pasar por aquí.
Geçerken uğradım.
Voy de paso.
Geçerken uğradım. - O zaman sorun ne?
Sólo he pasado.
- Geçerken uğradım, Junuh. Ama aslına bakarsan Savannah'dan daha önemli bir şey yok.
Allanándola, pero por un asunto muy importante para Savannah.
Geçerken uğradım...
Estaba de paso y pasé.
- Geçerken uğradım.
¿ Qué haces aquí?
Geçerken uğradım.
Andaba por ahí.
Pek sayılmaz. Geçerken uğradım.
Para nada, lo dije para poder verla.
Daha önceden aramalıydım, ben de geçerken uğradım.
Debería haberte avisado de que me pasaba.
Geçerken uğradım. Küçük bir sürpriz. - Yüzünü görmek için sabırsızlanıyorum.
No, sólo soy un viejo amigo, con una pequeña sorpresa.
Sadece bir dost. Geçerken uğradım.
Sólo un amigo que está de paso.
Dinle, geçerken uğradım.
Escucha, es una visita rápida.
Geçerken uğradım.
Andaba por el barrio.
Sebastian senin burada olduğunu söyledi, o yüzden geçerken uğradım.
Sebastian me dijo que estabas aquí, así que pasé de visita.
Buraya sadece geçerken biraz rahatlamak ve traş olmak için uğradım.
Sólo estoy de paso y quiero un afeitado.
- Geçerken bir uğradım. Çocuğun sütü için.
Eres una mujer de oro, muy valiente.
Geçerken ona da uğradım.
Acaba de pasar.
Geçerken bir uğradım.
- Estoy de pasada.
Buralardan geçerken ona sadece bir uğradım.
Simplemente hice un alto en mi viaje.
Buralardan geçerken birkaç kere uğradım ama evde hiç yoktun.
Pasé unas cuantas veces, pero nunca estabas.
Öylesine geçerken bir uğradım hal hatır sormak için.
Solo pasaba a ver qué estaba haciendo.
Geçerken uğradım.
Sólo estoy de paso.
Geçerken şöyle bir uğradım, benimle kulüp lokaline gelmek ister misin?
¡ Hola! Estaba en el vecindario. Decidí pasar y ver si querías ir a la casa.
O da geçerken uğradı mı?
Jill Foster, ¿ pasó por aquí?
Bu nasıl olacak ki? "Merhaba Toprak Kralı, geçerken uğradık." mı diyeceğiz?
Como haremos eso. "Uno no sólo se le aparece al Rey Tierra".
Gibbs. Geçerken mi uğradın, yoksa masanı geri almaya mı?
Hola, Gibbs. ¿ Sólo está de visita por el vecindario o viene a recuperar su escritorio?