Gururlu Çeviri İspanyolca
1,520 parallel translation
İspanyollar biraz gururlu gibi görünüyorlar değil mi?
Los españoles parecen ser... muy orgullosos.
Duramıyorum... Gururlu Züppe.
No puedo creerlo...
Gururlu Piç.
Bastardo arrogante
Nadir, gururlu, "neden olmasın".
La mayoría, el orgullo, "el por qué no".
Siz gururlu bir eşsiniz... başarılı bir satış yetkilisinin...
Usted es la orgullosa esposa de un exitoso ejecutivo de ventas...
Gururlu,
"Ha" y "orgullo,"
Ee, gururlu Çeçen çobanı bunu kullanmasını biliyor musun?
Así que, orgulloso pastor checheno, ¿ puedes usar esa cosa?
O çok gururlu.
Es orgulloso.
Çok gururlu, sanırım...
Estaba tan orgulloso, que creí que...
Ve çok gururlu.
Un gilipollas y un orgulloso.
Ben çok gururlu bir kadınım.
Soy una mujer muy orgullosa.
- GURURLU - U.S.
"Orgullosa EE.UU."
Gerekirse arama izni çıkartırız. Biz Amerikan Kübalıları gururlu insanlarızdır.
y conseguiremos una orden si es necesario los Cubanos de Estados Unidos son gente orgullosa
Az sayıda, gururlu.
Los pocos, los orgullosos ¿ No me creen?
İyi ve gururlu iki kızkardeş, aslında buna hiç değmeyecek bir adam için, kendilerini küçük düşüren bir kavganın içindeler.
Dos hermosas hermanas orgullosas... hundidas en el lodo peleando por un hombre totalmente indigno
Dünyanın en gururlu iki insanını küçük düşürdüm.
Los dos seres más orgullosas del mundo, y yo los humillé.
Amaç sahibi, gururlu biri olarak topluluğa borcumu ödemek istiyorum.
Q-quiero devolvérselo a la comunidad, tener un sentido de orgullo, de propósito.
Gururlu yavru köpeklerin yaptığı gibi jürinin önünde havalara zıplayıp ne kadar pürüssüz sağIıklı olduğunu unutma.
Cuando estés delante de los jueces,... mantén tu afeitado trasero bien erguido,... como el orgulloso cachorro que eres.
Miranda kaygılarını rafa kaldırdı ve gururlu bir anne gibi işe geldi.
Ella olvidó sus inquietudes laborales y apareció como una orgullosa futura madre soltera.
Max ise zevkli ve gururlu bir eşcinsel olarak.
Y Max apareció como un orgulloso gay con estilo.
Kafasını kaldırdığı zaman gururlu ifadesini görmeliydiniz.
Luego, cuando sacó la cabeza, lucía muy orgulloso.
Karşımdaki gururlu, güçlü ve güzel kadınlardan oluşan bu kalabalığa bakıyorum. Amerika yolculuğunda ne kadar ilerlediğimizi görüyorum.
Viendo este público de mujeres orgullosas, fuertes y hermosas veo cuánto hemos avanzado en nuestra posición aquí.
Ben gururlu bir adamım.
Amo a mi país.
Yani onu geri alamayacak kadar gururlu musun?
Por lo tanto Usted es demasiado orgulloso para llevarla de nuevo?
Stan onun bütün mal varlığını dondurdu, hiç parası yok, yardım istemek için çok gururlu, o yüzden limuzininde yaşıyor
Stan le congeló las cuentas, no tiene dinero. Es muy orgullosa para pedir ayuda. Vive en la limusina.
Ee, yardımımızı istemek için çok gururlu olduğuna göre, Derim ki girelim oraya ve gelip bizimle kalma fikrine katılana kadar çıkmayı reddedelim.
Como es tan orgullosa para pedir ayuda, yo digo que entremos ahí y no salgamos, hasta que acepte quedarse con nosotros.
