Girdi Çeviri İspanyolca
13,047 parallel translation
Ailemi kaybettim, içime şeytan girdi.
Perdí a mis padres, fui poseída.
Peki benden önce kaç hasatçı girdi oraya?
¿ Cuántos cosechadores han entrado antes de mí?
- Seraya girdi herhalde.
Tiene que estar en el invernadero.
Cassandra laboratuvara girdi.
Cassandra acaba de entrar en el laboratorio.
Tüm doğru cevapları verdi, terapiye girdi.
Decía todas las cosas correctas, iba a terapia.
En son ne zaman körpe deliğine kutsanmış çubuk girdi hizmetkâr?
¿ Cuándo fue la última vez que os introdujisteis una varilla untada en vuestro coño, doncella?
Akademik Yeterlilik Sınavı'na üç kez girdi çünkü daha iyisini yapabileceğini düşündü.
Hizo la prueba de ingreso universitaria tres veces porque pensó que podía hacerlo mejor.
Alex, servis girişinden zorla girdi.
Alex se coló por la puerta de servicio.
Muhtemelen yeraltı otoparkına girdi, Kensi.
Bueno Kensi, probablemente se ha metido en un aparcamiento subterráneo.
Sistemime girdi ve CD'yi işteki bilgisayarlardan birine takmamı istiyor.
Ha entrado en mi sistema, y quiere que ponga el CD en uno de los ordenadores en trabajo.
- Olanları hissetti. Şoka girdi.
Sintió cómo ocurría... entró en shock.
Biri evine zorla mı girdi?
¿ Alguien entró en tu casa?
Diğer ilginç olan şeyse, dışarı çıktığımı bildiğin gün evime ilk defa hırsız girdi.
También interesante el que mi hogar tuviera un robo por primera vez el mismo día en que sabías que yo estaría fuera.
Şüpheli araç Santa Monica Bulvarı 11000 numarada bir benzinliğe girdi.
El sospechoso se detuvo en una gasolinera... en el bulevar Santa Monica.
Dane, Pentagon sunucularına girdi.
Dane se cargó los servidores del Pentágono...
Sensörlerim devreye girdi ama hiçbir şey göremiyorum.
Se activó un sensor pero no veo nada.
- Karınca Adam binaya girdi.
Ant-Man está en el edificio.
O halde, nişancımız içeri girdi, karşısında olan...
- Así es, capitán. Entonces, el tirador entró, enfrentando a...
- Sisteme girdi.
- Está dentro.
Başın belaya mı girdi?
¿ Te metiste en problemas?
Bilgisayarıma girdi ve hepsinden önemlisi köpeğimi çaldı.
Me hackeó y también me robó a mi perra.
Onun yerine olması gereken yere girdi ve projem hayatta kaldı.
En lugar de eso, está donde debe de estar y mi proyecto sigue vivo.
Susan James'ın sırrı ortaya çıktı Weissman hapse girdi emeklilik paraları ise güvende.
El secreto de Susan James se ha revelado, Weissman está entre rejas, y el plan de pensiones está a salvo.
Küçük bir kız komaya girdi.
Una niña pequeña entró en coma.
Sanki buranın sahibi gibi içeri girdi. Marcel ile özel konuşmak istediğini söyledi.
Entró como si esto fuera suyo, dijo que tenía que hablar con Marcel en privado.
- Bacağıma kramp girdi
- ¡ Calambre en la pierna!
İçeri girdi, hiç çıkmadı, demek ki başka bir şey için kullanıyor.
Entra y no sale, así que obviamente lo está usando como un modo
- İçeri nasıl girdi?
¿ Cómo consiguió entrar?
Böcek içine mi girdi demek istiyorsun?
¿ Está diciendo que el Segador se ha metido dentro de él?
Arkamı döndüm, içime girdi.
Le di la espalda y ahora está dentro de mí.
Dizlerime kramp girdi, eğilemiyorum artık.
Tenía un calambre, necesitaba ponerme de pie.
Dün Chicago Güzel Sanatlar Müzesine girdi ve bir çekiçle sanat eserine saldırdı.
Entró en el Museo de Chicago de Bellas Artes de ayer Y atacó una obra de arte con un martillo.
Fizik tedavi sonuçlarını almaya bu sabah acile geldi ve direk yürüyerek girdi.
Llegó a emergencias esta mañana para recoger sus antipsicóticos y pasó como por su casa.
Son model donanım ve 10 tane daha yatağı ile beraber yatan hasta tıbbi cerrahi ünitesi hizmete girdi.
Incluyendo equipos de última generación y diez camas adicionales en la unidad de cirugía para pacientes hospitalizados.
Sence Travis Tanner'ın neden durduk yerde bilinçaltına girdi?
¿ Por qué crees que Travis Tanner de repente apareció en tu subconsciente?
- FBI aramıza girdi...
El FBI se ha entrometido...
1945'te Kızıl Ordu buraya girdi.
El ejército rojo atacó esto en el 45.
Biri raylara atlayıp tünelin içine girdi.
Alguien acaba de saltar a las vías... y entró en el túnel.
Kovaladık, ama mayın tarlasına girdi.
Tenemos la persiguió, pero ella pasó por un campo de minas.
Amber da yedi yaşına girdi demek?
Los 7 años de Amber.
Belki de duman yüzünden dışarıda kalan herkes etkisi altına girdi.
Quizás fue el humo y todos los que estaban fuera, quedaron expuestos.
Oylama yaptık, demokrasi devreye girdi ve Hannah işini yapıyor.
Hicimos un voto... democracia en acción... y Hannah está haciendo su trabajo.
Her şey tamamen birbirine girdi ve sadece merak ediyorum neden beni seçti?
Todo se ha complicado mucho, y me hace preguntarme, ¿ por qué me eligió?
Oliver yine sır dolu moda girdi görünüşe göre.
Oliver ha vuelto al modo de ocultar secretos, al parecer.
Başarıyla sonuçlanmış bir görevden dolayı kendimizi ödüllendirmek için operasyondan sonra yemeğe gitmiştik. Sipariş verirken birden göğsüme bir ağrı girdi.
Después, fuimos a almorzar un filete para premiarnos por un trabajo bien hecho y mientras ordenábamos, tenía esta sensación en mi pecho.
Korkarım oyuncularımız çoktan tabuta girdi bile.
Me temo que definitivamente estaremos viendo funerales con ataúdes cerrados.
15 Temmuz 1863'teki girdi, sana sebebini anlatır.
La entrada del 15 de julio de 1863 debería decirte por qué.
15 Temmuz 1863'teki girdi, sana sebebini anlatır.
La entrada del 15 de julio de 1863, debería decirte por qué.
- Kız girdi mi içeri?
- ¿ Está dentro?
Hangi deliğe girdi?
¿ Adónde diablos se fue?
Sakota motosikleti kullanırken, göğsüne ağrı girdi.
Sakota iba conduciendo y de pronto empezó a sentir dolor.