Gidecek Çeviri İspanyolca
17,325 parallel translation
Godspell'e gidecek misin?
¿ Vas a ir a Godspell?
Georgie Junior sonbaharda üniversiteye gidecek, Jimmy seneye mezun oluyor.
Georgie Junior irá a la universidad y Jimmy se gradúa el próximo año.
Gidecek başka yerim yok.
No tengo adónde ir.
- Gidecek yerim yok ama.
- No tengo adónde ir.
Gidecek başka yer gelmedi aklıma.
No sabía a dónde ir.
Tatlım, tuvalete gidecek misin?
Cariño, ¿ necesitas ir al baño?
Acı yavaş yavaş gidecek.
EI dolor irá remitiendo poco a poco.
Adam bu gece Vladivostok'a gidecek.
Cierto hombre irá a Vladivostok esta noche.
Gidersen, balığa gidecek kimse kalmaz.
Si te vas, no tengo nadie con quien ir a pescar.
Sen gidersen balığa gidecek birini bulamam.
Si te vas, no tendré a nadie con quien ir a pescar.
Söylüyorum sana, bu insanların arasında kapış kapış gidecek.
Créeme que con esta gente se me irá de las manos.
- Ne yani, tamamen gidecek misin?
Espera. ¿ Dejarás todo?
Akşamları evden çıkmak için gidecek
Sería lindo que tuvieras un lugar a donde ir
- Dur biraz. Gidecek misin, Rock?
- Espera. ¿ Te vas a ir, Rock?
Kim önden gidecek, en çok parayı kim alacak onu tartışıyorlar.
Quién maneja, quién va primero, a quién le pagan más.
Herkes mutlu mesut yoluna gidecek.
Todos se van felices.
Yani protokole aykırı davranarak tek başına şahidi alıyor bunu kayıtlara dahi geçmiyor ve herkesten önce Connie'nin yerine gidecek vakti oluyor.
Busca a un testigo sin supervisión, en contra del protocolo, ni siquiera lo registra y tiene tiempo para llegar a Genghis Connie's antes que nadie.
Bu hoşuna gidecek.
Esto te gustará.
- Sen de çekip gidecek misin?
- ¿ Y te irás?
A timi konvoyun önünden gidecek.
El equipo Alfa irá adelante en la caravana.
Bak, rol kesmek kolay, gidecek cesaretim yok diyorsan bana söyle.
Mira, si no te sientes tan valiente como finges ser... dímelo ahora mismo.
Konu sen olduğun müddetçe sorun yok, ama şimdi hepsi elinden uçup gidecek.
Mientras sigas en la jugada. Puedes sentir cómo se va de tus manos.
Evde de Paris'e gidecek yeni birliğin lâfı geçmiş.
Y han habido conversaciones domésticas sobre un nuevo destino a París.
Ne zaman gidecek?
¿ Cuándo se va?
Katedrale gidecek güvenli bir güzergâh bulacağım.
Voy a encontrar una ruta segura a la catedral.
Para karşılığı senin yerine gidecek birini bulursun, olur biter.
Le pagas a alguien para que vaya por ti y ni te acercas a la capilla.
Belki de sonsuza kadar böyle gidecek.
Tal vez haya sido siempre.
Daha duruşmaya gideceksin ve hayatımdan 2-3 ay gidecek.
Si va a juicio serán dos o tres meses de mi vida.
Başka bir deyişle herşey daha da kötüye gidecek.
Cualquier otra cosa, nos dejará peor.
Bu hoşuma gidecek.
Voy a disfrutarlo.
O ne zaman evine gidecek?
¿ A qué hora se va a su casa?
Söyledim ya o gidecek.
- Te dije que se marchará.
Baloya gidecek, diskoya değil.
Va a un baile de graduación, no a una discoteca.
Annemin ölmesi ve benim üniversiteye gidecek olmamdan dolayı onun için endişeleniyordum.
Con mamá habiendo muerto y yo marchándome a la universidad él me preocupaba.
Gidecek hiçbir yerim yoktu.
No tenía adónde ir.
Günün birinde çok ileri gidecek.
Un día se pasará de la raya. Y no podré hacer nada.
Gidecek yer yok.
No hay adónde ir.
Yemek yok, gidecek yer yok.
No tienes pan ni ningún sitio al que ir.
Ama haberiniz olsun, içinizden biri bir saat için bile gidecek olursa döndüğünüzde işiniz olmayacak.
Pero sabed esto, si alguno se marcha, aunque sea durante una hora, no tendrá trabajo cuando regrese.
Eğer kolyeyi buraya koyarsak gücü sıvının içine gidecek ve seni içerden koruyacak.
Si lo ponemos aquí... su poder entrará en los líquidos y te protegerá desde adentro.
Gidecek bir yerin yok mu?
¿ No tienes un lugar donde ir'?
Her değişiklik bizden gidecek.
Cada cambio será aprobado por nosotros.
Nereye gidecek ki?
¿ Adónde va a ir?
Her şeyi Century'den gidecek.
Todo dejará Century City.
Grace'in hatrına her şey yolunda gidecek.
Así que, por el bien de Grace, nada saldrá mal.
Ne demek kurula gidecek?
¿ Cómo que irá al comité?
Kurt yarım saat sonra gidecek.
El lobo se irá en media hora.
- Böylece gidecek bir yerin olur yani Alex'e... - Alex'e ne?
¿ Cuándo Alex qué?
Amsterdam'a gidecek yolcuların 52 no'lu çıkış kapısına gitmeleri gerekmektedir.
Los pasajeros deben dírigirse...
Batıya gidecek...
- Suministros para enviar al oeste...
Oraya gidecek kadar zamanları var...
Bueno, recuerden la reacción durante el infame y lento caso...