"Savaşmak için çok gururlu insan" diye birşey var.
Existen hombres demasiado orgullosos como para pelear.
Süngüm siper kazıyor, yakam beni boğuyor. Ama kafamı kaldırdığımda hoş bir kız görmüştüm... Öyle bir gururla hareket ediyordu ki işte o zaman, yakışıklı ve gururlu gözükmemiz gerektiğini anladım.
Mi bayoneta se me clava, el cuello me aprieta, pero cuando levanto la vista y veo una muchacha bonita tan llena de admiración y tan emocionada por todo esto que me doy cuenta de que debemos mostrarnos apuestos y erguidos.
Tıpkı 20 yıl önceki L'Kor gibisin, gururlu ve öfkeli.
Usted es como L'kor hace 20 años, orgulloso e irascible.
Gururlu görüntümüzün altında gerçek tamamen kontrol dışı olduğumuzdur.
Debajo de nuestra apariencia calmada La verdad es que estamos completamente fuera de control.
Gururlu, haşmetli.
Soberbios, majestuosos.
Çabuk alevlenen, biraz hırslı ve belki de biraz gururlu biri ama kötü biri değil. Hayır, kesinlikle kötü biri değil.
Que tiene mal carácter, es un poco ambicioso, un poco orgulloso, pero no es un mal hombre.
Bu gece burada olmaktan mutlu ve gururlu olduğumu söylemek istiyordum.
Me da mucho gusto y estoy muy orgulloso de estar aquí.
Sen Margaret Chan olamasan da konuşmasını onun yapacağı gibi gururlu ve sağlam bir şekilde okumanı istiyorum.
Quiero que des tu discurso el cual tiene mucho más orgullo y compromiso como Margaret Chan lo haría, de todos modos tú no eres Margaret Chan.
Artık pek gururlu görünmüyor.
No tiene tanto orgullo ahora.
- "Acıdığıma acıyacağım." - Bu kadar gururlu olma.
Y me compadeceré del que me compadeceré.
Gururlu ve küstah gençlik kendini ölüme hazırla.
Joven orgulloso e insolente preparaos para arrostrar vuestra suerte.
Gururlu olun!
Mantengamos la dignidad!
Ama o da çok gururlu davranıyor sanki hiçbir şey umurunda değilmiş gibi.
Aunque lo que hablamos no es divertido Creo que no es importante
Gururlu büyükanne geliyor.
Abran paso a abuela orgullosa.
Bağımsız, gururlu, aristokrat.
Separatista, independentista, soberanista, soberanista-asociacionista.
Ve babam gururlu biriydi.
Mi padre estaba orgulloso.
Hepiniz Kang Lisesinin gururlu geleneklerini biliyorsunuz değil mi?
Todos ustedes saben la orgullosa tradición de la secundaria Kang, o no?
Gururlu ol, tamam mı?
Estate orgulloso, ¿ de acuerdo?
Onların mutlu ve gururlu yüzünü gördüğünde..
Cuando ves orgullo y felicidad en sus caras...
Bana direnebileceğine şartlanmış gururlu kadın sonunda ele geçirildi.
la mujer orgullosa, que cree que puede resistirseme, ha sido finalmente conquistada.
Eğer kendini onlarla karşılaştırırsan, gururlu ve kızgın olursun... çünkü daima senden güçlü ve zayıf insanlar olacaktır.
Si te comparas con los otros, estarás vacío y serás un amargado porque siempre hay alguien más y menos fuerte que uno mismo.
Gururlu olmak kolay
Es fácil ser orgulloso
Gururlu baba.
El padre de la criatura.
Kendini beğenmiş, gururlu... çevresindekilere karşı keyfine göre davranan.
Hacía con los demás lo que quería.
Kendisi çok centilmen ve gururlu bir şahsiyettir.
Porque no me gustaría avergonzarte ya que eres todo caballerosidad y dignidad.